Afrikalıların yüzde 80'i hala geleneksel tıbba güveniyor. | TED | 80 في المائة من الأفارقة لا يزالون يعتمدون على الطب التقليدي. |
Bir ev emekçisi gibi hep destek olun; çünkü çocuklarımız bize güveniyor. | TED | كن ظاهرًا مثل عاملات المنازل، لأن أطفالنا يعتمدون علينا. |
- Öyle, çünkü, sana güvenen bu insanları yüzüstü bırakmak istemiyorsun. | Open Subtitles | بلى، لأنك لا تريد أنّ تخذل أولئك الناس الذين يعتمدون عليّك |
Fakat Krusty öğleden sonraları hayatlarını aydınlattığın sana güvenen onca çocuk ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن الأطفال الذين يعتمدون عليك لترفيههم بوقت العصيرة؟ |
İnsanların kısa dönem kâr heveslerine ve uzun dönemde alacakları sonuçları umursamamalarına güveniyorlar. | Open Subtitles | أنه يعتمدون على البشرية لأخذ منافع قصيرة الأمد، تجابهها تبعات وخيمة طويلة الأمد. |
bağımlı oldukları hayvanların yanısıra, kültürleri yok ediliyor. | TED | لقد تم هدم ثقافتهم ، إلى جانب الحيوانات التي يعتمدون عليها. |
Uzayan kasların pek çoğu onlarda yok, bunlar ağırlık kaldırabilen kaslar; onlar retraktör kaslarına güveniyor, kendilerini çekmek için. | TED | ليس لديهم الكثير من العضلات الباسطة التى تتحمل الوزن بدلًا من ذلك يعتمدون على العضلات الكامشات لرفع أنفسهم. |
Gelecek yaz, yüzlerce aile yollara düşecek ve onlar için hazırladığımız mahsullere güveniyor olacaklar. | Open Subtitles | وفي الصيف القادم سترى مئات العوائل في الطريق الينا انهم يعتمدون علينا كي نهيئ لهم المحصول |
İnsanlar, sıradan hayatlarını biraz şaşaayla aydınlatmamız için bize güveniyor. | Open Subtitles | الناس يعتمدون علينا، لنشرق حياتهم الاعتيادية ببريق صغير |
Cesur askerlerle beraber yürüyoruz, onlar bize güveniyor ve biz de onlara güveniyoruz. | Open Subtitles | نتقدم وبرفقتنا حلفاء عظماء يعتمدون علينا كما نعتمد عليهم |
Boş laflara güveniyor, yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتمدون على الحجج الفارغة, انهم كاذبون مطلقون |
Hâlâ anlayamadığım birçok şey var, ama bunun için bana güvenen insanlar var. | Open Subtitles | انقاذكللمشجعة, سينقذ العالم لأسبابلاأفهمها. هناك أناس يعتمدون عليّ لفعل هذا |
Garip görünse de, bana güvenen insanlar var. | Open Subtitles | بقدر ما يبدو هذا غريباً، إلاّ أنّ هنالك أشخاصاً يعتمدون عليّ |
Bana güvenen lanet olası insanlar var. Bilgisayarım ise dondu. | Open Subtitles | لدي أشخاص يعتمدون علي وقد توقف حاسوبي عن العمل |
Anuk ve onun gibi sayısız çocuk bize güveniyorlar. | TED | إن أنوك والعديد من الأطفال مثله يعتمدون علينا. |
Dolayısıyla; üretmek için küresel ve birbirlerine bağlı ve bağımlı bir üretici ağına güveniyorlar. | TED | فهذا يُعني أنهم يعتمدون على أساس عالمي ومترابط؛ مترابط مع الشركات المصنعة لإنتاج هذه المنتجات. |
Bunun için Coca-Cola'nın pazarlamasına güveniyorlar. Peki onların pazarlamasının sırrı ne? | TED | لذا، فهم يعتمدون على كوكاكولا من ناحية تسويقها. ماهو سرّ التسويق لديهم؟ |
Gözünün önündeki şeyleri olduğu gibi göremiyorsun. Tehlikeli bir şey bu. Sana bel bağlayan insanlar var. | Open Subtitles | يمنعك من رؤية الأشياء على حقيقتها هذا خطر، فلديك أشخاص يعتمدون عليك |
Şu an pek çok kişi türlü tehditlere karşı bu tip güvenlik önlemlerine bel bağlıyor. | Open Subtitles | فالأغلبيه الآن يعتمدون على منع إنتشار الأيديولوجيه المعاديه |
Bir fabrika dolusu insan da buna bel bağlamış durumda. | Open Subtitles | و لدي مصنع مليئ بالعمال يعتمدون على الأمر. |
Bu insanları buraya biz getirdik. Bize güvendiler. | Open Subtitles | لقد جلبنا هؤلاء الناس هنا أنهم يعتمدون علينا |
Annesi ve kız kardeşi her konuda ona güveniyordu. | Open Subtitles | أمه وأخته كانوا يعتمدون عليه فى كل الأمور. |
İzleme aygıtını kaldırdığın için Mellie daha da çok bağlılar. | Open Subtitles | الآن بما أنك أزلت أجهزة مراقبتهم, سوف يعتمدون عليها أكثر |
Sayıları az olmasına rağmen, bazı teröristler muazzam ateş gücüne güvenirler. | Open Subtitles | فرغم قلة عدد الإرهابيون ، فهم يعتمدون علي قوة نارية هائلة |
Vahşi İntikamcılar bana baktılar. Bana güveniyorlardı. | Open Subtitles | ينظر الزبالون للأعلى لي يعتمدون عليّ |
Güçsüz oldukları için bir öndere veyahut hayale bel bağlıyorlar. | Open Subtitles | هُم ضعفاء. لذلك هُم يرغبون بقائد أو شخص يعتمدون عليه. |
Ve diğer insanlara bağlı oldukları... ...bir bütünün parçası olduklarını da biliyorlar. | TED | و يعلمون أنهم جزء من الكل, و أنهم يعتمدون على أشخاص أخرين. |
İnsanların da enerjiye ihtiyacı var ve onsuz hayatta kalamazlar. | Open Subtitles | إن البشر يعتمدون علي الطاقة أيضاً ولا يمكننا العيش بدونها |