Biliyorum çok şey istiyorum, ama uzun zamandır ona âşık. | Open Subtitles | أعلم أنني أطلب الكثير، لكن إنه يحبها منذ وقت طويل |
Çok uzun zamandır arkadaşız ve sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | ونحن أصدقاء منذ وقت طويل وهذا يشعرني أنني يجب أن أخبركِ شيئاً |
Zor olacak, uzun süre seks yapamayacağız ama ben buna dayanabilirim. | Open Subtitles | سيكون شاقاً، وسنمضي وقت طويل بلا جنس، لكن أقدر أن أتحمل |
Bildiğiniz gibi Peki, l've uzun süre bunun için daha hazır olmuştur. Hey! | Open Subtitles | حسناً ، كما تعلم ، لقد كنت أكثر من مستعدة منذ وقت طويل |
Uzun zamandan sonra annem ve babamın uzlaştıkları tek şey oldu. | Open Subtitles | لقد كان أول شىء وافق والداى عليه في وقت طويل جدا |
Tamam Jessa, uzun bir süre önce senden tavsiye almayı bırakmıştım. | Open Subtitles | حسنا جيسا انا توقفت عن اخذ نصائح منك منذ وقت طويل |
Sadece, çok daha önce yapmam gereken ama yapmadığım şeyleri telafi etmem için bir şansım daha olduğuna çok mutluyum. | Open Subtitles | مرحباً , يا رجل , أنا سعيد وحسب بأنني أعطيت فرصة ثانية لأقوم بشيء لم أقوم به منذ وقت طويل |
Ne dediğimi anlıyor musun? Çünkü uzun zamandır söylüyorum bunları. | Open Subtitles | هل تفهمين ماذا أقول لقد كنت أقولها منذ وقت طويل |
Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
Burası uzun zamandır kapalıydı ve ben burayı Hıristiyan lunaparkı yapabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | إنها مغلقة منذ وقت طويل وخطر لي أن أحولها لمدينة للملاهي مسيحية |
Aslında o kadar sevinmeyeceksin çünkü çok uzun süre söyleyecekler. | Open Subtitles | بالواقع، لن تكون سعيداً للغاية لأنهم يغنونها منذ وقت طويل. |
Ben bu kızın uzun süre önce aklını kaçırmış olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه الفتاة هي شعلة صغيرة انطفأت منذ وقت طويل. |
uzun süre önce bu binada bir zamanlar yaşamış bir ruh. | Open Subtitles | إنها الروح التي أعتادت العيش في هذا المبنى منذ وقت طويل. |
Uzun zamandan beri beladan uzak, sakin bir hayat yaşıyorum. | Open Subtitles | منذ وقت طويل والآن أعيش حياة هادئة خالية من المشاكل |
Uzun zamandan beri ilk defa halisünasyon görmüyorsun. | Open Subtitles | نعم يا رجل، قد تكون هذه هي المرة الأولى التي لا تهلوس فيها منذ وقت طويل |
O ders kitabını okumayalı oldukça uzun bir süre geçmiş. | Open Subtitles | حسنا, لقد مر وقت طويل منذ ان قرأت هذا الكتاب |
Kendime gelsem iyi olacak. Bunu çok daha önce fark etmeliydim. | Open Subtitles | حقاً ، يجب أن أستجمع أفكارى كان يجب أن ألاحظ هذا منذ وقت طويل |
- Uzun zaman oldu eski dost. - Burada olduğun için şanslıyız. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل صديقي القديم أنا محظوظ لأنك هنا |
Onunla fazla zaman geçirme. Tilki gibidir, seni kandırır. | Open Subtitles | لا تقض وقت طويل معه لانه من الممكن ان يغيير أفكارك |
uzun süredir bu sulardalar ve sahil şeridindekiler için hayati konumdalar. | TED | كانت في الجوار منذ وقت طويل, وكانت مهمة جداً للمجتمعات الساحلية |
En sevdiğim yeğenimi görmek ne güzel! çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | من الجيد أن أرى ابن أختى مجدداً لقد مر وقت طويل |
İkimiz de bu işi buna inanmayacak kadar uzun yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل منذ وقت طويل لكي نصدق مثل هذا التفسير |
Ne çok zaman oldu. Sanki hep bu trendeymişiz gibi. | Open Subtitles | مر وقت طويل يبدو إننا سننتظر للأبد داخل هذا القطار |
Sonuçta adam gibi korsanlık yapmayalı epey bir zaman geçti. | Open Subtitles | يبدو أنه مضى وقت طويل ولم نقم بعملية سرقة حقيقية |
Çünkü Connecticut'ta yaşıyorum. çok uzun bir süredir buraya gelmiyordum. | Open Subtitles | لأني أعيش في كونتيكت ولم آتي لهنا منذ وقت طويل |