ويكيبيديا

    "وجهه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yüzünde
        
    • suratına
        
    • suratını
        
    • yüzündeki
        
    • yüzünden
        
    • suratı
        
    • Ona
        
    • suratından
        
    • suratında
        
    • - Yüzünü
        
    • yüzü
        
    • yüzüne
        
    • yüzünün
        
    • yüzlerini
        
    • yüz
        
    Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki Ona zor bakıyordum. Open Subtitles ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً
    Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki Ona zor bakıyordum. Open Subtitles ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً
    Sonuçta suratına bir yumruk atmak için 15.000 km yol teptim. Open Subtitles انا لم آت عشرة آلاف ميل فقط كى ألكمه فى وجهه
    Kremamı her zaman suratına sürerim ve o buna sinirlenir. Open Subtitles انا دائما اضع الكريم على كل وجهه, و ازعجه بذلك.
    Eğer birinin suratını yumruklamak sizi rahatlatacaksa... ben buna gönüllü olurum. Open Subtitles إن كان لكم أحدهم في وجهه يساعدك سأدلك على الشخص المناسب
    Sana gelince, seni aptal şey. Şunun yüzündeki ifadeye bir bakın. Open Subtitles أما بالنسبة لك ، فحديثك كان سخيفاً انظروا إلى تعبيرات وجهه
    Hue Savaşı'nda gördüğüm ilk adam yüzünden iki kurşunla vurulmuştu. Open Subtitles أول الجرحى الذين شاهدتهم كان قد اصيب في وجهه بطلقتين
    Hiçbir şeye dokunmadım... ama suratı en az 45 dakikadan beri spagetti içindeymiş. Open Subtitles لم المس أى شيىء لكن وجهه ظل فى المكرونه الاسباجيتى لمدة 45 دقيقه
    yüzünde görülen şey, hareket tarzı, onu buraya yönlendiren şeydir. Open Subtitles ما الذي شوهد في وجهه, وتصرفاته, وأتى به إلى هنا
    Ray, Tilden denen pislik yüzünde o sırıtmayla ortaya çıkıyor. Open Subtitles راي , تلدين اللعين يظهر هنا وعلى وجهه أبتسامه خبيثة
    Masasında oturmuş, yüzünde koca bir gülümseme, her tarafı dosyalarla çevrili. Open Subtitles بالقرب من الطاولة مع ابتسامة عريضة على وجهه محاط بجميع ملفاته
    İnsanlar onu en son sen suratına silah doğrulturken gördü. Open Subtitles واخر مره ,رأءاه احد كان مصوباً الى وجهه سلاح بواسطتك
    Eğer yaşamak istiyorsan 5 saniye içerisinde onun suratına doğrulmuş silahı indirirdim. Open Subtitles إذا أردتُ ان أعيش ، للخمس ثواني القادمة سأُبعد السلاح عن وجهه
    Yine de, telefonu suratına kapatmanız onu sadece daha da cesaretlendirecektir. Open Subtitles ومع ذلك، غلق الهاتف في وجهه سيشجعه على هذا أكثر، حسنٌ؟
    Gidip Ona soracağım. Ya bize söyler ya da suratını dağıtırım! Open Subtitles سوف اذهب و اسأله و اذا لم يخبرنا سوف احطم وجهه
    Efendim, bana şu herifle tek bir maç ayarla suratını dağıtıvereyim. Open Subtitles سيدى من فضلك , دعنى الاكم هذا الرجل سوف احطم وجهه
    Onu korkutmak ve yüzündeki o havalı ifadeyi silmek istedim. Open Subtitles أردت أن أخيفه، فقط لأزيل تلك النظرة المتعجرفة عن وجهه
    Humerusundaki kırığı temizleyip cebire ile bağladım ve yüzündeki kesikleri diktim. Open Subtitles لقد نظفت وجبرت كسر العضد لديه وقمت بخياطة التمزق في وجهه.
    Eve döndükten sonra, bir aile bireyinin yüzünden 30 kez vurulduğu haberini aldım. TED لذلك فإنني بعد عودتي إلى المنزل، تلقيت خبراً أن أحد أفراد تلك العائلة قد تم إطلاق النار عليه في وجهه 30 مرة.
    Altıncı günün sabahında Tanrı kalktı, gözleri sönüktü ve suratı asıktı. Open Subtitles فى صباح اليوم السادس نهض الرب و كانت عيناه داكنتان و ساد التجهم وجهه
    Çukur gözlü figür, zoraki gülümseyerek sıska yüzüyle Ona dik dik baktı. TED بدأت عيونه الغائرة من وجهه الهزيل بالتحديق به، مع رسم ابتسامة ملتوية.
    O aptal suratından nefret etmeme ve sızlanmasına katlanamıyor olmama ne dersin? Open Subtitles ماذا عَنْ لأن أَكْرهُ وجهه الغبي وأنا أليس بالإمكان أن يُوقفَ الأَنين؟
    Oğullarımızı ve kızlarımızı hapsediyor ve sonra beyaz suratında bir sırıtışla yürüyüp gidiyor. Open Subtitles يحبسُ أبنائنا و بناتنا في سجونِه ثُمَ يمضي، معَ ابتسامةٍ على وجهه الأبيض
    - Yüzünü tam olarak göremedim. - Elinde bir mendil vardı sanki nezleymiş gibiydi. Open Subtitles ـ لم اتمكن من رؤية وجهه ـ كان يحمل منديلا
    yüzü bandajlı bir adamın yapabileceği fazla bir şey yok. Open Subtitles رجل مثلي بضمّادات على وجهه لا يوجد ما يمكنه فعله
    Sormam gerek. Neden herif boşalmak üzereyken kız onun yüzüne yumruk atıyor? Open Subtitles لدي سؤال، لماذا لكمته في وجهه عندما كان على وشك بلوغ النشوة؟
    Silahımı boynuna dayayıp onun o ibne yüzünün seğirişini seyredeceğim. Open Subtitles سأضع المسدس على رقبته , و أشاهد وجهه الشاذ ينشلّ.
    Farkettiniz mi yüzlerini gazeteyle, ceketle, şapkayla falan kapatırlar. Open Subtitles تلاحظ انه دائما يكون مغطي وجهه بجريده او بالستره او بقبعه
    Ama biliyor musun Maya'nın adını anınca, yüz ifadesi değişti. Open Subtitles لكن .. أتعرفين ؟ عندما تحدثت عن مايا تغير وجهه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد