ويكيبيديا

    "نادر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nadir
        
    • nadirdir
        
    • nadiren
        
    • az
        
    • pek
        
    • zor
        
    • Nader
        
    • nadide
        
    • özel
        
    • enderdir
        
    • ender bulunan
        
    Belki farkında değilsiniz ama şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz. TED من المحتمل أنك لا تدرك أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً.
    Gana'daki küçük bir göçebe kabile tarafından üretilmiş nadir bir sembol. Open Subtitles انه شعار نادر الوجود للخصوبة من قبيلة رحالة وصغيرة في غانا
    Testlerin sizde kan zehirlenmesinin nadir bir türü olduğunu gösteriyor. Open Subtitles بلدي التجارب تشير لديك نموذج نادر من تسمم في الدم.
    Market sokağının güneyinde bu ne kadar nadirdir, farkında değil misin? Open Subtitles أتدركين كم هو أمر نادر أن تجدي شخص بهذه المواصفات هنا
    Çünkü beni nadiren etkiliyor, bana sorulan soruda bu vardı. Open Subtitles لأنهُ يؤثر بي بشكلٍ نادر و السؤال المطروح بالنسبة لي
    Benimki az bulunur bir metal. "Tırsaryum" denir. Rengi sarı, tadı tavuk gibi. Open Subtitles بالنسبه لى فأنا مصنوع من معدن نادر يسمى ثيديم هو أصفر بطعم الدجاج
    Sizde teratoma denen bir şey var. Yetişkinlerde çok nadir rastlanır. Open Subtitles أنت تعاني بما يسمى المرض المسخي وهو نادر جداً في البالغين
    Yani, bebeklerdeki yapışıklığı ayırma işlemi bile nadir görülür. Ama yetişkinlerdeki yapışıklık... Open Subtitles أقصد , فصل توأم متصل صغار شئ نادر ماذا عن بالغين متصلين؟
    Bay Rayborn çok nadir bir kanser türünden dolayı tedavi görüyordu. Open Subtitles كان السيد ريبورن يتعالج من من نوع نادر جدا من السرطان
    Ve buraya gelmemin sebebine gelecek olursak, çok nadir görülen bir şeyden bahsecektim. Open Subtitles والسبب الذى اتيت له اليوم لكى اخبرك بشأن شيء حقيقى نادر جداً رأيته
    Çok narin ve çok nadir... Kimse buna engel olamaz. Open Subtitles وإنه هش جداً و نادر ولا يمكن لأحد أن يوقفه
    Çalışmaları, karbonlu kondirit denilen nadir bir göktaşı türü üzerine yoğunlaşıyor. Open Subtitles دراسته تركز على نوع نادر من الحجر النيزكي المُسَمًّى كونريتس الكربوني
    nadir rastlanır bir meyveyle ilgili iş teklifinde mi bulunuyorsunuz? Çerimoya gibi? Open Subtitles أنت تُقدّم لي صفقة في نوع نادر من الفاكهة، مثل نبات القشطة؟
    Onun emarını çektim ve... farkettik ki beyin haritasında çok nadir anormallikler gösteriyor. Open Subtitles لذا أجرينا عليه تصوير رنين مغناطيسي ولاحظنا شذوذاً نادر جداً فى تكوين عقله
    Bu şekerli şeylerin nadir olduğu evrimsel bir istek bu yüzden bunu gördüğümüzde, beynimiz şunu diyor "Al onu, Open Subtitles هذه الرغبة التي تطورت مع الوقت حينما كان وجود الحلى نادر فا حينما رأيناه, دماغنا قال, اذهب واحصل عليه
    Market sokağının güneyinde bu ne kadar nadirdir, farkında değil misin? Open Subtitles أتدركين كم هو أمر نادر أن تجدي شخص بهذه المواصفات هنا
    Mersin balığı derisi çok nadirdir ve son derece pahalıdır. Open Subtitles اه ، جلد سمك الحفش نادر جدا و مكلف للغاية
    Neyse ki tedaviye erken başlanan hastalarda bu durum nadiren gerçekleşir. TED ولحسن الحظ فإن ذلك نادر لمن يتلقّى علاجاً طبيّاً مبكراً.
    Aşırı derecede agresif bir kanserdir ve kurtulma ihtimali çok az. Open Subtitles في الحقيقة هذا النوع من السرطان نادر وخطير وعلاجـها نادر جداً
    Bu okulda hemen herkes Trakya kılıcı konusunda uzmandır... ama günümüzde üç çatallı kargıya pek az rastlanıyor. Open Subtitles عمليا , كل رجل هنا في هذه المدرسة له خبرة مع السيف التريسي لكن الرمح الثلاثي هو شيئ نادر جدا هذه الأيام
    Yani, bugünlerde çok az erkek böyle ve bu yüzden bu, çok zor olacak. Open Subtitles فهذا أمر نادر في الرجال الآن وهذا ما يزيد الأمر صعوبة
    Dedi ki, "Ah hayır!, Ralph Nader dışındaki herkesi adam yerine koyma." TED وقالت لي " اه .. لا ! إدعمي الجميع بإستثناء رالف نادر "
    Hindistan'ın kristali ya da Pers'in halısından çok daha nadide. Open Subtitles أنها أكثر شئ نادر من بلؤرة الهند او سجادة فارس
    Çok ender bulunan ve özel bir aşkınız var ve her şeyi heba etmenizi izlemeyeceğim. Open Subtitles انتما الإثنان لديكما حب نادر و مميز و لا يمكنني تحمل مشاهدتكما ترميانه في مهب الريح.
    Bu, çok hızlı hareket eden bir bitki ki çok nadirdir ve etobur, bu da gayet enderdir. TED هذه نبتة تتحرك بسرعة، وهو شي نادر، وهي آكلة لحوم، وهو نادر أيضاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد