ويكيبيديا

    "يحق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hakkın
        
    • hakkı
        
    • hakkım
        
    • hakkınız
        
    • hak
        
    • düşmez
        
    • hakkına
        
    • hakkımız
        
    • haddine
        
    • izin verilmiyor
        
    Orası benim mutfağımdı ve içeri girip yağımı atmaya hiç hakkın yoktu. Open Subtitles كان ذلك مطبخي لا يحق لك أن تدخله وترمي لي الدهن خاصتي
    Hayır. Senin kızmaya hakkın yok. Benim kızmaya hakkım var. Open Subtitles لا يحق لك ان تكون منزعجا انا يحق لي الانزعاج
    Kamuya hizmet etmeyi reddeden birisinin, varolmaya hakkı var mıdır? Open Subtitles هل يحق للأنسان أن يعيش إذا رفض أن يخدم مجتمعه؟
    - Evet. Böyle yapmaya hiç hakkı yoktu. Bedava almadım. Open Subtitles لا يحق لها فعل ذلك أنا لم أحصل عليه بالمجان
    JR: Soru sorma hakkım -- K2: Nerede? Görmek istiyorum. TED راموس: نعم يحق لي حارس2: أين؟ أرني. راموس: إنّها هنا.
    Bunu yapamazsınız. Mektuplarımı okumaya hakkınız yok. Open Subtitles لا ينبغى أن تفعل ذلك لا يحق لك قراءة رسائلى
    Zengin ve önemli oldukları için küçük insanların üstüne basmayı hak sayarlar. Open Subtitles فقط لأنهم غنية ومهمة، يعتقدون يحق لهم خطوة على الرجل قليلا.
    Kralım, bir şey demek bana düşmez ama meclis şu an beni dinlemek istiyor. Open Subtitles مولاي لا يحق لي أن أقول أي شيئ سوى ما يريده مني هذا المجلس
    Sessiz kalma hakkına sahipsin ama avukat ücretini karşılaman gerekiyor. Open Subtitles لك الحق أن تبقى صامتاً يحق لك أن توكل محامي
    Birkaç dosya bırakmaya gelmiştim ama yasal olarak kendi muayenehaneni açma hakkın yok. Open Subtitles كنت فقط اسقط بعض الملفات ولكن قانونيا لا يحق لك افتتاح عيادتك الخاصه
    Orada bulunma gibi bir hakkın yok. Beni gözetliyor muydun? Open Subtitles لا يحق لكي أن تكوني هُناك هل كنتي تتجسسين عليَّ؟
    - O halde "niye" diye sorma hakkın ve sana cevap verme zorunluluğum yok değil mi? Open Subtitles لذا لا يحق لك سؤالي لماذا و لست مجبرا على اجابتك صحيح؟
    Ülkenize çok büyük hizmetler verdiniz ve kimsenin bunu sizden istemeye hakkı yok. Open Subtitles أعطيتم الكثير لهذه البلاد، ولا أحد يحق له طلب المزيد من أيّ منكم.
    Kendine göre kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verme hakkı olduğunu düşünüyor. Open Subtitles وفقًا لرأيه يرى أنه يحق لي أن يقرر من يحيا ومن يمت
    Buna hakkı var diye düşünüyor, çünkü ben korkunç bir Anneydim. Open Subtitles إنها تعتقد أنه يحق لها ذلك لأنني كنت أماً فظيعة للغاية
    JR: Soru sorma hakkım -- DT: Univision'a geri dön. Soru şu: TED ترامب: لا، لاحق لك. راموس: بلا يحق لي أن أسأل ترامب: عد إلى يونيفيجن.
    Kimsenin yedeği olmaya hakkım yok, hele de sizin. Open Subtitles لا يحق لي أن أكون بديلة جاهزة لأحد، أقل منك.
    Seni daha fazla bu işin içine sürüklemeye hakkım yok. Open Subtitles لا يحق لى أن أجرفك فى هذا الأمر أكثر من ذلك
    - Burada olmaya hakkınız yok. Open Subtitles ليس لديك الحق في أن تكون في مقصورتي لا يحق للجميع
    Ondan sonra ürüne sahip olmaya hak kazanabilirsiniz ama başkalarına da yetecek kadar bıraktığınız sürece ve bu artanlar çürümediği sürece hiçbir şeyin ziyan olmasına izin vermiyorsanız, o zaman tamam. Open Subtitles يبدو هذا معقولاً، فعندما تعطي مجهودك للعالم يحق لك الحصول على المنتج وطالما قد بقي هناك ما يكفي للآخرين،
    Bu şeref bir gladyatör eğitmenine düşmez. Open Subtitles هذا الشرف لا يحق لمُروض المُجالدين فِعلة.
    Bana evlat demek hakkına sahip olan tek insan babamdı. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي يحق له أن يناديني بذلك هو أبي
    Roma yerel kanunlarına göre tamamen Yahudilere ait bir yerde çarmıha gerilme hakkımız var. Open Subtitles بموجب قوانين الأحتلال الروماني يحق لنا أن نصلب في منطقة يهوديه بحته
    Evli bir adamla ilişkiye girmek de senin haddine değildi. Open Subtitles لم يحق لكِ أن تكوني على علاقة غرامية برجل متزوج
    Örneğin, otobüs bileti almaya veya otel odası kiralamaya izin verilmiyor. Bu yüzden birçok aile sokaklarda yatıp kalkıyor. TED فمثلا، لا يحق لهم شراء تذكرة حافلة، أو استئجار غرفة في فندق، بالتالي يوجد العديد من العائلات تنام في الشوارع حرفيا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد