Üçe bölersek dünyayı, üç paydan birini nasıl hak eder bu? | Open Subtitles | أمن الصواب وقد قسمنا العالم لثلاثة أقسام.. أن نجعله على واحدٍ منها ؟ |
İkisinden birini bulursanız, yerini doğrulayın ve bu noktaya geri dönün. | Open Subtitles | وإذا وجدّتُم أيّ واحدٍ منهما، حدّدوا مكانه، وعودوا إلى المركز |
Şimdi bana başka bir tane bulmak için ne yapacağını söyle. | Open Subtitles | الآن قلّ لي ما ستفعله، لمساعدتي للحصول على واحدٍ جديدٍ. |
Hayal edin, benim elimdeki gibi bir diskiniz olabilir, üç inç çapında, tek bir farkla. | TED | تصوروا أن لديكم قرصاً شبيهاً بهذا الموجود في يدي، بقطر ثلاثة إنشات، مع فارقٍ واحدٍ. |
Sürekli verileri görmezden gelen şirketler görüyorum çünkü bu nicel bir modelden gelmiyor veya birine uymuyor. | TED | أرى مؤسسات تتجاهل البيانات طوال الوقت لأنها لم تنتج عن نموذج كمي أو لا تتناسب مع واحدٍ. |
Ufak bir plan yapıp onları akşam yemeğine davet ettiniz. Her birinin yemeğine çok nadir bulunan kurt adam panzehiri karesi atacaksınız. | TED | قمت بدعوتهم للعشاء بخطّةٍ بسيطة: ستضع مربعاً من ترياق مستذئبٍ نادر بعشاء كلِّ واحدٍ منهم. |
Ekipmanlarımız, şirket binalarınızdan birinde ağır bir gaz kaçağı tespit etti. | Open Subtitles | أجهزتنا تُظهر تسريباً حاداً في الغاز.. في واحدٍ من المبانِ لديكم. |
2,300 yıl önce İskenderiye yöneticileri insanlığın en cesur amaçlarından biriyle yola çıktılar; dünyadaki bütün bilgileri bir çatı altında toplamak. | TED | قبل 2300 عام، قرر حكام الإسكندرية تحقيق واحدٍ من أكثر الأهداف الإنسانية جرأة: جمع كل المعارف في العالم تحت سقفٍ واحد. |
Destek uydularından birini yeniden konumlandırıp görüntümü düzeltemez misin? | Open Subtitles | شركة تلفزيونية ألا يمكنك إعادة تموضع واحدٍ من الأقمار الصناعية المساعدة التي يمكنها إعطائي تغطية أكثر شمولاً؟ |
Biliyorum. Daha çok onlardan birini öldürebilir. Bu durumda vicdanıma hesap veremem, anladın mı? | Open Subtitles | أشبه بقتل واحدٍ منهم، ولا أستطيع أن أتحمّل ذلك على ضميري. |
birini sonsuza kadar sevmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لسنا مُجبرين على حبّ شخصٍ واحدٍ طوال حياتنا |
Binlerce yıllık inançlarını hiçe sayıyorsun ve arkadaşın da o 36'dan birini daha aramaya geliyor. | Open Subtitles | أنتَ تطيرُ في وجهِ آلاف السنين من معتقداتهم وصديقتكَ أتت إلى هنا باحثةً عن واحدٍ اخر من الـ36 |
Tabii, bize bir tane almaya uğraşma. | Open Subtitles | نعم ,لا تزعج نفسك بالحصول على واحدٍ لنا. |
Bir tane içmekle bebeğin deforme olmaz. | Open Subtitles | و يمكنكِ إحتساء واحدٍ و هذا لا يعني بأن طفلكِ سيشوّه |
Bir şekilde bir tane daha bulmuşlar. Şu anda ona bakıyorum. | Open Subtitles | بطريقةٍ ما، استطاعوا أن يضعوا أيديهم على واحدٍ آخر، أنا أنظر إليه حالياً |
Bu 5 okyanusun her biri, kendi aralarında genellikle okyanus olarak bahsedilse de, aslında devasa, tek bir su kütlesinin bir parçası, Dünya gezegeninin yüzünü kaplayan bir okyanusun parçası. | TED | كل واحد من هؤلاء الخمسة، بينما يشار لها على أنهم محيطات بحد ذاتها، هي في الحقيقة جزء من جسم كبيرٍ واحدٍ من الماء، محيطٌ وحيد، والذي يعرِّف وجه كوكب الأرض. |
Bu, fabrikaların her parçayı tek bir çatı altında üretmek yerine ayrı ayrı üretmesinin daha ucuz olduğu anlamına gelir. | TED | أي أنه من الأرخص للمصانع أن تصنع كل جزءٍ بكميةٍ ضخمةٍ بشكلٍ منفصلٍ بدلًا من صناعة كل جزءٍ في مكانٍ واحدٍ. |
Arılar bütün gün çiçek özü toplar ve onu midelerinde doğanın en zengin besinlerinden birine dönüştürürler, bal. | Open Subtitles | تجمع النحلات الرحيق طوال اليوم وتحوّله، بواسطة معداتها، إلى واحدٍ من أغنى أغذية الطبيعة، العسل. |
29 oğlandan her birinin DNA'sının bir kısmı eksik. | Open Subtitles | كلّ واحدٍ من الفتيةِ الـ 29 ينقصه جزءٌ من حمضه النوويّ. |
Herhangi biri sizi öldürecektir, ancak sadece birinde ana bir lezyon bulursunuz. | TED | حتى ولو واحد فإنه سوف يقتلك، في واحدٍ منها فإنك سوف تجد مشكلة كبيرة. |
Bu sebepten yüzlerce insanla çevrili olabilirsiniz, biriyle iletişime geçersiniz sonra bir başkasıyla ama yine de kendinizi yalnız hissedersiniz. | TED | وهذا هو سبب أنك قد تكون مُحاطًا بمئات الأشخاص، وتتحدث مع واحدٍ تلو الآخر، ومع ذلك يستمر شعورك بالوحدة. |
Bu gece odun yığınları yandığında alevlerin her birimizin kalplerini saflaştırıp arındırmasına izin verelim. | Open Subtitles | عندما توقد المحرقة هذه الليلة لندع النيران تُطهر كل واحدٍ منا داخل قلبه |
Fakat her birimiz kendi evimizde, okulumuzda ve iş yerlerimizde ilk adımımızı atarsak hava kalitemizde büyük değişimler meydana getirebiliriz. | TED | لكن لو كل واحدٍ منا أخذ زمام المبادرة في منزله ,وفي مدرسته وفي مكان عمله .يمكن أن نصنع فرقاً كبيراُ في جودة الهواء |