Ve bu, Bu sabah size söylemek istediğim şeyin ana temasıdır. | TED | وهذا هو الموضوع الاساسي الذي اريد ان أتكلم عنه هذا الصباح |
Bu sabah Tom Reilly'nin cumartesi günkü konuşması hakkında birçok fısıltı duyduk. | TED | هذا الصباح سمعنا كثيراً من الهمس حول إختتام توم رايلي يوم السبت. |
Bu korkunç iş hakkında hiçbirşey bilmediğim için Bu sabah kaçıp gittim | Open Subtitles | لأنني لا أعلم شيئاً عن هذا الفعل المرّوع الذي فعلته هذا الصباح |
Bu sabah bana gönderdiğiniz küçük Noel ağacını aldığımda gerçekten çok duygulandım. | Open Subtitles | هذا الصباح ، حين تلقيت شجرة الكريسماس المهداة منكم لقد تأثرت بشدة |
Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... | Open Subtitles | هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت |
Bu sabah biraz yorgunum. Dün gece çok az uyuyabildim. | Open Subtitles | إننى متعبة قليلاً هذا الصباح لقد نمت قليلاً ليلة أمس |
Biliyor musun Al, Bu sabah kendimi çok iyi hissediyorum. | Open Subtitles | أتعرف يا آل ؟ هذا الصباح ، راودني ذلك الشعور |
Bu sabah kimse uyumuyor. Barut tozunu iki katına arttır. | Open Subtitles | لا أحد ينام هذا الصباح ضع كمية مضاعفة من البارود |
Dün gece ninesinin evinde kaldı. Bu sabah geri geldi. | Open Subtitles | لقد كانت عند جدتها ليلة البارحة لكنها عادت هذا الصباح |
Ama Bu sabah, Rodin ile diğer ikisinin Roma'da olduklarını öğrendik. | Open Subtitles | لكننا إكتشفنا هذا الصباح بان رودين و الإثنان الآخرين في روما. |
Bu sabah gelen bilgilere göre, programda bir değişiklik oldu. | Open Subtitles | أوه، هنالك تغيير بسيط، لقد وصلتنا معلومات جديدة هذا الصباح |
Bu sabah tutuklanmış. Artık sabıkası var. - Bunu biliyoruz. | Open Subtitles | كنت محقاً، فقد تم إلقاء القبض عليه هذا الصباح واحتجز. |
Bu sabah olanlardan sonra, gidecek bir yeri kalmamıştı. - Kalmadı mı? | Open Subtitles | بعد ما حصل هذا الصباح , ليس لديها مكان آخر تذهب إليه |
Bu sabah işleri hızlıca hallettiğimizden "Belki de eve gitmem." diye düşündüm. | Open Subtitles | منذ انجزناها بسرعة هذا الصباح ان أفكر ربما لن أذهب الى البيت |
Burada olmak çok iyi oldu, çünkü Bu sabah işe gitmiyorum. | Open Subtitles | ومن المريح جدا، وجودك هنا، لأنني لن تجدي نفعا هذا الصباح. |
Bu sabah 12 görevimiz var. Able Seaman veya daha iyisi. | Open Subtitles | لقد حصلنا على 12 موقع هذا الصباح ملاح ماهر أو الأفضل |
Ama sen Bu sabah görmeyi beklediğim en son insansın. | Open Subtitles | و لكنك آخر شخص في العالم أتوقع رؤيته هذا الصباح |
Ascanio, Bu sabah bazı belgeleri satmak için elçiliğe geldi. | Open Subtitles | أسكانيو حضر هذا الصباح للسفارة , محاولا بيع بعض الاوراق |
Bu sabah okulda işleri varmış. Ayyaşın biri kendini yakmış. | Open Subtitles | لقد كانوا مشغولين بالمدرسه هذا الصباح احد المتشردين احرق نفسه |
Bu sabah da aynı arızayı yaptı. Tamiri yarım saat sürdü. | Open Subtitles | الشئ نفسه حصل هذا الصباح أستغرق حوالي نصف ساعه ليتم إصلاحه |
Bu sorunlardan ikisini bugün sizlerle paylaşacağım ve şu an ki durumlarından bahsedeceğim. | TED | لذا سنتناقش في هذا الصباح حول اثنتين من تلك المشاكل وسنتحدث عن وضعهما |
Peki O sabah bu kızlardan hangisinin standda olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تخبرنى الآن, ايهما كانت خلف المكتب هذا الصباح ؟ لا |
- Sabah geldiğimde buradaydı. Ayakkabıları düzenliyordu. | Open Subtitles | كان هنا هذا الصباح حين وصلت, يرتب الأحذية. |
Sanki hiçbir şey olmamış gibi Sabahtan beri burada dolaşıyor. | Open Subtitles | أتى إلى هنا هذا الصباح و كأن شيئاً لم يحدث |
Bir daha, bu sabahki gibi bir gösteri duymak istemiyorum. | Open Subtitles | فلا اريد ان اسمع منها مثل ما سمعته هذا الصباح |