"özlediği" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يفتقد
• تشتاق
• يشتاق
• مشتاق
• يفتقدني
• يفتقدها
• افتقدته

Eski durumunu özlediği belli.
يمكنك القول أنه يفتقد موقعه السابق من المسؤولية

Yani, en azından Ryan saç ürünlerini özlediği için çekildiğinde.
أعني ، هذا ، بعد سقوط رايان لأنه يفتقد منتجات شعره

Güneşin kara kışta çiçeği özlediği gibi.
كما تشتاق الشمس إلى الزهرة فى أعماق الشتاء

Evet, senin kokunu özlediği için taşındığını falan saçmaladı.
أجل، قالت أنها قامت بهذا لأنها تشتاق لرائحتك أو شيئ من هذا القبيل.

Çok özlediği bir yeğenini hatırlatmışsın ve ona sarılmak ister misin diye merak ediyor.
أنك تذكره بإبن عمه واللذي يشتاق له كثيرًا و .. ، أنت تعرف ، يريد أن يعرف .. إذا كان بإمكانك

Kokunu özlediği için eski gömleklerinden birisini yanında taşıyor.
يتجوّل حاملاً أحد قمصانك القديمة لأنه مشتاق الى رائحتك

Çok seyahat ediyorum, Carl beni özlediği için böyle yapıyor herhâlde vesaire.
مثل, تعلمين, أنا أسافر كثيرآ وكارل ربما يتصرف هكذا 'لأنه يفتقدني

Tabii efendim sizi bir domuzun çamuru özlediği gibi özledim. Sizi bir bebeğin anne memesini özlediği gibi özledim.
أجل يا سيدي، أفتقِدك كخنزير يفتقد مياهه القذرة أو كالرضيع الذي يفتقد ثدي أمه

O güzel melodileri nasıl özlediği gözlerinden belliydi ve bunu gerçekleştirebilirim.
يمكنني أن أرى هذا في عينيهِ كم يفتقد هذهِ الألحان الجميلة ويمكنني أن أجعل ذلك يحدث

Lydia'yı ne kadar özlediği belli oluyordu.
"قد كان واضحاً كم يفتقد "ليديا

Evini ne kadar özlediği hakkında.
انه يفتقد بيته

Çiçeğin güneşi özlediği gibi özlüyorum onu.
أشتاق إليها كما تشتاق الشمس إلى الزهرة

* Bir çocuğun battaniyesini özlediği gibi özleyeceğim seni *
* وسوف أشتاق إليك * * كطفلة صغيرة تشتاق إلى بطّانيتها *

Geriye dönüp baktığında özlediği şey Pantheon Kupası. kızlar ya da zafer değilmiş.
قال أنه عندما نظر للماضي.. لم يشتاق لكأس بانثيون... .

Evet, Greg'in de O'nu özlediği oldukça belli.
أجل ، واضح جداً أنّ (غريغ) يشتاق إليها أيضاً

Kevin'i özlediği için garip davranıyordur belki diye düşündüm.
اعتقدت انه يتصرف بغرابة لأنه مشتاق لكيفن

Herkesi ne kadar özlediği.
قصص عن (مومباي) وكم هو مشتاق للجميع

- Kimsenin beni özlediği yok, Ray.
- . "لا أحد بالخارج يفتقدني يا "راي -

Bunlar halkın özlediği tavırlar:
تلك هى النظرة التى يفتقدها الجمهور

Onu, elinin özlediği bir parçan olarak düşünmelisin.
انظر إليها بأنها الشيء الذي افتقدته يدك.