Kendini temize çıkarmak için neden arabayı çalma fikrinin Sarah'ın fikri olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تبرر موقفك له موضحا أن سرقة السيارة كانت فكرة سارة ؟ |
Tanrı çingenelere ödül olarak ahlaki sonuçları olmaksızın çalma hakkı verdi. | Open Subtitles | لتسديد له، أعطى الله الغجر الحق في سرقة دون عواقب أخلاقية. |
At hırsızlığı Birleşik Devletler Ordusuna ait malları çalma Müttefik Ordusuna ait malları çalma iki nöbetçiyi yaralama Garry O'Keefe adında bir vatandaşı darp etme hırsızlık, şantaj yapma, gasp hükümet hapishanesinden kaçma toplumda huzuru kaçırma, pezevenklik... | Open Subtitles | سرقة حصان سرقة إمدادات تابعة لجيش الاتحاد سرقة امدادات تابعة للجيش الكونفدرالي |
Yasadışı nükleer teknoloji çalma planının çıkmaza girmesinden nefret etmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تمقت أن تواجه خطتك لسرقة تقنية نووية غير قانونية عقبة؟ |
Ayrıca barınaktan bedava bir kedi alabilecekken neden çalma riskine girsin ki? | Open Subtitles | ولماذا تخاطر من أجل السرقة ؟ بينما يمكنك أن تأخذ واحدة مجانا من أي مأوى، صحيح؟ |
"Yalan söyleme, kaçma, aldatma, çalma" falan filan. | Open Subtitles | لا تكذب ، لا تتخاذل لا تغش ، لا تسرق وهلوا ما جرّ |
Anlattığı ve sizin de dinlediğiniz gibi bir şey çalma niyetinde değilmiş. | Open Subtitles | كماشرح،وكماأكدت لنا.. لم يكن ينوي سرقة أي شىء |
Yargıç, eski kocasının arabasını çalma suçundan beraat verdi ve eski kocanın tüm nafakaları ödemesine hükmetti. | Open Subtitles | القاضي رفض الإقرار بحدوث سرقة لسيارة زوجها وأجبره على أن يدفع المال لها لرعاية الأطفال |
Oui. Evet, ama ufak tefek şeyleri çalma fikri sizin değildi, değil mi? | Open Subtitles | نعم و لكن ألم تكن فكرة سرقة الأشياء ستكلف قليلاً ؟ |
Araba çalma işi iyi. Seninle çalışmak da hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | سرقة السيارات الذي نقوم بها تبدو امرً جيداً |
Kimse bu pisliği çalma zahmetine katlanmaz. | Open Subtitles | ألا يوجد شخص ملعون سيحاول سرقة هذا الشىء |
Hayır, bir uyuşturucu problemin vardı, daha sonradan çalma problemine döndü. | Open Subtitles | لا, لقد كان لى حديثاً مع مروجى مخدرات تحول إلى حديثاً مع سرقة |
Büyürken, komşuların sahte elektrik aboneliği alma ya da enerji çalma hikâyeleri bana normal geliyordu. | TED | خلال نشأتي، كانت قصص الجيران الذين يملكون حسابات طاقة وهمية أو يضطرون لسرقة الطاقة تبدو أمرًا عاديًا لي. |
Ona başka bir gemi çalma imkanı vermiyeceğim veya başka bir pilot boğazı kesmesine. | Open Subtitles | لن أمنحه الفرصة لسرقة مركبة أخرى. أو قطع حنجرة طيار اخر |
Ayrıca barınaktan bedava bir kedi alabilecekken neden çalma riskine girsin ki? | Open Subtitles | ولماذا تخاطر من أجل السرقة ؟ بينما يمكنك أن تأخذ واحدة مجانا من أي مأوى، صحيح؟ |
Ryan'a karşı, senin hakkında çalma ve yalan ile ilgili tüm söylediklerinin yanlış olduğunu söylediğim için suçluluk hissediyorum ama yaptığın tam olarak buymuş. | Open Subtitles | اعني , ها أنا اشعر بالذنب لإتهامي لك بالكذب و السرقة و اخبر رايان انه مخطأ بشأنك |
Bak bu çok güzel olmuş. Ama sakın bir daha çalma. Bazı baharatlar alayım mı? | Open Subtitles | انه لذيذ, ولكن لا تسرق سأشتري بعض التوابل, اتفقنا؟ |
Neyseki, Randy de hala çalma yeleği vardı, böylece malları gizlice geri koyabildik. | Open Subtitles | راندي المحظوظ قام بسرقة سترة ولم نواجه اي مشكلة عندما تسللنا وارجعناها |
Herkes için çalma şansını elde ettiğim için de gerçekten minnettarım. | TED | وانا ممتنة جداً لهذه الفرصة التي أتاحت ليَّ العزف لكم |
O zaman dahi, kapımı çalma. Bu kapı olmaz. | Open Subtitles | حتى لو كل ذلك حصل، لا تطرق الباب |
Bu zırvalığı çalma, dostum. Hepimizin bildiği bir şey çal. | Open Subtitles | لا تشغل هذه الأغنية اللعينة يا أخي شغل شئ نعرفه |
Ama orkestrayı da hayrete düşürdün, ve dünya basını bu muhteşem eserleri çalma kabiliyetin karşısında hayran kaldı. | TED | لكن الأوركسترا وكل صحافة العالم كانت منبهرة بقدرتك على عزف تلك المقطوعات الرائعة. |
Ama dinle sakın 19 numaranın kapısını çalma. | Open Subtitles | لكن اسمع... لا تدق جرس الشقة رقم 19... |
Tamamı beyazlardan oluşan bir jüri kararı ile tecavüz, adam kaçırma ve araba çalma eylemlerinden ötürü suçlu bulundu. | TED | أدين من قبل هيئة محلفين بالاغتصاب والخطف وسرقة السيارات. |
Bir daha birini dolandıracaksan bu kadar iyi çalma. | Open Subtitles | في المرة القادمة اللتي تتحايل فيها على أحدهم لا تعزف الغيتار بهذه الروعة |
Tamam. Artık durabiliriz. Şimdi seks gongunu çalma zamanı. | Open Subtitles | حسن يمكننا أن نتوقف هنا حان وقت قرع جرس الأوقات الحميمة |
Ayrıca bu, ona oğullarının önünde de ilk kez çalma şansı verdi. | TED | لكن أيضًا أعطته الفرصة للعزف امام أبنائه الثلاثة لأول مرة. |
Ayrıca JCPenney'den şu Caboodle makyaj setini çalma böylece zor zamanlar geçirmezsin. | Open Subtitles | و لا تسرقي مجموعة أدوات التجميل "الخاصة بــ "جاي سي بيني و الا ستدخلين للسجن |