Michelle seriyi izleyip Alex Hewitt diye bir hacker'a ulaşabildi. | Open Subtitles | ميشيل تتبعت هذا التوقيع إلى أن وصلت إلى أليكس هويت |
Her şey, Hewitt dahil, dün gece buharlaşacaktı. | Open Subtitles | كل شيء بما فيهم هويت كان من المفترض أن يتبخر الليلة الماضية |
Hewitt'in tavanarasına gidiyorum. Bilgisayarına girmeye hazırlan. | Open Subtitles | أرجع إلى شقة هويت كوني على إستعداد للتعامل مع الكمبيوتر |
Kingsley'ye sizi ele verecek kanıtlar karşılığı Hewitt'i önerin. | Open Subtitles | قولي لكنجسلي أنك سوف تستبدلي هويت بأي دليل يدينك |
11 Şubat 2005 gecesi Kristen McKay ve James Hoyt arkadaşlarının nikâh töreninden ayrıldıktan sonra Hoyt'nin ailesine ait yazlık eve geri döndüler. | Open Subtitles | في ليلة فبراير يوم 11 عام 2005 كرستينا ميكي و جيمس هويت تركوا حفلة زواج صديق لهم وعادوا الى منزل عائلة هويت الصيفي |
Elimi göstermem için zorlarsan Hewitt'e hikayeyi herkese anlattırırım. | Open Subtitles | أنت تجبرني على أن أتأكد أن يخبر هويت القصة إلى أكبر عدد من الناس |
Hewitt beni açığa çekmek için bir yem. | Open Subtitles | هويت سيكون طعم لكي أذهب أنا في مكان مكشوف |
Kingsley'nin, Hewitt'in bizde olmadığını anlayınca bizi öldürecek adamları var. | Open Subtitles | كنجسلي سيكون معه رجال سيقتلونك بمجرد أن يدركوا أن هويت ليس معنا |
Anne, bak. Jennifer Love Hewitt'la kotumuz aynı. | Open Subtitles | امي انظري لدي نفس الجينيز مثل جينيفر لوف هويت |
Bu yüzden Bay Janus ve ben Connex'in Washington vekili, Sydney Hewitt'i önümüzdeki 30 günün stratejisini açıklasın diye getirdik. | Open Subtitles | لذاالسيدجونزوأناأحضرنا... مستشار شركة كونيكس فراع واشنطن سيدنى هويت هنا ليتحدث عن إستراتيجيتنا فى الثلاثون يوم القادمين |
Kingsley, Hewitt'in öldüğünü bilmiyor. | Open Subtitles | كنجسلي لا يعرف أن هويت قد قتل |
Hewitt'in bende olduğuna dair kanıt isteyecektir. | Open Subtitles | لن يثبت أن هويت عندي |
Hewitt onunla konuşacak. | Open Subtitles | هويت سوف يتحدث له |
Bu da son pürüz olarak Hewitt'i bırakıyor. | Open Subtitles | والذي يترك هويت آخر شيء .. |
Hewitt bulunup elimine edilecek. | Open Subtitles | سوف نجد هويت .. و سنقضي عليه |
- Çünkü karşılığında Alex Hewitt'i vereceğim. | Open Subtitles | -لأنني سوف أعطيه أليكس هويت في المقابل |
Hewitt, Sherry Palmer'da. | Open Subtitles | شيري بالمر لديها هويت |
Hewitt'in krizi. | Open Subtitles | سكته هويت الدماغيه |
Çırak'ın görevini tamamlayıp Hoyt'u bulmak için Boston'a geldiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد ان معلمنا انهى جولته واتى الى بوستن ليرى هويت |
Bana Pete Hoyt'tan nefret ettiğim sürece... hayatımın kontrolünün onda kalacağını öğretti. | Open Subtitles | هو جعلني أتفهم انه طالما أكره بيتر هويت فلديه السيطرة على حياتي |