- Bütün akşam beni izliyordun. - Mahkemeye karşı senden sorumluyum. | Open Subtitles | لقد كنت تراقبنى طوال المساء اننى مسئول عنك حتى يوم المحاكمة |
- Bütün gün karısının yatak odasına niye hiç gitmedi? | Open Subtitles | لماذا لم يتواجد فى غرفة نوم زوجتة طوال اليوم ؟ |
- Bütün hafta var. - Ateşli kızlar becermek istiyorum. | Open Subtitles | إسبوع القرش سيكون طوال الإسبوع أريد أن أضرب الفراخ المثيرة |
- Bütün filmlerinizi seyrettik. - Berbatlar. - Çok iyiler. | Open Subtitles | لقد رأينا جميع أفلامك، إنها رائعة - إنها سيئة - |
Şu anda bir kulüp evi - Bütün erkekler aynısınız! Önce bir kurabiye alır, sonra giyimimi, ...ve yemeklerimi eleştirirsiniz! | Open Subtitles | جميع الرجال متشابهون، في البداية تأخذون بسكويتة ثم تنتقدون |
- Bütün hafta var. - Ateşli kızlar becermek istiyorum. | Open Subtitles | إسبوع القرش سيكون طوال الإسبوع أريد أن أضرب الفراخ المثيرة |
- Bütün gece gözlerini senden alamadığı için olmasın. - Hayır. | Open Subtitles | ـ هذا لأنه لم يبعد عيناه عليكِ طوال الليلة ـ كلا |
- Hayır, artık yemek yiyemeyeceğim galiba. - Bütün gün bunlara bakmamın sonucu. | Open Subtitles | كلّا، لا أعتقد أني سأكل ثانية أبدًا بعد مشاهدتي لكل هذا طوال اليوم. |
- Bütün gece rüyamda onu gördüm. - Yani Pike'ı mı? | Open Subtitles | لقد كنت أحلم به طوال الليل هل تعنين بايك ؟ |
- Benim çocuğum yok ki. - Bütün gün, polisleri hedef alıyordun, neden? | Open Subtitles | ليس لديّ أي طفلة أنت كنت تستهدف رجال الشرطة طوال اليوم. |
Evet kardeş. Üzgünüm. - Bütün gün ayaktaydın. | Open Subtitles | . أختاه , أنا آسف لقد جعلتك تقفين على قدميك طوال اليوم |
- Bütün gün garanti verebilirim. Ama garantinin yazan adamın kıymetti kadar iyi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | بإمكاني أن أضمن لك طوال اليوم، لكننا نعلم بأن الضمان |
- Bütün günü arkadaşlarımızı gömerek geçirdik. - Korkunçtu. | Open Subtitles | كنا ندفن أصدقاءنا طوال اليوم إنه مرعب مرعب |
- 6000 papelimizi almalıyım. - Bütün birikimimizden bahsediyorsun. | Open Subtitles | ـ أريد الحصول على الستة آلاف خاصتنا ـ إنها جميع ما نملك من المدخرات |
- Bütün hastane bu şey üzerinde mi çalışıyor? | Open Subtitles | إذا يبدو أن جميع من في المستشفى يعمل على هذا الشيئ |
- Bütün aramalar buraya gelmiyor herhalde. | Open Subtitles | حسنا نعم, انت وبكل وضوح لا تقود جميع المتصلين بعد |
- Bütün çalışmalarınızı derhal bırakın ve güvenli bir ortam tekrar oluşturulana dek binayı terk edin. | Open Subtitles | أنهوا جميع النشاطات فوراً وأخلوا القبة حتى يتم إعادة إنشاء الظروف الآمنة والتحقق منها |
- Bütün çalışmalarınızı derhal bırakın ve güvenli bir ortam tekrar oluşturulana dek binayı terk edin. | Open Subtitles | أنهوا جميع النشاطات فوراً وأخلوا القبة حتى يتم إعادة إنشاء الظروف الآمنة والتحقق منها |
- Bütün psişikler-- | Open Subtitles | اخبرنى هل كل الوسطاء الروحين000- غرباء الاطوار؟ |
- Bütün vericiler aynı durumda. Hepsi de oyun alanının ortasına doğru yönlendirilmişler. | Open Subtitles | كل نواقل البث تتجه إلى منتصف منطقة اللعب، لأنها في النهاية ستتصل ببعضها |
- Bütün motorun içi toprak dolu. Bunu Chink yaptı. | Open Subtitles | الرمال, المحرك بكامله ممتلء بع, لقد تدمر |
- Bütün şişeyi mi? - Her bir damlasını. | Open Subtitles | الزجاجة بكاملها - كل قطرة منها - |
- Bütün gecemiz yok. | Open Subtitles | نحن ليس لدينا الليل بطوله انس الامر |
- Bütün kasaba bizi arıyor bunları neden buraya getirdin? | Open Subtitles | لقد أحضرت ما يكفي لتشاركني. هل جُننت لإحضارهن إلى هنا، بينما البلدة بأسرها تطاردنا؟ |
- Bütün siyahlar silahlanmalı mı? | Open Subtitles | هل ينبغى عل كل أسود أن يتسلح ؟ |
- Bütün yatırımcıların parasını mı çaldın? | Open Subtitles | - أنت سرقوا كل من المال هؤلاء المستثمرين؟ |