ويكيبيديا

    "şansını" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فرصة
        
    • الفرصة
        
    • حظك
        
    • فرصتك
        
    • حظّك
        
    • فرصته
        
    • فرصك
        
    • حظه
        
    • فرص
        
    • فرصتها
        
    • فرصه
        
    • الفرص
        
    • الفرصه
        
    • بفرصة
        
    • فرصةً
        
    İnsan neslini iyileştirmeye biraz uzağız. Şu andaki hedefimiz, bunu yapabilme şansını yakalayabiilmek için yeterince uzun yaşamayı garantilemek. TED نحن بعيدون من تحسين قدرات الناس. وهدفنا هو التأكد من أن لدينا فرصة للصمود بما يكفي لفعل ذلك ربما.
    Su altında nefesinizi tutmanız, kendinize ağırlıksızlığı deneyimleme şansını verilmesi anlamına gelir. TED أن تحبس الأنفاس في الماء، معناه أن تملك فرصة تذوق انعدام الجاذبية.
    Galactica buraya geldiğinde, Cylonlar büyük bir isyanla uğraştığı için dikkatleri dağılmışsa, bizi bu gezegenden kurtarma şansını yakalar. Open Subtitles الفرصة الوحيدة التى لديهم لإخراجنا من هذا الكوكب أن يكون السيلونز منشغلون بشدة بمقاومة إنتفاضة قادمة عندما يصلون هنا
    Hayır, çok ileri gittiğinde şansını da kaybettin. Open Subtitles لا .. أنت إنتهكت حظك عندما أوغلت فى البحر بعيدا جدا
    Amerika'ya sağ salim dönmek için tek şansını mahvetmiş olursun. Open Subtitles فانت تدمر فرصتك الوحيدة للعودة الى امريكا حيا
    1 fincan kahve için şansını birlikte getirmek zorunda değilsin. Open Subtitles ليس من الضروري أن تجلب حظّك من أجل فنجان من القهوة
    Bunu yapma şansını yakalamak için, onların ultrasaf ve ultrasoğuk olmaları gerekiyor. Open Subtitles ولإعطاء فرصة لفعل هذا عليهم أن يكونوا خالصين النقاء وتحت برودة شديدة
    Kendiniz, kurtarma ve bu olayı bitirme şansını size sunuyoruz. Open Subtitles نحن نعطيك فرصة لكي تساعد نفسك ، وتنهي الأمر الآن
    Onun tek kurtarıcısı ve beyaz atlı prensi olma şansını gördün. Open Subtitles لقد رأيت فرصة أن تكون منقذها الوحيد، فارسها ذو الدرع المضيء.
    İş için uygun hale geldiğinde düzgün rekabet şansını elde edecektir. Open Subtitles ستكون لديها فرصة لتنافس بشكل صحيح على الوظيفة عندما يحين الوقت.
    Her dedektif onun nasıl düşündüğünü anlama şansını... değerlendirmek ister. Open Subtitles أي محقق سيفضل أي فرصة ليستمتع بــ بــتحليل طريقة تفكيرها
    Kardeşimin evlenme şansını yok etmemden daha önemli ne olabilir acaba? Open Subtitles ماهو أكبر من احتمالية تخريب الفرصة على أختي لكي تتزوج ..
    Bu yüzden bu konuşma şansını bulabildiğimiz için çok sevindim. Open Subtitles ولذلك أنا سعيدٌ جداً بأن أُتيحت لنا هذه الفرصة للتحدّث
    Hepsi istediği gibi bir insan olma şansını hak ediyor. Open Subtitles كل واحد فيهم يستحق أن يُمنح الفرصة ليكون علي حقيقته
    Belki belindeki silahla şansını denemek istersin. Open Subtitles قد تريد أن تجرب حظك من جديد مع هذا السلاح ..
    Ama şansını daha fazla zorlama. Benim katılmamı bekleme. Open Subtitles ولكن لا تعتمد على حظك أكثر من ذلك ولا تتوقع مني أن أكون حاضراً
    Eğer cesaret ediyorsan, şansını dene ve Boksör Eryx'le ringe çık! Open Subtitles لا إذا تجرؤ خذ فرصتك و اخطو لداخل الحلبة
    Ya burada kalıp bizimle yaşa ya da orada şansını dene. Open Subtitles حالما تصل لخيار أن تبقى هنا وتقول بعملك المكلف أو تجرب فرصتك في الخارج
    Her neyse, birinin dokunuşu şansını berbat edebilirmiş. Open Subtitles على أية حال، يقولون إذا لمسك شخص يمكن أن يهدم حظّك
    En azından, kurtuluş şansını sürdürmesine yardım ettim. Open Subtitles على الأقل فقد ساعدته لكي يحافظ على فرصته في البقاء
    Ayık kalman lazım. Ayık olmazsan, şansını zorluyorsun demektir. Open Subtitles عليك أن تبقي غير ثملة فإن أصابك الثمل وسكرت ستفقدين كل فرصك
    Tüm bu hayır işlerini onun adına da yapman karşılığında iyi giden şansını seninle paylaşacak. Open Subtitles ويريد أن يشاركك حظه الجيد جزاءاً لك على كل أفعالك الجيدة معه
    Eğer genç bir öğrenci tüm virüslerin DNA sı olduğunu düşünürse bu onun bilimde başarılı olma şansını mahvetmez. TED إذا كان متعلم صغير يعتقد أن كل الفيروسات لديها حامض نووي ، هذا لن يؤثر في فرص نجاحهم في العلوم في المستقبل.
    Annem piyangoyla şansını deneyeceğini söyledi, ama o seçilmedi. Open Subtitles أمى قالت انها ستجرب فرصتها بالإقتراع لكنها لم تُختار
    Bütün geceyi bir katille geçirerek, şansını fazla zorlamıyor musun? Open Subtitles أخذت فرصه فى الجحيم بقضائك الليل مع قاتل
    Ona yaslanarak bana karşı ayaklanma şansını artık sana vermeyeceğim. Open Subtitles إننى لن أعطيك المزيد من الفرص للتآمر ضدى
    Her şansını kullan. Open Subtitles فلتدللي الفتى فى كل مره تُتاح لكِ الفرصه
    Cameron'a bunun sorun olduğunu söylersem, bağlanmama izin vermeyecek, ve babam bu olaya bağlantılıysa onu bulma şansını riske atamam. Open Subtitles انظري ، إذا قمت بإخبار هذا الأمر ل كاميرون لن يدعني أقوم بالغرز أبدا ولا يمكنني أن أخاطر بفرصة اكتشاف
    Leni, belki Michelle'e yardım etme şansını gördüğünden, belki de bu işgalci düşman askerinin içindeki adamı merak ettiğinden, akşam onunla buluşmaya karar veriyor. Open Subtitles ربما لأن ليني ترى فرصةً لمساعدة ميشيل و ربما لأن ليني ترغب بأن تعرف أي نوع من الرجال يكمن في العدو المحتل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد