Elimde olan bir şey yok. Yani, bu benim görevim. | Open Subtitles | الموضوع يخرج من يدي , انسة ميلانو اعني انها وظيفتي |
görevim seni korumak olduğu için, bazen acımasız olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، أحياناً يجب أن أكون وضيعة لأن وظيفتي هي حمايتكِ |
Çümkü, biliyorsun işimden ayrıldım, o yüzden... tüm gün burada bekleyebilirim. | Open Subtitles | لانه تعرف, لقد استقلت من وظيفتي, لذالك استطيع الإنتظار طوال اليوم |
Aslında beni bir iş görüşmesine yolladı, gittim ve işe girdim. | Open Subtitles | في الحقيقة، هي أرسلتني إلى مكانٍ عمل، وحصلت على وظيفتي هناك |
Bu benim yemin törenim beyler, benim senato kariyerim, benim hayatım. | Open Subtitles | هذا هو تنصيبي سادتي وظيفتي السياسيه وحياتي |
Ama kariyerimi, bir yetişkin olarak, sinemada yapmayı tercih ettim. | TED | ولكن عندما قررت اختيار وظيفتي كراشد اخترت صناعة الأفلام |
ve bazı bireyler vardı, benim bu işi başarmamı .... engellemeye çok çalışıyorlardı. | Open Subtitles | كان هناك بعض الأفراد الذين كانوا يحاولون بصعوبة أن يمنعوني من عمل وظيفتي |
Geçen işimde çok fazla tecrübe kazandım. Hızlı bir şekilde terfi etmiştim. | Open Subtitles | حصلت على خبرات كثيرة من وظيفتي السابقة حتى أنّهم قاموا بترقيتي بسرعة |
Ondan önce ölmemeni sağlamak, denetleme subayın olarak benim görevim. | Open Subtitles | إن وظيفتي كضابط مشرف عليكِ ألا أدعكِ تموتين قبل هذا. |
Ulusal güvenliği tehdit eden her türlü şeyi bilmek benim görevim. | Open Subtitles | إنها وظيفتي أن أعلم بشأن كل شيء يُؤثر على الأمن القومي |
Benim görevim Seaduke'nin yakalanması ve yargılanması durumunda fiziksel delilleri güvence altına almaktı. | Open Subtitles | وظيفتي هي تأمين الأدلة المادية في حالة أن سيدوك كان القبض عليها ومحاكمة. |
Benim görevim olabilecek riskleri araştırmak ve engellemek. | TED | وظيفتي هي أن أمنع وأقتلع أي نشاط قد يكون خطِراً. |
Seninle buraya gelebilmek için nelerden vazgeçtiğimi biliyorsun İşimden,arkadaşlarımdan ayrıldım. | Open Subtitles | تخلّيت عن كلّ شيء لأجيء هنا معك، تركت وظيفتي وأصدقائي. |
Aslında geçen yıl bu alanda bir şirket kurmak amacıyla işimden ayrıldım. | TED | وفي الواقع تركت وظيفتي العام الماضي لتأسيس شركة في هذا المجال. |
Uzay-Havacılık sektöründeydim, ve işimden buraya transfer oldum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعمل في الفضاء وبعدها طردتُ من وظيفتي. |
Seni iş saatleri içinde aramamam gerektiğini biliyorum, ama bugün dergideki işimi kaybettim. | Open Subtitles | أعلم أنني المفترض أن لا أكلّمك أثناء ساعات العمل لكنني خسرت وظيفتي بالمجلة |
Eğer bu yüzden işimi kaybedersem başka bir iş bulamam. | Open Subtitles | إذا خسرت وظيفتي بسبب هذا فلن أحصل على وظيفة أخرى |
Biliyorsun, Benim Hollywood kariyerim partilerden ve rehabilitasyondan oluşuyordu. | Open Subtitles | أنت تعلم , وظيفتي بهوليوود وقد تكونت من بعض الحفلات واعادة التأهيل |
Ve bu hafta sonu yaptığım kariyerimi mahvetmekti. | Open Subtitles | كل ما أستطيع قوله هو أن الشيء الوحيد الذي عاشرته هذه السنة هو وظيفتي |
Biliyorum, hayalimdeki işi bulabilmek için dikkatimi çekecek şeylere bakıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنا فقط أريد شيء يساعدني حتى أجد وظيفتي الحلمية |
Belki işimde iyi olmasaydım ya da zorlanmış olsaydım... ...ve geride kalıyor olsaydım ve kişiliğim... Karev değilim, Yang değilim... | Open Subtitles | ربما لو أنني لم أكن جيداً في وظيفتي أو ربما لو كنت متأخراً |
- İşten ayrılmak. Onu dün de yapabilirdin, ama aptallık etmiş olurdun. | Open Subtitles | ـ التنحي عن وظيفتي ـ بإمكانكِ فعل هذا البارحة لكنه سيكون غبيًا |
Bir gorunup... sonra eski isim icin konusmaya gidecegim. | Open Subtitles | بعد ذلك سأحاول أن احصل على وظيفتي القديمة مجدداً |
İşimle dalga geçerken iki kez düşünecek! | Open Subtitles | و طبيبي النفسيّ السابق، سيفكر مليّ قبل السخرية من وظيفتي. |
Dünyanın asıl sorununa odaklanabilmek için işimi bıraktım: Kara Mayınları | TED | ترك وظيفتي للتركيز على مشكلة العالم الحقيقي : الألغام الأرضية. |
Birçok zor kişisel kararla ve birçok belirsizlikle uğraştığım zamanlarda bana bir rutin ve istikrar sağlayan yine işim olacaktı. | TED | وبأن وظيفتي هي التي ستعطيني الروتين والاستقرار في حين كنت أتعامل مع الكثير من القرارات الشخصية الصعبة والكثير من الشك. |
Şu anda Gaia Matrix'teki pozisyonum gereği, teminat ihlali gerekçesiyle S.P.K. tarafından soruşturma altındayım. | Open Subtitles | أنا حالياً قيد التحقيق من قِبل هيئة الأوراق المالية بسبب انتهاكات مالية بسبب وظيفتي هنا في "غايا ماتريكس" |
"Gözaltı" ile tahliye etti beni, hatta, eski işime geri dönebildim, tabii ki cüzi bir maaş kesintisi ile. | Open Subtitles | لقد أطلق سراحي مع تعليق العقوبة حتى إنه سمح لي بالعودة إلى وظيفتي مرة أخرى مع تخفيض الأجر قليلاً |
Son altı aydır, belki de bir yıldır, işimin elden gidişini izliyorum. | Open Subtitles | ، خلال الأشهر الستة الماضية ، ربما حتى سنة شاهدت وظيفتي تتلاشى |