Bir sürü temiz havası, açık alanı ve günlük asabiyet kontrolü dersleri var. | Open Subtitles | بها هواء نقي و أماكن مفتوحة كثيرة و دروس يومية عن التحكم بالغضب |
Daha temiz ruh, daha temiz beden daha temiz tecrübeler. | Open Subtitles | لإنه طالما الجسد نقي كانت الروح نقي كانت الخبرات أنقى |
Havası da temiz çünkü sigara dumanını alıp kötü otellere atıyorlar. | Open Subtitles | والهواء نقي لأنهم يسحبون كل دخان السجائر ويضعونه في الفنادق السيئة |
Biz de dedik ki yağmur yağdığında taze su sağlayalım. | TED | لذا قلنا، اذا جاء المطر، يمكننا الحصول على ماء شرب نقي. |
Ama onla aramızda ki şey, basit ve temiz bir iş anlaşması. | Open Subtitles | لكن ما لدينا هو و انا انه العمل مرتب و نقي وبسيط |
Sanki hamamdan yeni çıkmış gibi taptaze, saf ve temiz. | Open Subtitles | كما لو أنه خرج حديثًا من الحمام، نقي ونظيف تمامًا. |
587332 temiz bir kana mı atanmış yoksa araştırma kanına mı? | Open Subtitles | هل كان الرقم 587332 مصنفا كدم نقي ، أو مخصص للأبحاث؟ |
Beynin içerisinde beyin omurilik sıvısı diye bilinen temiz, berrak bir sıvıdan oluşan geniş bir havuz var. | TED | يمتلك المخ هذا الحوض الكبير من سائل نظيف نقي يسمى السائل النخاعي الشوكي. |
Hatta, ağzı kapalı bir şişenin içinde olsanız, yine de ölmezsiniz, ve daha fazla temiz havaya ihtiyaç duymazsınız. | TED | في الواقع، يمكن أن تكون في زجاجة مغلقة، ولن تموت ولن تحتاج إلى أي هواء نقي |
Peki, çocuklarımıza temiz bir havanın olduğu bir dünyada yetişme şansını nasıl vereceğiz? | TED | كيف نُعطي الفرصة، إذن، لأطفالنا لينشأوا في عالَم به هواء نقي ونظيف؟ |
Açık pencereden içeriye temiz hava doluyormuş gibi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعر وكأن هناك هواء نقي يندفع من خلال نافذة مفتوحة؟ |
temiz havaya ihtiyaçlar var. Sefil olmalarını hiç istemem. | Open Subtitles | يحتاجوا هواء نقي, لا أريد منهم ان يكونوا تعساء |
temiz havaya ihtiyacım var, bir bardak suya ve yumuşak bir yastığa. | Open Subtitles | أحتاج هواء نقي وكأس من الماء ووسادة منفوشة |
temiz hava ve güneş dururken, ne yapalım kurutucuyu? | Open Subtitles | حسناً، من يحتاج لمجفف و هو عنده شمس و هواء نقي |
temiz hava ve güneş dururken, ne yapalım kurutucuyu? | Open Subtitles | حسناً، من يحتاج لمجفف و هو عنده شمس و هواء نقي |
O yüzden boka sarmamasını sağlayalım. Kömür temiz, yalanlar pis! | Open Subtitles | فلنحرص على ألا يذهب للجحيم فحم نقي كذبة قذرة |
Niye gerçekten temiz sidik bulacağımız başka bir yere gitmiyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نذهب الى مكان ما بحيث نحصل على بول نقي حقيقي ؟ |
Ama bir vampir için en tercih edilebilir kan, kendi kan grubundan bir çocuğun taze kanıdır. | Open Subtitles | أفضل دمٍ يمكن أن يستهلك هو دم نقي من طفل الذي يطابق دم مصاص الدماء |
Senin oğlun gururlu, dürüst bir çocuk. Kalbi tertemiz. | Open Subtitles | ابنكِ هو فتىً مستقيم و يُفتخر به و لديه قلب نقي |
Evet, o kadar safsın ki müziğini sadece Brooklyn'deki birkaç yüz beyaz çocukla, San Francisco'nun birazı biliyor. | Open Subtitles | أنت نقي لدرجة أن مئتان من الأطفال البيض في "بروكلن" و سان فرانسسكو" يعلمون بأمرك" |
Ve eroin satıcıları artık bu saflıkta eroin satmıyorlar. | Open Subtitles | و على العموم المروجين لا يبيعون الهيروين نقي لهذه الدرجة |
Bu kişilerin öteki yüzleri kusursuz olsada, onlar sadece bir tek bu kusurla tanınırlar. | Open Subtitles | الفضيلة في اساسها لديها فيض نقي ترتع في الفساد |
Ona saflığını ve temizliğini kazandırmak için,... benliğine girmiş şeytandan kurtaracağız. | Open Subtitles | صنع كله ذلك نقي وجيد اننا نطلق سراح هذه البنت من الشر الذي يتلبسها |
Tamamen saflık ve temizlikle dolu birinin ışığında güneşlenmenin nasıl bir şey olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | أردت ما أشعر أنه التدفأ بالإعجاب لشخص نقي في النية |
Malfoy ailesi gibi bazı büyücüler "Safkan" oldukları için herkesten üstün olduklarını sanır. | Open Subtitles | يظنون أنهم أفضل من الآخرين لأنهم أصحاب دم نقي |