ويكيبيديا

    "ينمو" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • büyüyen
        
    • büyüdüğünü
        
    • yetişmiyor
        
    • yetişir
        
    • büyümesini
        
    • büyümeye
        
    • uzar
        
    • büyüdü
        
    • çıkıyor
        
    • büyümüş
        
    • büyümüyor
        
    • uzuyor
        
    • büyüme
        
    • artıyor
        
    • büyümesine
        
    Ama geniş kraterinde büyüyen devâsâ bir kaya konisi var. Open Subtitles لكن بداخل فوّهته الواسعة، ينمو مخروطٌ بركانيٌ ضخمٌ من الصخر.
    Karnının içinde büyüyen bebeğin babasıyım, ve saklanacak güvenli bir yere ihtiyacım var. Open Subtitles أنا الأب لهذا الطفل الذي ينمو بداخلها و أحتاج لمكان آمن لأختبئ فيه.
    Senin aklın başka şeylerle meşgulken onun büyüdüğünü de biliyorum. Open Subtitles واعرف ان ابنك ينمو بينما انت مشغولة في امور اخرى
    Duvarlar 30 metre..." "...duvarların dışında hiç bir şey yetişmiyor,..." Open Subtitles الجدران ترتفع لمائة قدم لم يعد شيئاً ينمو في الخارج
    Sebzeler aslında renklidir - onların tadları var, havuçlar toprakta yetişir, çilekler toprakta yetişir. TED أتعلمون , أن الخضروات هي حقيقة ملوَّنة .. ولها طعم حقيقي و الجزر ينمو في الأرض وكذلك الفراولة
    O uyurken saçını öpüp, nefesini koklamak, büyümesini izlemek nedir, hiç bilemezsin. Open Subtitles تقبل شعره و تشتم انفاسه عندما ينام و تراه وهو ينمو امامك
    Çünkü birisi sayesinde sanırım benim küçük aksi kardeşim büyümeye başladı. Open Subtitles لأنني أعتقد أن أخي الصغير سيئة ينمو بفضل لائق لشخص ما.
    Bak, ben rahatım, ve içinde büyüyen bir insan olan kişi benim. Open Subtitles انظر إلي، أنا مُسترخية رغم أنني من يملك إنسانا ينمو بداخل أحشائي
    Uyuyacak bir yer ve içimde büyüyen küçüğü yaşatmak için yiyecek bulmaya koyuldum. Open Subtitles وبدأتُ في البحث عن مكان للنوم وطعام ليُغذي الشخص الصغير الذي ينمو بداخلي
    Aynı zamanda başınızda büyüyen lifler anlamına da gelebilir. TED انها يمكن ان تعني الألياف الذي ينمو من الراس
    büyüyen bir mimariyi, TED يمكنكم أن تروا هذا التكوين الهندسى ينمو ويملأ الفراغ.
    Bugün sizlere yükselişte olan, tartışmalara açık ama bir o kadar da heyecan verici, hızla büyüyen bir bilim alanından bahsetmek istiyorum. TED أود أن أطلعكم على مجال علمي ناشئ، والذي مازال قيد التأمل و لكنه مفعم بالإثارة، و بالتأكيد فهو ينمو بسرعة قصوى.
    Ve gittiğim her yer, burası da dahil, yeni bir ahlaki açlığın büyüdüğünü hissediyorum. TED وفي كل مكان أذهب إليه بمافيه هنا في تيد أحس أن هناك جوع أخلاقي جديد أخذ ينمو
    Burada sarmaşıkla ısırgandan başka bir şey yetişmiyor. Open Subtitles لا ينمو شيئاً هنا عدا اللبلاب ونباتات القراص
    Aslında, dünyanın yalnızca özel ve gözden uzak köşelerinde yetişir. Open Subtitles و في الواقع ، لا ينمو إلا في مناطق صغيرة محددة من العالم
    Rahmimde? Çantanda da olabilirdi ama bebeğin Gucci taklidi bir şeyde büyümesini istemiyoruz. Open Subtitles رغبنا أن يكون في كيـــسك لأننا لم نرغب بطفل ينمو في حقيبة قوتشي
    Ve iklim değişikliği tehdidine rağmen dinamik bir şekilde büyümeye devam ediyor. TED والذي ينمو بطريقة حيوية علي مر الزمن مع تهديد تغير المناخ.
    Bunun anlamı bayan bıyığı bir gecede uzar mı? Open Subtitles هل يعني هذا أن شاربك الأنثوي ينمو ليلاَ ؟
    Ama sonra asıl büyümesi gereken yer büyümedi, onun yerine burnu büyüdü. Open Subtitles ولكن حينها الجزء المفترض ان ينمو لم ينمو ولكن الاثر ظهر على انفه
    - Daha önce hiç kıl çıkmayan yerlerinde kıl çıkıyor. Open Subtitles شعرٌُ ينمو بأماكن لم يكن بها شعر هذا مخيف بالفعل
    Bizim için çimler her zaman büyümüş, ağaçlar dallarını salmış, Open Subtitles لطالما كان العشب ينمو من أجلنا والأشجار تمد فروعها
    Cabernet gibi her koşulda yetişmiyor ve her yerde, ihmal edilse bile büyümüyor. Open Subtitles ينضج باكراً ، ليس نوع مناضل كالكامرونيه الذي ينمو في أي مكان و يكبر حتى لو كان مهملاً
    Deriniz pul pul ayrılıyor, saçlarınız, tırnaklarınız uzuyor, bu tarz şeyler. TED الجلد يتقشر،الشعر ينمو ، الأظافر ، وهذا النوع من الاشياء.
    Yani kemikteki büyüme viral değil. Open Subtitles هذا يعني الذي ينمو داخل العظم ليس فيروس.
    Cidden bu bilimsel edebiyat da büyük bir hızla artıyor. TED والحقيقة، أن الأدب العلمي ينمو بسرعة خطيرة.
    Bahçemde büyümesine izin verdiğim bir eşek arısı yuvası vardı, tam kapımın önünde. TED وكان هناك عش للدبابير تركته ينمو في فناء منزلي. خارج باب المنزل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد