ويكيبيديا

    "وكل شيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • her şeyi
        
    • falan
        
    • her şeyin
        
    • her şey
        
    • filan
        
    • herşeyi
        
    • her şeye
        
    • her şeyini
        
    • ve herşey
        
    • herşeyin
        
    • hepsi
        
    Neredeyse başarıyordum. Tüneldeki ışığı ve geri kalan her şeyi görmüştüm. Open Subtitles لقد كدت أن أصل، لقد رأيت الضوء في النفق وكل شيء.
    Ölmeden önce herkesi ve her şeyi kontrolün altında tutabileceğine inanmakla kalmıyor ne zaman öleceğini de mi kontrol edebileceğini düşünüyorsun? Open Subtitles ليس وحسب إعتقادُكِ أنك تستطيعين جعل كل شخص وكل شيء تحت سيطرتك قبل أن تموتي، ولكنكِ إعتقدتِ فعلاً أن بوسعكِ إختيار
    Küçük kardeşim olduğu için falan bilirsiniz işte, ona biraz takılmak istedim. Open Subtitles فقرّرتُ السخرية منهُ قليلاً ، فكما تعلم إنهُ شقيقي الصغير وكل شيء
    Dinle, biliyorum bana hâlâ kızgınsın falan fakat biraz önce ne olduğuna inanmayacaksın. Open Subtitles أنا أعلم بأنك غاضب مني وكل شيء لكنك لن تصدق ما حدث للتو
    Ve yaşamın, evrenin ve her şeyin nihai sorusunun yanıtı, kesinlikle 42'dir. TED والإجابة على السؤال المطلق حول الحياة والكون وكل شيء هو بالتأكيد 42.
    Ben temelde, yerden 15 metre yukarıda duran bir sokak fotoğrafçısıyım ve bu fotoğrafta gördüğünüz her şey, aslında aynı günde gerçekleşti. TED أنا في الأساس مصور الشارع من ارتفاع 50 قدماَ في الهواء، وكل شيء ترونه في هذه الصورة حدث فعلاَ في هذا اليوم.
    Elektriği, havalandırması dahil her şeyi olan kilometrelerce uzunlukta bir sığınak. Open Subtitles كيلو مترات من الممرات مدعمة بالهواء والكهرباء نظام تهوية وكل شيء
    Ve bütün o savaşları da hesaba kattılar, ve doğal afetleri, dinozorları ve diğer her şeyi. TED وأخذوا في الاعتبار كل الحروب، والكوارث الطبيعية، والديناصورات، وكل شيء آخر.
    tembihlendiğini söyledim. Ben gazozu, McDonald's'ı, bıraktım; Fransız öpücüğünü ve aradaki her şeyi bıraktım. TED تخليت عن المشروبات الغازية ومكدونلدز والبطاطس المقلية والقبل الفرنسية وكل شيء بينهم.
    Ses konusunda bana öğretilen her şeyi yok edip, aklımdan çıkarmaya karar verdim. Yeni bir çalışma gövdesi oluşturdum. TED وكل شيء علموني إياه حول الصوت، قررت التخلص منه ونسيانه.
    Gitarları boyadım, duvar resimleri yaptım. Bulabildiğim her şeyi boyadım ve her şey tuvalim oldu. TED رسمت على الغيتار، وبدأت برسم الجداريات، كنت أرسم على أي شيء تقع عليه يداي وكل شيء بدا كقماشي.
    Babam o maçtan hemen sonra odasında topunu, viskisini falan fırlatmıştı. Open Subtitles رمى والدي بكراته والشراب وكل شيء عبر الغرفة بعد تلك المباراة
    Bizi ağırladığın için teşekkürler falan da misafir odan yok mu yani? Open Subtitles شكرًا لترحابك بنا وكل شيء ولكن أليس لديك ما يشبه غرفة ضيوف؟
    Yani o parça yok oluyor, ve sizde ekran ve diğer şeyler falan oluyor. TED لذا فتلك القطعة تختفي، وبعد ذلك لديك شاشة العرض وكل شيء آخر.
    Adamıma telefon numaranı falan bırakmayı unutma. Open Subtitles أحرص أن تعطي لرجلي هنا رقم هاتفك وكل شيء.
    Kriketi bilirim, yatakta osururum, falan. Open Subtitles أنا أفهم الكريكيت, أُطلق الريح في السرير, وكل شيء.
    her şeyin üstüne yemin ederim ki ...senatore zararı yok. Open Subtitles أعدك بأي شيء وكل شيء بأن هذا لن يؤذي النائبة
    Ve bu insan deneyimleri spektrumundaki her şey nihayetinde bir spektrum boyu farklı durumlar üstlenen beyin sistemleri tarafından üretilir. TED وكل شيء في تلك السلسلة من التجارب البشرية تحدثُ أساسًا عن طريق أنظمة الدماغ التي تعتبر السلسلة من حالات مختلفة.
    Ya da oturur bir sigara içersin ve sorunun ne olduğunu filan düşünürsün. Open Subtitles يمكنك الجلوس، وشرب سيجارة تفكرين بالمشكلة، وكل شيء آخر
    Eğer bize yardım edersen, sana özel spoiler'ları herşeyi veririz. Open Subtitles لو تساعدنا في الهروب, سوف نعطيك الكوابح الحصرية وكل شيء.
    Ben hem kendime hem de geri kalan her şeye bakıyorum. Open Subtitles أنت رائع في الإعتناء بنفسك أنا أعتني بنفسي, وكل شيء آخر
    Joyce'la da iyi anlaş. Herkesin her şeyini bilir. Open Subtitles ‎وكوني على علاقة جيدة بجويسي انها تعرف الجميع وكل شيء
    Bu adamı bulacağız ve herşey normale dönecek, tamam mı? Open Subtitles نحن ذاهبون للعثور على هذا الرجل، وكل شيء سيكون على ما يرام.
    Siz, ben, güneş, yıldızlar, gördüğümüz herşeyin ortak bir noktası var. Open Subtitles أنت وأنا والشمس والنجوم وكل شيء نراه لديه شيء واحد مشترك
    Ama önce, neden bu kadar cahiliz ona bir bakalım. hepsi burada başlıyor. TED لكن أولاً، لنرى لماذا نحن هكذا جاهلون، وكل شيء بدأ في هذا المكان.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد