ويكيبيديا

    "şansa" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحظ
        
    • فرصة
        
    • للحظ
        
    • بالحظ
        
    • الفرصة
        
    • حظ
        
    • المخاطرة
        
    • الحظّ
        
    • فرص
        
    • لفرصة
        
    • أخاطر
        
    • الفرص
        
    • بالفرصة
        
    • للصدف
        
    • للمصادفة
        
    Bana şans dile. Bu kapıdan çıkarken şansa ihtiyacım var. Open Subtitles تمنّي لي بالحظ ، أريد الحظ لأخرُج من هذا الباب
    İtiraf etmek istemeseniz de varlığınızın büyük bir kısmı şansa dayanıyor. Open Subtitles الحظ هو الجزء الأكبر في وجودك حتى لو لم تعترف به
    Bu şeye işi şansa bırakamayacak kadar çok şey bağladık. Open Subtitles لدينا أغراض كثيرة لحملها على هذا القارب ليكون لنا فرصة
    Korkarım ne kadar beklersek işimiz o kadar şansa kalacak. Open Subtitles أخشي أنه كلما طال إنتظارنا كلما كان للحظ دوراً أوفر
    Ama kardeşimi tanıyorsam dünyanın kaderini böyle küçük bir şansa bırakmayacaktır. Open Subtitles فهو لن يخاطر بمصير العالم .. من أجل هذهِ الفرصة الضئيلة.
    İş arama konusunda da bu şansa ihtiyacın var, Pickle. Open Subtitles يجب عليك الحفاظ على ذلك الحظ لمطاردة عملك .. بيكل
    La Quica'yı takip etme şansımız doğdu. Sadece biraz şansa ihtiyacımız vardı. Open Subtitles كانت لدينا فرصة حقيقية في تعقب لاكيكا احتجنا لقليل من الحظ فقط
    Şimdi şansa bakın ki, oksitosin hem beyinde hem de kanda üretilebiliyor, yani bu deneyi sinir cerrahisi öğrenmeden yapabilecektim. TED لحسن الحظ ، الأوكسيتوسين يتم إنتاجه في المخ وفي الأوعية الدموية لذا يمكنني القيام بهذه التجارب بدون عمليات جراحية دماغية
    şansa dayalı ve afaki olan piyasada bile işleri mantıkla değerlendirip nereye gittiğini tahmin edebileceğimizi düşünürüz. TED حتى فيما يخص الأسواق التي تعتمد على الحظ والعشوائية، نظن أنه بإمكاننا التنبؤ بعقلانية بمسارها
    Bu çocukların da yoksulluğun pençesinden kurtulmak için gerçek bir şansa kavuştuğunu göreceğiz. TED أننا سوف نجد أن هؤلاء الأطفال، أيضا، لهم فرصة حقيقية في كسر طريقهم نحو الخروج من الفقر.
    Size bir şansa daha tanıyorum. Bakalım bir sonuca ulaşabilecek miyiz? Open Subtitles سأمنحكم فرصة واحدة الآن, ونرى اى سبيل ستتخذونه
    Şimdiye kadar patojenin okyanusta konak bulabilmesi için iyi şansa ihtiyacı olduğu düşünülüyordu. TED وحتى الآن، كان من المُعتقد بأن الفيروسات المسببة للأمراض بحاجة للحظ الجيد لتجد مضيف في المحيط.
    benimse doğduğum için şanslı olduğumu. Benim yine de şansa ihtiyacım yok. Open Subtitles يقول إنني محظوظ لأني وُلدت لكني لا أحتاج للحظ
    Ben şansa inanırım ve senin bu şans olabileceğini düşündüm. Open Subtitles و بما أني أومن بالحظ الجيد أعتقد أنك الشخص المناسب
    Evet, evet, başardın. Fakat her zaman şansa güvenemezsin. Open Subtitles نعم لقد فعلتها ولكنك لا يمكنك أن تثق بالحظ دائما
    Herkes eşit şansa sahip olmalı, sence de öyle değil mi... Open Subtitles الجميع يجب أن يحصلوا على نفس الفرصة ألا تظن ذلك ؟
    Bence bu çok önemli, çünkü şu anda birilerinin bir şeyler yapması gerekiyor. Ve bu jenerasyonun gazileri, eğer imkan tanınırsa bu şansa sahip. TED أعتقد أنه مهم للغاية، لأنه الآن ينبغي أن يتقدم شخص ما، ولدى هذا الجيل من قدامى المحاربين الفرصة لفعل ذلك، إذا تم إعطاؤهم الفرصة.
    Bunun olumlu bir şey yapmak için güvenli bir yol olacağını düşünmüştüm ama tabii ki olabilecek en kötü şansa sahiptim ve hepimiz tutuklandık. TED اعتقدت أنها قد تكون طريقة آمنة لعمل شئ إيجابي، لكن بالطبع وبما أنني أملك أسوأ حظ على الإطلاق فقد تم اعتقالنا جميعًا.
    Ben de efendim. Ama hiçbir şeyi şansa bırakamayız. Open Subtitles و أنا كذلك يا سيدي لكن لبس بامكاننا المخاطرة
    Hadi ama yeni şerifin şansa itiyacı olacak. Open Subtitles هيا ، الرئيسِ يحْتاَج لكُلّ الحظّ الذي يُمْكِنُ أَنْ يحصل عليه
    Ama Connie'nin kardeşinin ölümünden sonra, işleri şansa bırakmak istemiyoruz. Open Subtitles ولكن بعد وفاة أخيها ، نحن لا تأخذ أي فرص
    İkinci bir şansa ihtiyacı var. karımın böyle bir şansı hiç olmadı. Open Subtitles هو يحتاج لفرصة ثانية التي لم تحصل عليها زوجتي أبداً
    Bilmiyorum, ama şansa bırakamam. Belki hala zaman vardır. Open Subtitles لا أدري لكن لن أخاطر فربما يكون هناك وقت
    Eğer hepimiz aynı şansa sahip olursak hepimiz aynı temel kuralları takip etmek zorunda oluruz. TED إذا كانت لدينا جميعاً نفس الفرص علينا جميعاً اتباع نفس القواعد الأساسية
    Pardon baba, şu polis tavrını böleceğim ama ikinci bir şansa hiç mi inanmıyorsun? Open Subtitles أبي، انس عقلية الشرطة أتؤمن بالفرصة الثانية؟
    Ruhsat için duruşma tarihi yaklaşıyordu ve hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyordum. Open Subtitles اقتربت الجلسة الخاصة بترخيصي و لم أترك شيئاً للصدف
    Kaptan, benim durumumda olan bir adam işi şansa bırakmaz. Open Subtitles كابتن, رجل فى وضعى .لا يترك شىء للمصادفة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد