Bu çocuk istediği her şeyi, istediği an... istediği her yerde yapabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | .. هذا الفتى يظن أنه يستطيع فعل مايريده متى ما أراد، وأينما كان |
O tam bir salak, Calculus'un bir imparator olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | إنه غبى للغاية، فهو يظن أن كلمة حساب اسم إمبراطور. |
Belki de senin benim hakkımda güzel düşünen tek kişi olduğundandır. | Open Subtitles | ربما لأنك أول شخص على الاطلاق يظن أن بداخلي شخص لطيف. |
Çocuğun senin o kadar ilginç olduğunu düşünmüyor. | TED | لا يظن اطفالكم أنكم بهذا المستوى من الشهرة. |
Şu anda; dış tehditlerden uzakta olduğunu düşündüğü bir yerde dinleniyor. | Open Subtitles | حالياً يقبع في مكان ما يظن أنه بمأمن عن التهديدات الخارجية |
Biliyorum, herkes çocuklarının dünyaya gelmiş en şahane, en güzel çocuklar olduğunu düşünür. | TED | أعرف أن الجميع يظن أن أطفالهم هم الأكثر روعة، والأكثر جمالاً على الإطلاق. |
Kabilesi Kabe'nin bakımından sorumlu olduğundan bize ders verebileceğini sanıyor. | Open Subtitles | يظن إنه يستطيع أن يحاضر لنا لأن عشيرته تعتني بالكعبة |
İnsanlar çılgın fikirlerin olduğunu sanıyor ama bunun nedeni kendi hayalgüçlerinin olmaması. | Open Subtitles | يظن الناس أنّ أفكارك متهورة لكن ذلك لأنهم لا يملكون أي خيال |
Bugünkü antrenmanı iptal edeceğimizi, sahanın kurumasını bekleyeceğimizi ve yarın toplanacağımızı sanıyor. | Open Subtitles | يظن أننا لن نتمرن اليوم ننتظر الحقل حتى يجف إلى يوم غد |
Beni bırakarak beni koruduğunu sanıyor ama kendisi tuzağın içine koşuyor. | Open Subtitles | يظن أنه يحميني ويتركني ويرحل وبدلاً من ذلك يذهب إلى فخ |
Belli ki veda konuşmacısı, hâlâ herkesten akıllı olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | وبشكل واضح، التلميذ المتفوق مازال يظن أنه أذكى من الجميع. |
Birine bunu yapmanın, önemsiz olduğunu düşünen herkesi de sikeyim! | Open Subtitles | ولكل شخص يظن أنه من الصائب قتل الناس بهذه الطريقة |
Tatlım, kimse senin çıtkırıldım olduğunu düşünmüyor. Ama senin mendile ihtiyacın olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لا أجد يظن أنك مخنثة لكننا نظن أنك بحاجة لمنديل |
Harlan bize yarışmada olduğunu düşündüğü 9 kişinin daha adını verdi. | Open Subtitles | أعطانا هارلان أسماء تسعة أشخاص آخرين ممن يظن أنهم كانو منافسين |
Herkes atıcının topu aldığını düşünür, ama aslında meydancı topu alır ve diğer takım için her şey onların lehine olur. | Open Subtitles | الجميع يظن أن الضارب لديه الكرة ولكن في الحقيقة أن رجل القاعدة من أمسكها وكل شيئ يسير جيداً بالنسبة للفريق الآخر |
Ama belki de herkesin öyle olduğunu düşünmesini istediğin kadar kötü değilsindir. | Open Subtitles | لكن ربما أنتي لستِ بعاهرة كبيرة بقدر ما تريدين الجميع أن يظن. |
Demek, gitmemize izin verdiler çünkü Klytus, hafızanı sildiğine inanıyor. | Open Subtitles | لذا هم دعونا نهرب لان كلايتس يظن انه محا ذاكرتك |
Pek çoğunuz bir hemşireden ya da başka bir sağlık görevlisinden bahsettiğimi düşündü. | TED | الكثير منكم يظن أنني أتحدث عن الممرضين أو بعض أنواع الرعاية الطبية المهنية. |
- Harika, Peter. Tekerlekli sandalyede olmayan azınlıktan biri olacağım kimin aklına gelirdi? | Open Subtitles | من كان يظن أنني سأكون من القليلين الذين لا يجلسون في كرسي متحرك؟ |
Müdür Ödülleri'nin hepsini kazandığından beri kendini çok havalı zannediyor. | Open Subtitles | يظن نفسه رائع منذ أن حصل على جائزة أفضل المديرين |
Kıvranmaya başladı ve bayıldı. Başkanın doktoru, yarbaya inme indiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | بدأ بالأختناق ثم أنهار طبيب الرئيس يظن أنه أصيب بسكتة دماغية |
Adamım, kim düşünürdü Paskalya perhizinin ilk gününün bu kadar üzücü olacağını. | Open Subtitles | يا رجل من كان يظن أن أول أيام صوم النصارى ستبدو هكذا |
Herkesin, aşırı telaşlı olduğumu, düşündüğünü biliyorum efendim ama alanda, bir başka yüzey keşfi daha yapılmasını istiyorum.. | Open Subtitles | أنا اعلم أن الجميع يظن أنني أبالغ في القلق ولكن أود أن تأمر آخر و لكنني أود أن أطلب استطلاعا آخر |
Karşına kendini Charles Bronson sanan biri çıkarsa tabancanın kabzasıyla burnuna vur. | Open Subtitles | وإذا واجهت موظفا أو زبونا يظن نفسه جارلس بونسون دمر انفه بمسدسك |