Kyle çok özel ve pek çok açıdan farklı bir çocuk. | Open Subtitles | إن كايل مميز جداً و هو مختلف عن الناس بطرق عدة |
Ama aşağıda güneyde çok özel bir statüye sahip küçük bir ışığa sahipti. | TED | بالرغم من ذلك ، هناك بعض الضوء في الجنوب لديه حالة خاصة جدا. |
Diğer tutsakları iyileştirdi. Ama onların zihniyle çok özel bir şekilde kötü oynadı. | Open Subtitles | ليست فقط ما تعرض علي المساجين ولكنها أيضاً تعبث بالعقل بطريقة مميزة جداً |
çok özel bir yerde oturup gurme bir yemek yemekten bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن الجلوس و الأستمتاع بوجبة رائعة في مكان خاص جداً |
Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. | TED | الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية. |
Findlay Ohio'daki Lincoln İlkokulu 5. sınıf öğrencilerine de çok özel bir "Merhaba". | Open Subtitles | وترحيب خاص جدا لـ المرتبة الخامسة في مدرسة لينكولن في مقاطعة فريندلي اوهايو. |
Işığın kırınım fiziği nedeniyle çok özel bir şekle sahip olmalı. | TED | ويجب أن تكون بشكل مميز جدا بسبب فيزياء الحيود |
John Henderson ile çalışan kişiler için bugün çok özel bir gündür. | Open Subtitles | اليوم هو يوم مميز جداً لكل من كان يعمل مع جون هندرسون |
Bazı araştırmalar yapabilirim ancak bunu sadece çok özel bir arkadaş için yaparım. | Open Subtitles | ربما أستطيع القيام ببعض الإستفسارات لكن بمكنني عمل ذلك فقط لصديق مميز جداً |
Şimdi sahneyi çok özel bir insanla paylaşmak istiyorum. | TED | الآن هنا، أريد أن أشارك الخشبة مع شخص مميز جداً. |
Gerek yok.Bu gece için çok özel bir program ayarladım. | Open Subtitles | لا حاجة. لقد رتبت معاملة خاصة جدا بالنسبة لنا الليلة. |
Bilimi de bir tür jüri olarak düşünebiliriz, ama çok özel bir tür jüri. | TED | يمكننا أيضا أن نتصور العلم كنوع من هيئة المحلفين و لكنها هيئة خاصة جدا من المحلفين |
Ve sizinle gerçekten Hayatımın çok özel bir anını ve Rio şehrinin hikayesini paylaşmak istiyorum. | TED | وحقيقة وددت أن أشارككم لحظة مميزة جداً من حياتي و من تاريخ مدينة ريو |
Ev yapımıdır. çok özel. Eşim yaptı. | Open Subtitles | انهم من صنع البيت , مميزة جداً زوجتي صنعتهم |
Hayır canım, bu çok özel bir kitap, erkek cinsinin davranma şeklini anlayacaksın. | Open Subtitles | لا ياعزيزتي, هذا كتاب خاص جداً. سيفتح عقلك على الطريقة الفضولية لأنواع الفتيان. |
İkinci olarak, bu aslında kontrolü hala sağlıyor olmakla ilgili bir şey; ama çok özel bir şekilde. | TED | والشىء الآخر هو انه كونك مسيطر ولكن بشكل خاص جداً |
Genelde fazla sürpriz yapmam ama bu sabah çok özel bir sürprizimiz var. | Open Subtitles | أنا لا أعطي معاملات خاصة و لكن هذا الصباح لدينا معاملة خاصة جداً |
Naziler durumumu öğrenince beni çok özel bir doktorla tanıştırdılar. | Open Subtitles | عندما علم النازيين عن حالتي، قدموا لي طبيب خاص جدا |
Hayvanlar dünyasının fiziksel bağlantılı olduğunu ve insana özgü çok çok özel bir şeyler olduğunu düşünen bir sürü insan var | TED | هناك الكثيرون الذين يعتقدون ان عالم الحيوان مكان صعب دخوله وأن هناك شيء مميز جدا جدا بخصوص الإنسان. |
Herkes partiye gelmek ister. Bu yüzden çok özel bir parti yapacağız. | Open Subtitles | الجميع يريد الذهاب لهذه الحفلة ، لذا سوف نجعلها حفلة مميزة للغاية |
Richmond şehri şerifine, kızların topluca imzaladığı bir mektup yazıldı ve kendisinin çok özel bir şerif olduğunu söylemeliyim | TED | لذا تم كتابة خطاب لنقيب شرطة مدينة ريتشموند، و تم توقيعه من كل الفتيات، و يجب أن أشير ، إلى أنه نقيب شرطة مميز للغاية. |
Ama Polly bana çok özel bir hediye vermişti: yalnız olmadığım bilgisi ve kürtajın konuşabileceğimiz bir konu olduğu gerçeği. | TED | لكن بولي أعطتني هدية مميزة جدا: لقد أخبرتني أنني لستُ الوحيدة ومن ثم أدركت، أن عملية الإجهاض أمرٌ يمكننا التحدث عنه |
Tamam, hepiniz çok özel bir göreve yardım etmek için seçildiniz | Open Subtitles | حسناً ، تم إختياركم جميعاً لتُساعدوني في مُهمة خاصة للغاية تُدعى |
Sahneyi çok özel birine bırakmanın vakti geldi. | Open Subtitles | لكن على تلك الملاحظة أعتقد بأنّه الوقت لأترك المرحلة وأوجد شخص ما خاصّ جدا في الحقيقة |
Hâkim sana çok özel bir teklifte bulunmamı istedi. | Open Subtitles | على أية حال، طلب مِنـِّي القـاضي أن أقـدم لكِ طلباً خاصاً جداً |
çok özel bir konuğumuz, şimdi içeriye girdi. | Open Subtitles | عِنْدَنا ضيف خاصّ جداً الذي سَاقِط بالإستوديو. |
Eskiden ikimizde bu ülkenin çok özel olduğunu düşünürdük. | Open Subtitles | كلانا كان يفكر في أن هذا البلد كان مكاناً مميزاً جداً. |