ويكيبيديا

    "çeşit" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نوع
        
    • نوعاً
        
    • نوعا
        
    • النوع
        
    • كنوع
        
    • يشبه
        
    • نوعٍ
        
    • أشبه
        
    • نوعًا
        
    • بنوع
        
    • مانوع
        
    • نوعِ
        
    • لنوع
        
    • من أشكال
        
    • نوعٌ من
        
    Bu madde diş taşı denilen... ...fosilleşmiş bir çeşit diş plağıdır. TED إنها نوع من بلاك الأسنان المتحجر .والتي تسمى رسميا جير الأسنان
    Ama eğitim olmadan, bir çeşit ışık ölçer olmadan, nasıl bilebilirsiniz? TED لكن بدون تدريب، بدون نوع ما من القياس الضوئي، كيف ستعلم؟
    Sadece tek çeşit ışık varlayıcısına sahip olmak renkleri görme şansı tanımaz. TED وجود نوع واحد من مستشعرات الضوء لا يترك أي مجال لرؤية اللون.
    Onun ipi ve benim mendilimle, bir çeşit çuval yaptım. Open Subtitles عن طريق حبله ومنديلي، تمكنت من صنع كيس نوعاً ما.
    Ve bazı durumlarda orjinal olma isteğimiz aslında bir çeşit düzeltme. TED وفي بعض الحالات، رغبتنا بالتميز تكون في الواقع نوعا من التعديل.
    Bence bunun sebebi... ...bu çeşit ekmeğin... ...gerçekten de güvenilir olduğunu düşünmemizden dolayı. TED وأعتقد أنه بسبب أنّنا نعتقد أنّ هذا النوع من الخبز يرمز إلى الأصالة.
    Bu toprakları topluyor olma eylemi bile bir çeşit manevi iyileşmeyi sağladı. TED إن عمل جمع التربة بحد ذاته قاد إلى نوع من المعالجة الروحية
    Tekli yollar yerine çoklu yollara izin veren bir sokak ağı ve tek bir çeşit yerine pek çok çeşit sokak sağlıyor. TED هي شبكة طرق والتي تتيح العديد من الطرق بدلاً من الطرف المفردة وتوفر العديد من أنواع الشوارع بدلا من نوع واحد فقط.
    Böylece bir anlamda, bu bir çeşit dijital bilgi tipiydi. TED إذاً إنها في أحسن تقدير نوع ما من المعلومات الرقمية.
    Bir çeşit ruh hakkında konuşabiliriz, onları zoryacı bir hayalet. TED يمكن أن نتحدث حول نوع من الحس لشبح مسخر لهم.
    Ve bu bizim için hayatımızdaki bu gücün bir çeşit uyanışı. TED ولذلك كان في الأمر نوع من إيقاظ هذه القوة في حياتنا.
    bir tür sebep olma, bir çeşit insandan insana bulaşma. TED كنوع من التقليد ، نوع من الإنتقال من شخص لآخر.
    Bu korkunç sesler de ne? Bir çeşit hayvan falan mı? Open Subtitles بحق السماء ما هذه الأصوات الفظيعة أهو حيوان من نوع ما
    Sanırım siz çocuklar benim de bir çeşit canavar olduğumu sanıyordunuz? Open Subtitles أتوقع بانكم يا أولاد تعتقدوا بانني نوع من الوحوش ؟ هممم؟
    Adamla beraber okula gitmedin, ne çeşit bir etiketi olduğu umurumda değil, tanımıyorsunuz. Open Subtitles أنّكم لم تذهبوا للجامعة مع الرجل، ولا أهتم ما نوع الشارة على سترته،
    Ray'in gerçeği kavrama yetersizliği vardı. Bir çeşit travma sonrası stresten mustaripti. Open Subtitles لا يستطيع ان يدرك حقيقة ما عاناه من نوع من الاجهاد المؤلم
    Anladım. Bir çeşit deprem ya da volkan bu çatlakları açtı. Open Subtitles فهمتها ، نوعاً ما من الزلازل والبركاين أحدث تلك الشقوق ؟
    Yani bir çeşit... Archangel Ağı ikinci bir düşük seviye sinyaline sahip. Open Subtitles حسناً، نوعاً ما، والآن شبكة كبير الملائكة لديها إشارة محدودة هي الأخرى
    Raporu okudum. Bir çeşit ateş topu gördüğünü iddia ediyor. Open Subtitles نعم، قرأت ذلك التقرير، وتدعي شاهدت نوعا من روح فوكسفيرية
    Bu çeşit tespit edilmeden girişi asla bir daha yakalayamam. Open Subtitles ولن نحصل على هذا النوع من الوصول بدون اكتشافنا ثانية
    Ve böylece siber-suçlular CarderPlanet bir çeşit süpermarket olmaya başadı, TED و لذلك أصبح كاردر بلانت كنوع من المتاجر لمجرمي الانترنت.
    Sanki bir çeşit bilemiyorum, ateşin birden bacayı sarma durumu gibi birşey. Open Subtitles كان نوعا ما يشبه لا أعلم، ذلك عندما النار حقا قد تأججت
    Çünkü bu insanların, senin gerçekte ne çeşit bir insan olduğunu bilmelerini istemiyorsun. Open Subtitles لأنك لا تريدين لهؤلاءِ الأشخاص أن يعلموا من أيِّ نوعٍ من الفتياتِ أنتِ
    sadece bir kitap değil, bir çeşit zaman işaretli dosya gibi. Open Subtitles إنه ليس كتابا بالضبط، ولكنه أشبه بملف مُقسم وفقا لمدد زمنية
    Öğrecilerime göre havalı değildim. Bir çeşit aptal olduğumu düşünüyorlardı. TED لم يعتقد طلابي أني رهيب. اعتقدوا بأني نوعًا ما أحمق.
    Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. TED هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم.
    Bugün ellerinde kaç çeşit test olduğunu Tanrı bilir. Open Subtitles هناك الياف او اشياء صغير جدا الله وحده يعرف مانوع الاختبارات التي يستخدمها من اجل التفتيش..
    Ne bileyim, bir çeşit cadı kitabıydı sanırım. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ، بَعْض الكتابِ من نوعِ ساحرةَ، أَحْزرُ.
    Çatıya gitmeden önce bir çeşit meditasyon müziği dinkediğini duydum. Open Subtitles سمعته يستمع لنوع من موسيقى التأمل ، قبل ذهابه للسطح
    Daha ziyade, bir çeşit politik aksiyondu seçildiğim sırada kullanılabilir şehir bütçesinin sıfır virgül birşeyler olduğu bir çevrede bir aksiyon. TED بل كانت شكلا من أشكال العمل السياسي في وقت كانت فيه الميزانية المتاحة للمدينه بعد انتخابي ، اكثر بقليل من الصفر
    Bu planının bir parçası olabilir, bir çeşit intikam için. Open Subtitles يُمكنُ أن تكونَ هذه واحدة من خططِه، نوعٌ من الانتقام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد