O kapıyı açtın, rüzgar şamdanları söndürdü, deniz yosunu yüzüne dokundu, çığlık attın. | Open Subtitles | لقد فتحت هذا الباب و أطفأت الرياح شمعاتك و لمس عشب البحر وجهك |
Hiç bir top ya da eldiveni yüzüne tuttun mu? | Open Subtitles | هل رفعت الكرة أو القفاز إلي وجهك في أي وقت؟ |
Doğru. Bunu yapıyorum, çünkü böylece sürekli o çirkin suratına bakmak zorunda kalmıyorum.. | Open Subtitles | أفعل هذا لكي لا أضطر إلي أن أنظر إلي وجهك القبيح طول الوقت |
suratını telefon defteriyle dağıtmadan sana buradan çıkman için 10 saniye veriyorum. | Open Subtitles | سأعطيك 10 ثواني لتخرج من هنا قبل أن أصفع وجهك بدليل الهاتف |
Bugünden itibaren Yüzündeki her iz için 1 peni alacaksın. | Open Subtitles | اعتباراً من الليلة ستحصل على بنس لكل ندبة على وجهك |
Bu aleti cep telefonunla kontrol ediyorsun ve üstünde suratın var. | Open Subtitles | يمكنك التحكم في هذه مع هاتفك المحمول وجهك يأتي على ذلك. |
Bu hormon iğneleri yüzünden sana bir tane çakmak istiyorum. | Open Subtitles | حقن الهرمون هذه تجعلني اود ان اصفعك على وجهك الان |
Herife baksana! Eğer ona hanım evladı dediğini öğrenirse ayağını yüzüne siler. | Open Subtitles | انظر إليه، لايعرف ما الذي تقوله، وإلا كان سيمسح قدميه في وجهك |
Bir gün koca bir adam olacak yüzüne çamur bulaşmış... | Open Subtitles | سيصبح رجلا كبيرا يوما ما حصلت على الطين في وجهك |
Tanıştığımız zaman yüzüne dokunmamı istemiştin böylece nasıl biri olduğunu anlayacaktım. | Open Subtitles | عندما التقينا أول مرة عرضت علي أن ألمس وجهك حتى أنمكن |
Michael, hiç yüzüne darbe aldın mı? Hiç de hoş değil. | Open Subtitles | مايكل هل ضربت فى وجهك من قبل هذا شعور ليس جيدا |
Şu hâline bir bak. yüzüne bir bak. İki katın yaşlı gösteriyorsun. | Open Subtitles | انظر اليك , انظر الى وجهك اللعين تملك وجه مضاعف لعمرك الحقيقى |
sana hizmet edeceğime, çayı suratına fırlatıp botlarına işerim daha iyi. | Open Subtitles | سوف أقذف الشاي في وجهك وأتبول فى حذائك قبل أن أخدمك |
-Bir daha asla kimsenin kapıyı suratına çarpmasına izin vermeyeceksin. | Open Subtitles | لا تـدع أحـداً يغلـق الباب بعنف في وجهك ثانيّة أبدّاً |
Eğer suratını tekrar görürsem, Bomba olsun olmasın seni öldürürüm. | Open Subtitles | إن رأيت وجهك ثانية سأقتلك، بقنبلة أو من دون قنبلة |
Kantinden de bir şeyler alabilirdim ama o zaman senin şirin suratını göremezdim. | Open Subtitles | كان بامكاني ان آكل شيئا من الكافتيريا عندها لن يمكنني رؤية وجهك الظريف |
Photoshopla Yüzündeki o aptal ifadeyi silemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لم استطع أن امسح التكشيرة على وجهك في لفوتوشوب |
Çünkü bu konuyu her açisimda Yüzündeki o ifade olusuyor. | Open Subtitles | لأنّ في كلّ مرّة أتحدّث عنه، أرى نظرة على وجهك. |
Ve eğer sesli gülecek olsan suratın ikiye ayrılırdı herhalde. | Open Subtitles | وربما كان وجهك ليتجعد لو انك ضحكت بصوت عالى |
yüzünden ne demek istediğini ben bile doğru düzgün anlayamıyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أنّي لمّ أحصل علىتعبيرواضح.. من وجهك .. صحيح؟ |
Stu, seni gidi ihtiyar, seni bu kadar özlediğimi bilmiyordum... | Open Subtitles | يا إلهي ستو، لم أكن أدرك كم افتقدت وجهك القبيح |
- Dostum, yüz ifaden çok komikti! - Aman ne komik! | Open Subtitles | أوه يا رجل , وجهك بلا ثمن صحيح , مضحك للغاية |
Sıradan sağlıklı bir insansanız ve maske takıyorsanız bu sadece yüzünüzü terletiyor. | TED | لو أنك ترتدي القناع الطبي كعامل صحي عادي، فأنه يجعل وجهك جميلًا. |
Taşınmak hoşuma gitmiyor olabilir hoşuma giden bir şeyi varsa o da senin kendini beğenmiş suratından uzak olacağım. | Open Subtitles | وربما لا أحب الإنتقال لكن الشيء الوحيد الذي أحبه بشأن هذا هو أنني سأكون بعيدة عن وجهك الشبيه بالفأر |
Ne zaman bana bir şey yapmamı söylediğinde suratında küçümseme ifadesi oluyor. | Open Subtitles | كل مرة تخبريني أن أفعل شيئا تظهر على وجهك هذه النظرة المتعالية |
Gerçek pizza suratının boyutlarındadır ve sana Vito adında bir adam tarafından getirilir. | Open Subtitles | البيتزا الجيدة بحق تكون بحجم وجهك وتسلم إليك من قبل رجل يسمى فيتو |
Bence o taktığın şey Yüzünün şekline pek de uygun değil. | Open Subtitles | انا اعتقد ان النظارة التي ترتديها كبيرة جدا علي حجم وجهك |
- Yüzün için üzgünüm. - Önemli değil, böyle doğmuşum. | Open Subtitles | ـ آسفه بشأن وجهك ـ إنه بخير، لقد ولدت معه |