her gün sağlıklı ciğerleri olan zihinsel özürlü çocukları okullarına götürürken, bir yandan da kızının problemine bir çözüm arıyordu. | Open Subtitles | كان يبحث عن حل لابنته حيث كان يقود كل يوم للمدرسة هناك أطفال أصحاء برئات سليمة و لكن دماغ متضرر |
Neden? Katilimiz bir şey arıyordu. Kurbanımız bir şey saklıyordu. | Open Subtitles | القاتل كان يبحث عن شيء ما والضحية يخفي شيئاً ما |
Ben 1100 yıldır kalbimde bir bıçakla yaşıyorum, oysa o önemsiz intikamının peşinde. | Open Subtitles | كان لدي سكين علي قلبي لـ 1100 سنة وهو يبحث عن أنتقامه التافه |
Saldırgan intikam almak için mekanlarından birine, abisini vuranı aramaya gitmiş. | Open Subtitles | محتجز الرهائن ذهب يبحث عن مطلق النار في أحد أماكنهم لينتقم |
Topu cebine koyar... ..ve kızlar geldiğinde ısırgan otlarının arasında arıyormuş numarası yapar. | Open Subtitles | قام بوضعها في جيبه. وحين جاءت الفتيات, تظاهر بأنّه يبحث عنها بين النباتات. |
Güven bana, kimse seni aramıyor. Kimsenin senden haberi yok. | Open Subtitles | ثق بي، لا أحد يبحث عنك ولا أحد يعرف بأمرك |
-Daha fazlasını istiyor, Kaptan. -O zaman daha fazlasını verelim. | Open Subtitles | انه يبحث عن أكثر، ايها القائد اذنّ دعنا نعطيه أكثر |
Bunun sıradan bir cinayet olduğunu düşünmüyorum. Katil bir şey arıyordu. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا مجرد قتل؛ القاتل كان يبحث عن شيء |
Polis memuru banyosunu arıyordu ve sonra bu kapıyı açtı. | Open Subtitles | كان أحد رجال الشرطة يبحث عن الحمام وفتح هذا الباب. |
İnsanların dikkatini çekmeye çalışırdı, belki takipçi falan arıyordu, bilmiyorum. | Open Subtitles | كان يستشعر الناس، لربّما كان يبحث عن تابعين، لا أدري. |
Bu meçhul yerin bir yerinde, kanun Black Larson'ı arıyordu. | Open Subtitles | في مكان ما في ذلك العدم كان القانون يبحث عن بلاك لارسون |
Georgia'yı aramaya gitti. Big Jim ise kendisini arıyordu. | Open Subtitles | وبينما ذهب يبحث عن جورجيا ذهب جيم الكبير للبحث عنه |
Eğer hayattaysa, peşinde kötü insanlar var. Gelecekleri ilk yer burası olabilir. | Open Subtitles | لو كان كذلك , فقد يبحث عنه البعض وأول ما يبحثون هنا |
Gerçek haçın peşinde koşan birisi için Vincent seninle çok fazla ilgileniyor gibiydi. | Open Subtitles | اتعلم , بالنسبة لشخص يبحث عن الصليب الحقيقى فينسنت بدا مهتماً بك بالتأكيد |
Birileri seni aramaya gelir diye bekledim, ama kimse gelmedi. | Open Subtitles | لقد إنتظرت مجيىء أحد يبحث عنك، ولكن لم يأتي أحد |
Görgü tanığı dedi ki bir barı dağıtmış ve genç bir çifti arıyormuş. | Open Subtitles | قال شاهد العيان أن الهندي أطلق النار بحانة وأنه كان يبحث عن زوجين |
Hepimiz ailelerimizi öldürüp yedik, bu yüzden bizi kimse aramıyor. | Open Subtitles | لقد أكلنا كل أهلينا ,لهذا السبب لا أحد يبحث عنا. |
Karşındaki insan bir bağlılık istiyor mu diye merak etmek yok. | Open Subtitles | او تتسأل اذا كان الطرف الثاني يبحث عن نوع من الالتزام |
Tüketiciler artık firmaların kendilerini piyasada nasıl taşıdıklarına, şirket içi kültürlerine daha çok bakıyor. | TED | وبتزايد مضطرد، يبحث المستهلكون في ثقافة الشركة ومدى تواثقها في سوق العمل |
Bütün gün aradı, aradı, aradı ta ki uçup gidene kadar bütün umutları. | Open Subtitles | طوال اليوم أخذ يبحث و يبحث هنا و هناك حتى تلاشى أمله تقريباً |
Belki de yatacak yer, veya yiyecek bir şey arıyordur. | Open Subtitles | ربما يبحث عن مكان للنوم فيه ، أو شيئ ليأكله |
Her zaman birileri bela arar. Clearwater da farklı değil. | Open Subtitles | لابد ان هناك احد يبحث عن احد رغم هدوء الوضع |
Oxford'dan sonra intikam almak isteyen bir K-Directorate ajanı sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انه قد يكون من ال ك.ديريكتوريت يبحث عن الانتقام. |
Koşturmak, saklanmak ve aramak, bu tarz şeyler mi yapardınız? | Open Subtitles | تركضون بالجوار شخصٌ يختبىء والاَخر يبحث ذلك النوع من الألعاب؟ |
Bunu bir mineral yatağında bulduk. Jeffrey kaynağını araştırıyor. | Open Subtitles | لقد وجدنا الرمال في الجدول وجيفري يبحث عن المصدر |
Bazı adamlar benim adımı bulmak için bir listeyi araştırıyorlar, bulamıyorlar | Open Subtitles | شخصاً مسكين سوف يبحث عن أسمى فى القوائم كلها ولن يجده |
Yani bir karınca besin bulmaya çıktığında, sıcak güneş altında tohum ararken kaybettiği suyu havaya verir. | TED | حيث أن النمل الخارج للبحث عن الطعام يبحث عن البذور تحت الشمس الحارقة، وبالتالي يتبخر منه الماء في الهواء. |