ويكيبيديا

    "ölümle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الموت
        
    • بالموت
        
    • بالقتل
        
    • للموت
        
    • الوفاة
        
    • موتاً
        
    • بقتلي
        
    • بموت
        
    • بالإعدام
        
    • مميت
        
    • الموتَ
        
    • والاحتضار
        
    • والموت
        
    Bu anlarda, bir ikilemle yüzleştim: Onlar ölümle yüz yüzeyken, onlara öleceklerini mi söylemeliyim? Yoksa yalan söyleyip onları rahatlatmalı mıyım? TED مع هذا الامر, كنت اواجه معضلة هل اخبر المقبل علي الموت انه اقترب من مواجهة الموت ام اكذب عليهم لاريحهم ؟
    Bir saat içinde, algıları artmış, vakti hızlanmış bir asker öldürebilir, aşk yaşayabilir ve tekrar ölümle burun buruna gelebilir. Open Subtitles فى ساعة واحدة، ومع إحساسه بالعجلة وضيق الوقت يمكن للجندى أن يقتل ويمارس الحب ثم يعود ليواجه الموت مرة أخرى
    Her sinemadaki her film ölümle alakalıdır. Ölüm para ediyor. Open Subtitles كل الأفلام فى كل السينمات تدور حول الموت.الموت يحقق مبيعات.
    Sağlam sinirler ve cesaret gerektiren bu oyunun sonu ölümle bitebilir. Open Subtitles الدوران هو لعبة التحدّى التى قد تنتهى بالموت الإختبار المطلق للجرأة
    İsa'nın tek başına ölümle karşılaştığı birkaç pasaj vardı belki bakmak istersin. Open Subtitles هناك بعض الفقرات عن المسيح, عندما واجه الموت وحيدا ربما تريد تفقدهم
    O enfes ıstırap içinde ölümle yüzleşmek, cesaretin son noktasıdır. Open Subtitles مقاومة الموت ، هو تظهر الشجاعة المطلقة. انها لذيذة العذاب.
    Zamanın uçup gittiğini anlamak için ölümle dans etmek gerek. Open Subtitles يجب أن تراوغى الموت لتدركى كم أن الوقت يمر سريعاً
    Ama ölümle savaşmak boşta durup seni almasını beklemekten iyidir. Open Subtitles من الأفضل أن نكافح الموت على أن ننتظر كي يحصدنا
    Roger Blaine'le bir bağlantı Olduğunu ortaya çıkarttı. Sahte ölümle ilgili olan kuzenini... Open Subtitles فهم أن هناك اتصال بروجور بلاين إبن العم ، الذي إرتبط بتزييف الموت
    Eğer ölümle karşı karşıyayken sükunetin nasıl sağlandığını bulursanız lütfen bana da söyleyin. Open Subtitles إذا استطعت أن تجد الصفاء وأنت في مواجه الموت المؤكد رجاءاً أخبرني بذلك
    Dün gece, ölümle burun buruna geldik ve canımızı zor kurtardık. Open Subtitles الليلة الماضية، نحن لمسنا الموت وعادت مرة أخرى على قيد الحياة.
    Söyledim ama sonra ölümle kapı komşusu olduk mahalleden taşınana dek-- Open Subtitles نعم ، لان الموت كان جاري حتى أخيرا انتقل من المنطقة
    Bir zaman sonra ölümle yaşam arasındaki dengeyi sağlamak Eros'a kalsa bile.. Open Subtitles 27,115 لاستعادة التوازن ما بين الحياة والموت هذا يميل الى صالح الموت
    Seninle daha önce de konuştuk. Bu bir aşk oyunu değil. ölümle alakalı. Open Subtitles تحدثت معك قبل ذلك ، هذا ليس بشأن التأريخ ، إنه حول الموت.
    Bakalım ölümle burun burunayken, hayatta kalma hünerlerini gösterebilecek mi? Open Subtitles عندما تواجه الموت هل سيكون لديها المهارات اللازمة للعيش ؟
    Uyandığında, gerçek kimliğinle... yüz yüze geldin, genlerinde olan bir şeyle ölümle. Open Subtitles عندما استيقظت اصبحت وجهاً لوجه مع نفسك الحقيقة مع قدرك مع الموت
    Michelle ne söylerse söylesin, ölümle yüzleşmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Open Subtitles .. ومهما قالته ميشيل لاتملك أدنى فكرة كيف الشعور عند مواجهة الموت
    Bizi ölümle yüz yüze getiren kuş beyinli planlarla ilgili olanı. Open Subtitles المره التي تحدثنا عن تجنب المخططات الارعنه التي تجعلنا ننتهي بالموت
    Bu adam daha önce de ölümle yüzleşmiş. Ölümden etkilenmiyor. Open Subtitles هذا شخص كان محاط بالموت من قبل لن يرعبه شىء
    Çavuş Dohun silahı bana doğrulttu ve beni ölümle tehdit etti dediğini yapmamı emretti. Open Subtitles لقد هددني بمسدسه هددني بالقتل إذا لم أنفذ أوامره
    Hergün ölümle yüzyüze gelmiyorsun ki, ve bu doğru. Open Subtitles ليس كل يوم تحصل على تجربة الوصول للموت و هذا حقيقي
    Bu olayın ölümle sonuçlanacağını hiç ummamıştım. Open Subtitles ولا شيء من كل هذا كان سينتهي بتلك الوفاة
    Sadece ölümü anlayanlar ölümle gerçekten yüzleşebilirler. Open Subtitles شخص ما الوحيد الذي يَفْهمُ موتاً يُمْكِنُ أَنْ يُواجهَ موتَ حقاً
    Sizinle konuştuğum için daha yeni ölümle tehdit edildim. Open Subtitles لقد هددوا للتو بقتلي لتحدثي معكِ
    Sesini duyduğum karanlık ve bir çok kez rahat bir ölümle yaşadığım aşk. Open Subtitles ظلام الرغبة ولعدة مرات قد قسمت بالحب بموت بطيء
    Bu nedenle pankreas teşhisi konulmasının neredeyse kesin bir ölümle karşı karşıya olunduğu anlamına gelmesi aslında pek şaşırtıcı değil. TED لذلك لا يعتبر بالمفاجئ أن كونك مصابا بسرطان البنكرياس يعني تقريباَ مواجهة حكم مؤكد بالإعدام.
    Kaynakların söylediğine göre parkınızın açılmasındaki gecikmenin sebebi oyuncaklardan birinde neredeyse ölümle sonuçlanacak bir kaza olmasıymış. Open Subtitles مصادرنا أفادت بأنّ إفتتاح ملهاك قد تأخّر لبعض الوقت وكأنما الأمر يبدو بحادث مميت إرتبط بإحدى ألعابك هنا
    Yani, bu şiirin ölümle ilgili yeri 10 satır. Open Subtitles أَعْني، هذه الأغنية الشعبيةِ 10 أبيات فقط على جانبِ الموتَ.
    Ben bir mimarım, ve bir buçuk yıldır, bu değişimlerin ölümle, ölmek eylemiyle ve aynı zamanda mimari yapılar için ne anlama geldiğine bakıyorum. TED الآن، أنا مهندسة معمارية، وكنت طيلة السنة والنصف الماضية أنظر إلى هذه التغيرات وإلى ما تعنينه بالنسبة لفن العمارة الذي يتصل بالموت والاحتضار.
    Bu da bedenimizi zayıflatır, ki bu da zamanla hastalık ve ölümle sonuçlanır. TED هذا يجعل أجسادنا تبدأ بالتدهور، مما يؤدي في نهاية المطاف إلى المرض والموت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد