O düşkünler evinde, ölmek üzere olan 31 kadın ve erkek kalıyordu. | TED | في ذلك الدير وكان هناك 31 رجلا و امرأة على أعتاب الموت |
Ama hepimiz yeniden diriliş hikayesinden biliriz ki önce ölmek zorundayız. | TED | لكننا نعلم جميعاً من قصص الشفاء عليك أن تختبر الموت أولاً |
Haklı olup olmadığımı merek ediyordım, ve korkuyordum çünkü ölmek istemiyordum. | Open Subtitles | تسائلت إذا كنت محق وأنا كنت خائف لأنني لا أريد الموت |
Bu gece benimle konuşurken, babamı öyle çok özledim ki, ölmek istedim. | Open Subtitles | الليلة عندما كانت تتحدث, شعرت بأشتياقى لوالدى جدا وفكرت اننى سوف اموت |
Neden ölmek üzere olan bir adam sahte isim versin? | Open Subtitles | لما قد يكذب الرجل بشأن إسمه وهو على حافة الموت |
Ah, tabii, restoranda onunla oturdugunu düsün... açliktan ölmek üzere, siparis vermesini bekliyorsun. | Open Subtitles | او نعم إلى انت تجلسين في مطعم ثم تجوعين حتى الموت تنتظرين الطلب |
Eğer ölüm, bizim sevgimizin varış yeriyse Ben, memnuniyetle ölmek için hazırlanırım. | Open Subtitles | إذا كان الموت هو الذى سيجمع حبنا إذاً أنا مستعدّ للموت بسرور |
Üzgün gibi görünüy orum ama bu ölmek gibi birşey. | Open Subtitles | قد يبدو هذا مبالغا فيه قليلا ولكنه مثل تقبل الموت |
-Bu lanet kamyonda ölmek istemiyorum. -Ayağıma basıyorsun. -Tanrım beni buradan çıkar. | Open Subtitles | ــ لا أريد الموت في هذه الشاحنة ــ أنت تدوس على ساقي |
Yargıçlar ölmek istememi anlıyorlar, ama bana yardım etmenin, yasal cezası olduğunu hatırlatıyorlar. | Open Subtitles | يدرك القضاة أنني أريد الموت و لكنهم يذكّرونني بأن مساعدتي يعاقب عليها القانون |
Ama şimdi ölmek istiyor oysa ben onun benimle kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | ولكن الآن و الآن هي تريد الموت وأنا أريد إبقائها معى |
Kendin ölümün eşiğindesi ve bize ölmek ve kurtarılmaktan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | انت تقف في وجه الموت.. وتتحدث عن اعطاء وسلب الارواح. ؟ |
İtiraf etmek, şırınga ile ölmek yerine müebbet hapis demek. | Open Subtitles | الإعتراف يعني الحياة داخل السجن بدلا من الموت بالحقنة المسممة |
Daha fazla test istemiyor. ölmek için ona yardım etmemizi istiyor. | Open Subtitles | يرفض أية اختبارات أخرى،يريد الموت و يريدنا أن نساعده على ذلك |
Bekâr kadınların en büyük derdinin evde tek başlarına boğulup ölmek olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | أعتقد أن أكبر قلق لإمرأة عزباء هو الإختناق حتى الموت بمفردها في شقتها |
Bu şehire bıraktığım bu beladan sonra, bu kadar kolay ölmek istemiyordum. | Open Subtitles | لكني لم اموت بسهولة حتى بعد الفوضى التي سببتها في هذه المدينة. |
Evde ölmek istediğimizi söylemek bir plan değil. | TED | القول أننا نود أن نموت في المنزل ليس خطة. |
Ama yakın zamanda ölmek isteyerek yatakta üç ay geçirdim. | TED | لكنني قضيت مؤخراً ثلاثة أشهر على السرير، أرغب بالموت. |
ölmek istiyorsan, kirişi kullan,... kırılmayacaktır. | Open Subtitles | إن أردتي أن تموتي تعلقي بالعارضة فهي لن تنكسر |
Mike, onlar da bizim gibi ölmek istemiyor ama onların da görevleri var. | Open Subtitles | مايك لم يريدوا أن يموتوا أكثر منا نحن و لكن لديهم مهمتهم أيضاً |
Küçük Köpek ölmek için tepelere gitti. Amerikan Atı da onunla. - Ya Josh? | Open Subtitles | ذهب ليتل دوغ الى التلال ليموت وذهب امريكان هورس معه |
Kazara ölmek vardır, kendini öldürmek vardır, bir de başkasını öldürmek vardır. | Open Subtitles | فثمة حادث موت عرضية و ثمّة انتحار و أيضاً ثمة جريمة قتل |
Ama ölmek istemiyorsan, sen de bunu başkasına yapardın öyle değil mi ? | Open Subtitles | و لكن إذا لم تريد أن تموت عليك فعلها ، أليس كذلك ؟ |
Kadınların sonsuz isteklerini yerine getirmek için sinekler gibi ölmek zorundasınız. | Open Subtitles | يموتون كالحشرات من تصلب الشرايين يبنما زوجاتهن يجلس تحت مجففات الشعر يأكلون الشيكولاتة |
İçinizden hangi salak bana iğne yapmaya çalışırken ölmek istiyor? | Open Subtitles | من منكم سيموت وهو يحاول وضع الفايرس فى ؟ |
Eminim ölmek için dua etmiştir. | Open Subtitles | أنا سَأُراهنُ انها صَلّتْ من اجل المَوت. |
Bir köpek gibi ölmek istemiyorum. Karım ve çocuklarım var. | Open Subtitles | أنا لا أيد أن أموت مثل الكلب لديّ زوجة وأطفال |
Eğer sonrasında buraya ölmek için dönmek istersen, sorun değil. | Open Subtitles | اذا كنت تريد أن تعود إلى هنا لتموت فلا بأس |