Bil diye söylüyorum bir tanesi ile evlenmek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | ما أعرفه قد يكون لديك أن يتزوج واحدة من 'م. |
Çocuk da erken evleniyor tabii, onun da çok geçmeden çocuğu oluyor. | Open Subtitles | عندما يتزوج الأبن مبكرا يكون له ولد مبكرا. |
Ama sizin gibi iyi bir adam neden halen evlenmedi? | Open Subtitles | لكن لماذا شخص وقور مثلك لم يتزوج حتى الان؟ .... |
Ona seninle evlenmesini istediğini söyle ve nasıl kabul edeceğini gör. | Open Subtitles | اطلبي منه أن يتزوج بكِ و انظري كيف سيقبل ذلك |
Anladığım kadarıyla iyi bir insan, ama O kardeşimle evlenecek. | Open Subtitles | إنه رجل حسن، أتفهم ذلك لكنه سوف يتزوج من أختي |
Hiç evlenmemiş. Hiçbir özel başarı ödülü ya da diploması yok. | Open Subtitles | لم يتزوج ولم يُـكَـرّم لم يحصل على أى درجات علمية مِن أى وزن |
evli değilsin. O yüzden kimse evlenmesin istiyorsun. | Open Subtitles | وأنه من الأرجح أنك لست متزوجة ولا تريدين لأحد آخر أن يتزوج |
- Kızımla evlenmek istedi. | Open Subtitles | واراد ان يتزوج ابنتى لاتنقصه الشجاعه يجب القول بذلك |
Buraya yerleşmekteki niyeti kızlarımızdan biriyle evlenmek mi yani? | Open Subtitles | أذا فهذا هو هدفه من الأستقرار هنا؟ أن يتزوج واحدة من بناتنا |
- Bayan Barton'la evlenmek isteyen başka kimse var mı? - Sıraya gir. | Open Subtitles | هل هناك أحد آخر يريد أن يتزوج الآنسة ، بارتون ؟ |
Bundan güzel bir hikaye çıkardı. Adam bir kardeşle evleniyor ama yürümüyor. | Open Subtitles | هذا يصنع قصة رائعة ، أعتقد رجل يتزوج أخت واحدة وهو لا يدري |
Daha 19 yaşında ve seks yaptığı tek kızla evleniyor. | Open Subtitles | عمرة19 عاماً فقط , وسوف يتزوج الفتاة الوحيدة التى مارس معها الجنس |
Bu, arkadaşım Jack. evleniyor. - Çok üzüldüm. | Open Subtitles | هذا صديقي جاك ، وسوف يتزوج الأسبوع القادم |
Mick'in bir oğlu yoktu, hiç evlenmedi. Ah, Mick'in bir oğlu var. | Open Subtitles | لا،لا،لا ميك لم يكن لديه إبن، لم يتزوج مطلقاً |
İzleyiciler komedinin kralının bu gece kraliçesiyle şovumuzda evlenmesini nasıl karşılar? | Open Subtitles | كم سيحب الجمهور أن يرى ملك الكوميديا يتزوج ملكته هنا على الهواء |
Benim de evlenecek biri olduğumu söylemem gereken biri daha vardı. | Open Subtitles | كان هناك شخص أود إخباره أنني أصبحت فجأة النوع الذي يتزوج |
Hiç evlenmemiş olduğu gerçeğinin kadınlara karşı olan ilgisizliğiyle neredeyse hiç alakası olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | حقيقة انه لم يتزوج لا تمت بصله الي اهتمامه بالنساء , كان يبدو دائما مهتما |
Tamam mı? Biz evli değiliz. Ben evlenen tiplerden değilim. | Open Subtitles | فنحن لسنا متزوجين و أنا لست من ذلك النوع الذي يتزوج |
Burada evlenen çiftlere, garanti veriyorum ki... hayatlarının sonuna kadar beraber olurlar. | Open Subtitles | الزوج الذي يتزوج هنا انا شخصياً اضمن ان زواجهما سيدوم مدى الحياة |
Birgün evlenmeyi umduğum türden bir kadınsın. | Open Subtitles | هل هي نوع من امرأة أتمنى أن يتزوج في يوم من الأيام. |
Kısa boylu bir erkekle uzun boylu bir kadının evlenmesi gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | يكون الأمر سيئا عندما يتزوج رجل قصير بامرأة طويلة |
Eğer o 28 Nisan 1876'ya dönmez, evlenmez, ve de çocukları olmazsa neler olacağını biliyor musun? | Open Subtitles | اذا لم يعود الى28 أبريل 1876 لن يتزوج لن يحصل على أطفال و هل تريدين أن تعلمي ماذا أيضا؟ |
Çünkü şu ölen annesi var ya, annemle evlenmeden önce babamla berabermişler. | Open Subtitles | لقد أنجبها أبي من تلك المرأة التي ماتت قبل أن يتزوج أمي |
Onun evlenip, sürekli ilgi görmeyi garanti etmemesine şaşırıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا لم يتزوج و يؤمن وسيلة راحة من هذا النوع |
Sonrasında Alman mı yoksa Amerikan bir kızla mı evlenmeye karar verebilir. | Open Subtitles | حينها يستطيع أن يقرر أن يتزوج فتاة ألمانية أو امريكية |
Söyle cin. O budalanın prensesimle evlenmesine nasıl engel olurum? | Open Subtitles | كيف أمنع هذا المغفل جلنار من أن يتزوج الأميره ؟ |