Girdiğimiz ev özel bir video düzeneği ile donanmış bir evdi. | TED | و دخلنا الى منزل يملك نظام خاص جدا لتسجيل الفيديوهات المنزلية |
Burada aslında özel bir şey yapmadık, sadece koleksiyonu besledik. | TED | ولم نقم بشيء خاص حقيقةً، فقط قمنا بتزويد الآلة بالمجموعات. |
özel bir iş için, özel birini arıyorum, ...adı, Sabata. | Open Subtitles | إنني أبحث عن رجل بعينه من أجل عمل خاص ساباتا |
Biraz eski moda olabilirsin ama özel bir şeyler var sende. | Open Subtitles | ربما تكونين طراز قديم نوعا ما لكن هناك شىء مميز بك. |
özel bir şey olsun istemiştim, bizim gecemiz olarak hatırlanacak bir şey. | Open Subtitles | اردت حقاً ان تبدو مميزة أتعلمين شيئاً، يمكننا ان نطلق عليها ليلتنا |
Ah, Roth özel bir gemiyle kaçtı. Şimdi Miami'de bir hastanede. | Open Subtitles | روث رحل على متن يخت خاص انة فى أحد مستشفيات ميامى |
Bay Poirot'nun buna hakkı yok, bu özel bir mesele. | Open Subtitles | بوارو ليس له الحق.. هذا خارج الموضوع هذا شأن خاص |
özel bir 747'nin içinde Alaska'ya götürülecekler ve orada salıverilecekler. | Open Subtitles | سيحلّقان في حوض خاص 747 إلى آلاسكا ويطلق سراحهما هناك. |
Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
Bu Nakamura özel bir cyborg vücudu siparişi mi verdi ? | Open Subtitles | هل ذلك الرجل ناكامورا لديه طلب خاص من الجسم الموصول ؟ |
İyi haberler, millet. özel bir görüşme için yatak odama bekliyorum. | Open Subtitles | أخبار سارة للجميع, تعالوا إلى غرفة نومي من أجل عرض خاص |
-Seks birbirini seven iki insan arasında olması gereken özel bir şeydir. | Open Subtitles | الجنس هو شيء خاص بين اثنين من الناس الذين يحبون بعضهم البعض. |
Bu macera filminde olur ama, bu özel bir film. | Open Subtitles | لا بأس بذلك في أفلام الحركة، لكن هذا العمل مميز |
Bugün yanımda, özel bir yemeğim ve yardımcım var. Harry Solomon. | Open Subtitles | انا عندى اليوم طبق مميز و مساعد مميز أيضا هارى سوليمون |
Istakoz olsun olmasın bu çok özel bir akşam yemeği. | Open Subtitles | بكركند أو بدونه ، هذا عشاء مميز على أي حال |
Diğer tutsakları iyileştirdi. Ama onların zihniyle çok özel bir şekilde kötü oynadı. | Open Subtitles | ليست فقط ما تعرض علي المساجين ولكنها أيضاً تعبث بالعقل بطريقة مميزة جداً |
Bu geceyi şehirde geçirelim, ve yarın özel bir şeyler yapalım, | Open Subtitles | ،دعنا نقضي الليلة في المدينة ،و سوف نفعل شيئاً خاصاً غداً |
- Şunu giyin. Farkında mısınız, özel bir mülkü ihlal ediyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو أنّ لا أحد منكم يدرك أنّكم تتعدّون على ممتلكات خاصّة |
Dikkat, sayın müşteriler... bu çok özel bir gün, vurulma günü değil. | Open Subtitles | يرجى الإنتباه ، ايها المتسوقون لدينا حاله خاصه اليوم بدون إطلاق النار |
Kertenkele kız. Arka tarafta, ağladığı özel bir yeri var. | Open Subtitles | لديها مكان خاصّ على الدرج الخلفي حيث تذهب للبكاء فيه. |
Bunun nasıl çalıştığını görmek için özel bir videoya bakalım. | TED | لنلقي نظرة على فيديو محدد بحيث يمكنك رؤية كيفية عملها. |
Yılbaşı gecesini ailemle geçirdim, bu da aslına çok özel bir şeydi. | Open Subtitles | حسناً، قضيت رأس السنة الجديدة مع عائلتي، والتي في الواقع كانت مميّزة |
Siz bunun doğru olup olmadığını, anlayabilecek özel bir, konumdasınız... | Open Subtitles | وأنت في موقع مميّز لكي تؤكـّد أو تنفي هذا الشكّ |
Pers bahçeleri tarihimiz boyunca hep özel bir yere sahip olmuştur. | Open Subtitles | الحدائق دائما ماكان لها مكانة خاصة في بلاد فارس طوال تاريخنا |
Konuşmak için kısa bir sürem olmasına rağmen, umarım Mannahatta'nın çok özel bir yer olduğunu takdir edersiniz. | TED | ورغما عن قصر وقت حديثي المختصر ، إتمنى منكم تقدير إن مانهاتا كانت مكانا مميزا. |
Ama eninde sonunda herkes için, kişiye özel bir kanser tedavi yöntemi geliştireceğiz. | TED | أظن أننا تدريجيا، سنصمم للكل علاجا خاصا للسرطان. |
Hatırlamam gereken bir yıldönümü yada özel bir gün mü vardı yoksa? | Open Subtitles | هل هناك نوع ما ذكرى او مناسبة خاصة من المفترض أن أتذكرها؟ |
Fakat bu, özel bir toplumsal kural. Bu, kiminle görüşebileceğimiz ve kiminle olmamamız gerektiğini gerektiğini söylemek isteyen toplumsal bir kural. | TED | لكنها نوعية خاصة من القواعد الإجتماعية, لأنها قاعدة إجتماعية تريد أن تخبرنا بمن نستطيع أن نألفه ومن لا يجب أن نألفه. |