- Yalan söylüyorsun Scalise. - Önce hikayesini dinleyelim Dixon. | Open Subtitles | انت تكذب يا اسكاليسى دعنا نسمع روايته اولا يا ديكسون |
- Paine yanında götürmüş olmalı. - Yalan söylüyorsun, Scalise. | Open Subtitles | لابد وأن بيين قد أخذها معه انت تكذب يا اسكاليسى |
- Benimle dalga geçilmesini sevmem. - Yalan söylüyor. Yerini biliyor. | Open Subtitles | انا لا احب ان يمزح احد معى انه يكذب, انه يعرف مكانها |
- Yalan söyledin. - Onları da alacağımı asla söylemedim. | Open Subtitles | ـ لقد كذبت ـ لم أقول قط بأنني سأصطحبهم معي |
- Cevap ver! - Yalan söylemek zorundaydım, onu duydun! | Open Subtitles | ـ أجبني ـ كُنت مُضطراً إلى الكذب ، لقد سمعته |
Otobüsteki tüm o şeyler gerçek değildi. - Yalan atma. | Open Subtitles | ـ كل شئ كان في العربة لم يكن حقيقي ـ لا تكذبين عليّ |
- Dedektifler, tutuklayın onu. - Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | أيّها العملاء ، ألقوا القبض عليه أنا لا أكذب |
- Beni vuramazsın! - Yalan söylediğinde ne olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | انت لن تطلق على النار انت ترى ماذا يحدث عندما تكذب |
- Yalan. Anna öyle bir şey demedi. - Dedi. | Open Subtitles | انت تكذب ، انا لم تقل هذا ابدا بلى قالت |
- Yalan söyleme, keçe saçlı alçak! | Open Subtitles | أنت تكذب أيها الوغد المشعر الأذنين ماذا؟ |
- Çocuk hiç bağırmadığını söyledi. - Yalan söylüyor olmalı. | Open Subtitles | ـ الطفل قال إنه لم يصرخ قط ـ لابد أنه يكذب |
- Yalan söylüyor. - Sakin ol güvenliği çağıracağını söyledi. | Open Subtitles | إنه يكذب خذ الأمور بسهولة، لقد هددنا بالأمن |
- Yalan söylediğim için özür dilerim. - Kötü olan yalan söylemen değil. | Open Subtitles | أنا أسف لاني كذبت عليك لم يكن الكذب هو أسؤ جزء |
- Yalan söylediğim için özür dilerim. - Kötü olan yalan söylemen değil. | Open Subtitles | أنا أسف لاني كذبت عليك لم يكن الكذب هو أسؤ جزء |
- Neden bahsettiğini bilmiyorum. - Yalan söylemeyi bırak. | Open Subtitles | ـ أنا لا أعرف ما تتكلم عنه ـ توقفي عن الكذب |
- Neden bahsettiğini bilmiyorum. - Yalan söylemeyi bırak. | Open Subtitles | ـ أنا لا أعرف ما تتكلم عنه ـ توقفي عن الكذب |
- Yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | هي كانت تأخذ بعض الحبوب انتِ تكذبين,كلا. |
- ...ama yalan söylenmesini kaldıramam. - Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | إلى أيّ شئ الذي أنت يجب أن تقول، لكنّي لن أكذب إلى. |
- Yalan söylemediğini sanırdım. | Open Subtitles | اعتقد انك قلتي انك لا تستطعين ان تكذبي ماذا تقصد؟ |
- Yalan söylemeyeceğim. DNA raporu canıma okudu. | Open Subtitles | لن اكذب عليك، تقرير الحمض النووي ذاك أسقطني على قفاي |
- Yalan olmadığı sürece. | Open Subtitles | إلا إذا كانت كذبة |
- Yalan söylediklerine dair bir neden yok. | Open Subtitles | و أفتقر إلى سبب يجعلني أظن أنهم كاذبون |
- Ölmesi için yakılmayı hakediyor. . - Yalan bu! | Open Subtitles | يجب أن تُحرق حتى الموت - هذه كذبة! |
- Onu ben ispiyonlamadım. - Yalan mı söyledin? | Open Subtitles | لم أشِ بها - كذبتَ عليها؟ |
- Yalan söylüyor. - Bana yalancı mı diyorsun? | Open Subtitles | ـ إنها كذبة ـ هل تعتقدين أنني كاذب ؟ |
- Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun? - Hayır. | Open Subtitles | - أنت لا تَعتقدين بأني أَكْذب ؟ |
- Yalan bu. - Fark etmez. | Open Subtitles | ذلك كذب - لا يَهْمُّ - |