"Bu şiiri, ürkek ve görünmez, her zaman yanımda taşırım. | Open Subtitles | هذه القصيدة ، تدلى خجولة والغيب ، ان احمل دائما. |
Haydi ama, çocuklar. Bu şiiri üç gün önce işledik. | Open Subtitles | هيا يا شباب لقد اخذنا هذه القصيدة منذ ثلاث ايام |
Biz Tucker'la çit üzerinde çalışırken sen bu şiiri okuyacaksın. | Open Subtitles | ستقومين بقراه هذه القصيدة بينما تكر وأنا نعمل على الجدار |
Sözel şiiri öğretiyorum çünkü ulaşılması mümkün. Herkesin nota okuma becerisi, | TED | ولكني أهتم أكثر ما أهتم بتعليم إلقاء الشعر لأنه سلس فليس بإمكان الجميع قراءة الموسيقى |
Hayatımda şiiri, yön bulmama ve işleri halletmeme yardım etmenin bir yolu olarak kullanıyorum. | TED | وأنا استخدم الشعر في حياتي كوسيلة لمساعدتي على الاستكشاف وفهم الأشياء. |
Kasıtlı bir yaratanın, şiiri anlamaya tabi yaptığına inandılar. | TED | كانوا يعتقدون أن تعمُّد صناعة القصيدة هو ما يجعلها قابلة للفهم بالمطلق. |
Doktor; antipsikotik ilaçların travma için yardımcı olabileceğini söyledi Travma, bu şiiri yazmamamı söyledi | TED | وقال الطبيب أن مضادات الذهان يمكن أن تساعدني في نسيان ما تقوله الصدمة تقول لي الصدمة لا تكتبي هذه القصيدة. |
Kaveh, bu fotoğrafı paylaştığında açıklama olarak şunu yazdı: "Bu, yazmayı planladığın şiiri evrenin çoktan yazdığının bir başka hatırlatıcısıdır." | TED | وعندما شارك كافيه هذه الصورة على الانترنت علق عليها "هذا تذكير آخر أن الكون كتب القصيدة التي كنت تخطط لكتابتها." |
Yazmayı planladığın şiiri evren çoktan yazdı. | TED | الكون كتب القصيدة بالفعل التي كنت أخطط لكتابتها |
şiiri kuyruğundan yakalayıp, vücuduna doğru geri çekermiş, bir yandan da kağıda yazarmış. | TED | ستمسك القصيدة من ذيلها، وستقوم بسحبها عكسياً إلى جسمها بينما تكون تدوّن على الورقة. |
Kitabı aldılar, ama şiiri içimden söküp alamadılar. | Open Subtitles | أخذوا الكتاب، لكن لم يتمكنوا من أخذ القصيدة مني. |
Daha sonra aynı şiiri, masa örtüsü bir süre sonra şiir şöyle devam ediyor : | Open Subtitles | لاحقاً في نفس القصيدةِ، مفرش المائدة ، لاحقاً القصيدة تَستمرُّ: |
Raymond, oturup düşünmüş... yalnızlık ve sessizlik hakkındaki... bu güzel şiiri yazmışsın. | Open Subtitles | رايموند لقد استغرقت كل هذا الوقت لتكتب هذة القصيدة الجميلة عن الوحدة والصمت |
Maria için gelişiyoruz, kendisi, ailesiyle birlikte yaşadıkları araçta dedesi öldükten sonra şiiri iyileşmek için kullanıyor. | TED | ننشّئ ماريا، التي تستخدم الشعر للتعافي بعدما توفي جدها في الشاحنة التي تعيش فيها مع بقية عائلتها. |
Bana kalırsa şiiri raflardan alıp hayatın içine sokmak iyi birşey. | TED | وشعوري، أنه من الجيد أن تنقل الشعر من علي الأرفف ليتوغل أكثر في الحياة العامة. |
Ve Montreal'deki Cirque du Soleil aklıma geldi, çünkü beyazperdeye koymak istediğim çılgın tür şiiri daha iyi kim anlayabilir? | TED | وفكرت في سيرك دو سوليه في مونتريال، لأنه من أفضل فهماً هذا النوع من جنون الشعر التي أردت وضعها على الشاشة؟ |
İlk anlayışım şu; bir nedenden dolayı, şiiri insan olmakla ilişkilendiriyoruz. | TED | إذن، تصوري الأول، لسبب ما، جمعنا الشعر بصفتنا بشرا. |
şiiri severim ve bir şekilde hep bir ilgim oldu bu konuya. | TED | احب الشعر, و لطالما اهتممت به بطريقة ما. |
Bu haritanın üzerinde İncil'den alınmış birkaç tane aşk şiiri var. | Open Subtitles | ما علاقة سلسلة من قصائد الحب من الكتاب المقدس بهذه الخريطة |
Bu şiiri yüz binlerce insan ezbere bilir: | Open Subtitles | عـشـرات الالاف مـن الـجـنـود كـانـوا : يحفظون تلك القصيده عن ظهر قلب |
Eğer bu kadar çok şiiri düşünmeseydin babanı daha mutlu edebilirdin ve ondan daha çok para kazanabilirdin. | Open Subtitles | لو توقفت عن التمسك كثيرا بالشعر فسوف تسعد أباك و تجمع الكثير من المال |
Fakat sadece şiiri bitirmiş olmam kafamı karıştıran şeyleri çözdüğüm anlamına gelmez. | TED | ولكن ليس معني أنني أنهيت قصيدة أنني قد حللت ما كان يحيرني. |
şiiri okuması ve paylaşması kolaydır ve bir şiiri okuduğunuzda birisinin sizinle ya da size hitaben konuştuğunu hayal edersiniz; çok uzakta bulunan ya da hayali ya da ölmüş birinin. | TED | القصائد سهلة المشاركة وعندما تقرأ قصيدة يمكنك أن تتخيل أن شخصا ما يتحدث معك أو عنك قد يكون شخصا بعيدا أو شخصا متوفيا. |
Bu konuşmayı ve şiiri vakti gelmeden öldürülen ve | TED | أرغبُ في تخصيص هذه المحادثة والقصيدة إلى كونستانس مالكولم. |
Yine arıyorum, aramamak için direniyorum ama, geçen hafta gönderdiğim şiiri aldığına emin olmak istedim. | Open Subtitles | ولكني أردت التأكد أن قصيدتي أعجبتك التي أرسلتها الأسبوع الماضي |
Senin yaşındayken en sevdiğim şiiri okuyayım mı? | Open Subtitles | ما رأيك ان قرأت لك قصيدتى المفضلة عندما كنت فى سنك؟ |
Bir aşk şiiri için fena değil. | Open Subtitles | ليس سيئا كقصيدة حب |
Amerikalı şair Lucille Clifton'un bir şiiri ile bitirmek istiyorum. | TED | أود أن أختم هذا بقصيدة نظمتها الشاعرة الأمريكية لوسيل كلفتون. |
Muhibbi'nin şiiri, yüksek şiir. | Open Subtitles | قصائد الغزل أدب رفيع المستوى يقول الشاعر: |
dedim. Ve böylece ilk şiirini yazdı, şimdiye kadar duyduklarıma hiç benzemeyen bir aşk şiiri. | TED | فكتبت حينها قصيدتها الأولى ، كانت قصيدة حب لم أسمع لها مثيل من قبل. |
O sinir ağı şiiri, büyük 20. yüzyıl şiir külliyatı üzerinde eğitilmiştir. | TED | وقد دُربت الشبكة العصبية الشعرية على أشعار كثيرة من القرن العشرين. |