Senin adına oy toplamaya ve tüm kaynaklarımla senin bağış toplama çabalarını desteklemeye hazırım. | Open Subtitles | أنا على استعداد للعمل بشدة نيابة عنك و أن أضع كل آلاتي تحت جهودك لجمع التبرعات |
Bu doğru olduğu sürece ufak da olsa bir ihtimal dahilinde beni idama gönderme çabalarını hüsrana uğratabilir. | Open Subtitles | سأجادِلكبأنهلو مازلتحيّة.. هناك فرصة مهما كانت بعيدة بأنها ستُحبط جهودك لإبعادي عن حتفي |
Erkeklerin mutfaktaki çabalarını desteklemek her zaman güzeldir. | Open Subtitles | من الجميل تشجيع جهود الرجال في المطبخ دائماً. |
Umudumuz Atar'ın var olan çabalarını arttırmak ve zaten hayallerin ötesine uzanan sosyal güvenlik ağındaki baskıyı azaltmak yönündedir. | TED | وأن يضاعف الجهود المبذولة حاليًا ويخفف من الضغط عن شبكة الأمان الاجتماعي والتي تمددت تمددًا فاق التصور. |
Kendisini bir çok yönden kanıtlamış bir yöneticim var ve onun çabalarını veya başarılarını ödüllendirmek istiyorum... | Open Subtitles | لدي مدير قد اثبت نفسه بطرق كثيرة و أريد أن أكافأه على جهوده أو إنجازاته بــ |
Genel bir ilke olarak... insanların kendilerini geliştirme çabalarını desteklemeye inanırım. | Open Subtitles | كقاعدة عامة... أؤمن بتعزيز محاولات الآخرين لتحسين أوضاعهم |
Adeta suyun sıkışması gibi evrenin matematiğini birleştirmek için çabalarını sundukları yerdi. | Open Subtitles | و عند هذه المرحلة جهودهم لتوحيد رياضيات الكون لم تحرز أي تقدم |
Eminim ki yeni gelen mahkum, çabalarını takdir edecek. | Open Subtitles | حسناً، أنا متأكد بأن... السجين القادم سيقدر جهودك. |
çabalarını takdir ediyorum, Şerif. | Open Subtitles | اقدر جهودك يا حضرة العميد |
Garcia, çabalarını takdir ediyorum, ama bunların parası nereden geldi? | Open Subtitles | غارسيا ), أقدر لك جهودك) لكن كيف حصلتي على التمويل لهذه ؟ |
çabalarını not aldım. | Open Subtitles | سأضع جهودك في الحسبان. |
Annemin kontrolü elinde tutma çabalarını destekleyebileceğini umuyorum. | Open Subtitles | على ما أظن، أرجو أن تدعمي جهود أمي للإحتفاظ بالسيطرة |
İnsanların çabalarını, ürettiklerini imha ettiğinizde yaptıklarıyla o kadar mutlu olmamalarını sağlayabiliyorsunuz. | TED | أنت تقطع جهود الأشخاص ، إنتاجهم ، تدفعهم لأن لا يكونوا سعيدين بما يفعلون . |
Kendi ekonomik yetersizliği karşısında, Bihi Bey'in yaratıcı olması gerekti. al Shabaab'ın daha fazla soğumuş genci yoldan çıkarma çabalarını engellemek için, grubun 2010'daki Uganda'da Dünya Kupası izleyenlere olan saldırılarından sonra, | TED | لمواجهة جهود مجموعة الشباب في التأثير على الفتية الساخطين، ففي بداية هجومهم عام 2010 على متابعي كأس العالم في أوغندا، نظّم فعالية رمضانية لكرة السلة في مينيبوليس رداً على ذلك. |
Körfez'deki kuvvetlerle birlikte barışçıl bir çözüme ulaşmak için tüm çabalarını tüketti. | Open Subtitles | استنفدت كل الجهود المعقولة للتوصل الى حل سلمي |
Körfez'deki kuvvetlerle birlikte barışçıl bir çözüme ulaşmak için tüm çabalarını tüketti. | Open Subtitles | استنفدت كل الجهود المعقولة للتوصل الى حل سلمي |
Bence Kermit'in çabalarını tebrik etmeliyiz. | Open Subtitles | وأظن أنه يجدر بنا تهنئة "كيرميت" على جهوده |
Yaşam Öyküsünün bir sonraki aşamasında hayvanların bir eş kazanma çabalarını göreceğiz. | Open Subtitles | "في المحطة القادمة في "قصّة الحياة سنرى محاولات الحيوانات للفوز بشريك |
- Diane'in çabalarını sabote etmek istedin. | Open Subtitles | -أنت أردت أن تفسد محاولات دايان |
çabalarını dört yetişkin yavrusu olan bir dişinin bölgesinde yoğunlaştırdılar. | Open Subtitles | كثّفوا جهودهم في منطقة أنثى و جرائها الأربع مكتملي النمو |