"ينظر إلي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bana bakıyordu
• bana baktı
• bana bakıyor
• bana bakıp
• bana bakan
• bakarken
• bana bakardı
• Bana baktığı
• Bana bakarak
• bana baktığını
• bana bakıyormuş
• dönüp bana bakmazdı

Bir oyuncu sürekli bana bakıyordu ve ben de onu gülerken gördüğümü düşünüyordum.
لأن كان هنالك لاعب ينظر إلي باستمرار و أنا اعتقدت أنني أراه يضحك

Pencerede çıplak bir adam durmuş, bana bakıyordu.
كان هناك رجلا واقفا على نافذة منزله، ينظر إلي. وكان عاريا تماما

Rusty az önce bana baktı ve Derrick'e bir şey söyledi.
يا رفاق , راستي فقط ينظر إلي ثم همس بشيء ما لديريك

İşi yaparken izliyor, sonra da ne istediğimi anlamak için bana bakıyor. Şimdi şişeyi ona vereceğim. Bakalım o da yapabilecek mi? Bunu yapabilir misin?
وهكذا فإني أقوم بالفعل على مرأى منه, ومن ثم ينظر إلي ليرى ماذا سيحصل. سأعطية القارورة, وسنرى فيما إذا كان بإمكانه أن ينجز نفس الفعل.

Bu projeye ilk başladığımda, insanlar bana bakıp şöyle diyorlardı, "Neden herkese ne yaptığını, nerede olduğunu söylemek isteyesin ki?
عندما بدأت بهذا المشروع، كان ينظر إلي الناس ويقولون لي، "لماذا تريد إخبار الجميع عما تفعله وأين أنت؟

Tanrım, şu an bana bakan, sahiden Binbaşı Marquis'in başı mı?
يا إلهي هل هذا حقاً رأس الرائد ماركويز ينظر إلي الآن

Nasıl göründüğüme bakabilmem için bir ön kamerası var ve bakarken herkes sadece telefonu kullandığımı sanıyor.
لديه كاميرا أمامية لذا أنا يمكنني التحقق من الذي ينظر إلي والناس يعتقدونني أستعمل هاتفي

Sevdiği şeyleri yaptığımda bana bakardı ve iletişim kurardık.
عندما كنت أفعل شيء يعجبه كان ينظر إلي ونصبح علي اتصال.

Bana baktığı zaman hissettiklerimi seviyorum.
احب الطريقة التي أشعر بها عندما ينظر إلي

Bana bakarak can verdi.
لقد مات ينظر إلي

Ve o sırada biraz ötede bahçenin karşısında bir adamın bana baktığını farkettim.
كما تعلم, بسبب وجود حارس الباب وأشياء أخرى وكان هنالك رجل ينظر إلي لاحظت أنه كان ينظر إلي عبر الفناء

Herkes bana bakıyormuş gibi hissediyorum sadece.
أنا فقط أشعر بأن الجميع ينظر إلي

Tabii senin yanındayken kimse dönüp bana bakmazdı.
بالطبع إن كنت معك لن ينظر إلي أحد

Tam şurada oturmuş ve ışıldayan gözleriyle bana bakıyordu.
لقد كان يجلس هنا ينظر إلي بعينيه اللامعتين.

Maidenhead'e birisiyle gittiğimde hep bana bakıyordu ve ikimiz de bunu biliyorduk.
هو فقط ينظر إلي كما لو أنني هربت إلى ميدينهيد مع شخص ما وكلانا عرف ذلك

Nihayet dolaptan çıktım ve babam küçümseyerek bana bakıyordu.
لذا أخيراً خرجت من الخزانة وكان أبي ينظر إلي

Bir adam bana baktı ve ben mutlu oldum.
كنت سعيدة فقط لأن رجلا قد ينظر إلي

Güvenlik monitöründen bana baktı ve şimdi leke yine duvarda , ve ben düşünüyorum da
! على شاشة المراقبة .. ينظر إلي

Tankın önüne gittim ve gözlerini dikmiş bana bakıyor. Gözlerinin üzerinden çıkan minik boynuzları var.
توجهت لمقدمة الحوض, وهو هناك ينظر إلي كان لديه قرون صغيرة تخرج عند عينيه

Ne çeşit bir adam bana bakıp çitleri düşünür ki.
أقصد , أي شاب ينظر إلي ويفكر بالسياج

Soyunma odasında bana bakan ya da sahada benimle oynayan i*neler istemiyorum.
لا اريد شاذاَ في غرفة تبديل الملابس ينظر إلي أو يلامسني في ساحة اللعب

Hayır, sen onu göğüslerine bakarken yakalayamadın.
لا . أنتِ لم تضبطيه ينظر إلي أثدائك بالضبط

Çünkü o bana bakardı, ben kendimi onun gözlerinde görürdüm.
كان دائماً ينظر إلي وكنت أرى نفسي في عينيه

Birlikteyken Bana baktığı tek an şarkı söylerken.
المرة الوحيدة التي ينظر إلي فيها حين نكون معًا هي عندما نغني

Tam benim önümde öldü, Bana bakarak.
مات أمامي، و هو ينظر إلي

Bir polisin bana baktığını hatırlıyorum.
استطيع تذكر احد رجال الشرطة ينظر إلي

Sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissetmiştim.
لقد شعرت وكأن الجميع ينظر إلي