Alışılmadık biçimde uzun olan her insan için ortaya atılan ilk açıklama bu. | TED | كل شخص كان طويلا بشكل غريب، يكون هذا التفسير الأول الذي يخطر ببالنا. |
Size resmi açıklamaları aktardım, sanırım farklı bir açıklama yapmayacaklar. | Open Subtitles | ذلك كان التفسير الرسمي الذي يبدو انهم يريدون الالتزام به |
En azından Kree İmparatorluğu'ndan onun eylemlerini kınayan bir açıklama. | Open Subtitles | على الأقل بيان من إمبراطورية الكري يعلنون أنهم يدينون أفعاله |
Bu oldukça tartışmasız bir açıklama olmalı, özellikle bu dinleyici kitlesi için. | TED | لا بد أنه تصريح لا خلاف عليه تمامًا، بالتحديد أمام هذا الحضور. |
Sonrasında tek bildiğim reklam kaldırıldığı. Hem de hiçbir açıklama olmadan. | TED | وآخر شئ أعلمه، هو أن الإعلان قد أختفى. بدون أي توضيح. |
Ayrıca sana da son görüşmemizden sonraki ani ayrılışım ile ilgili bir açıklama borçluyum. | Open Subtitles | وكذلك انا أدين لك بتفسير مغادرتى الفجائية آخر مرة تقابلنا. |
Bütün bu yolu kara dumanla geldim bana bir açıklama borçlusun. | Open Subtitles | قطعت كل هذه المسافة عبر الدخان الأسود أعتقد أني أستحق تفسيرا |
Şöyle: Her şey eşitse, en basit açıklama genellikle doğrudur. | Open Subtitles | كل شئ متساوى التفسير البسيط يمكن ان يكون هو الصحيح |
Bu kafatasında bulduğumuz kum tanelerine dair en iyi açıklama. | Open Subtitles | هذا هو التفسير الأفضل للأجزاء التي عُثر عليها في جمجمتها |
Resmi açıklama, jet yakıtının ürettiği yüksek ısının uçağın tamamını buharlaştırdığı şeklindedir. | Open Subtitles | التفسير الرسمى لذلك هو أن الحرارة الحادة من وقود الطائرة بخرتها بالكامل |
Şu ana kadar Beyaz Saray'dan resmi bir açıklama gelmedi. | Open Subtitles | لم يردنا أي بيان رسمي من البيت الأبيض حتى الآن |
ABD Yargıtayı dünyaya hepimizin gurur duyacağı bir açıklama yaptığında. | TED | عندما تقوم المحكمة العليا بالولايات المتحدة بإصدار بيان يمكننا أن نفخر به. |
İyi dinle beni. Bir açıklama yapmadım. İstifa ettim, o kadar. | Open Subtitles | لدىّ ما أقوله فى هذا الشأن, أنا لم أُدل بأى تصريح أنا استقلت هذا كل ما فى الأمر |
Bak, bu senin için... zor ve açıklama yapmadan seni bıraktığımı bilmen zor.. | Open Subtitles | اسمعيني ، أعرف أن هذا .. صعب عليكِ وأعلم أنني رحلت بدون توضيح |
Sabah 3! Bir açıklama istiyorum. | Open Subtitles | كانت الساعة الثالثة فجراً إنني أطالب بتفسير |
Bilim adamları emin değil ama evrimsel bir açıklama olduğunu düşünüyorlar. | TED | لكنهم يظنون بأن هناك تفسيرا تطوريا. كما تعلمون، العربات المتحركة بسرعة وتسجيل الفيديو |
Bana açıklama yapmak zorunda değilsiniz çünkü sizinle bir meselem yok. | Open Subtitles | ليس عليك أن تشرح لي .لا يوجد أي خلاف بيني و بينك |
Eğer ona sadece bir kere inansaydık yada bir açıklama şansı verseydik | Open Subtitles | اتمني لو كنا قمنا بتصديق روايتة اخر مرة او اعطائة فرصة للشرح |
Bu da onların açıklama şekli; onların aile hikâyelerini ''kendince'' anlatmaları | TED | إنها طريقتهم في الشرح. قيامهم بصنع رواياتهم الخاصة بهم. |
Er ya da geç halka bir açıklama yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً ، سيتعين عليك أن تقوم بتصريح علني |
O halde diğer istasyonlar görüntüyü yayınlamadan bir açıklama yapalım. | Open Subtitles | اذاً سننشر بياناً قبل أن تبدأ المحطات الأخرى بأعادة بثه |
Ağlamak yok, yaygara yok, açıklama yok. Evet, en iyisi bu. | Open Subtitles | لا بكاء، لا إزعاج، لا تفسيرات نعم، إنها بالتأكيد طريقه ناجحه |
Size bir açıklama yapayım. Vegas yapay bir kenttir. | Open Subtitles | سيدتـاي دعـاني أشرح أمـرا لاس فيغـاس صندوق رمـل |
Bir dizi açıklama geliyordur şu anda akıllarınıza, aç gözlülük gibi. | TED | ان طيف من التفسيرات ربما يخطر على بالكم .. مثل الطمع |
Yetkililer, kocasının ölümünden zan altında olup olmadığını konusunda resmi bir açıklama yapmadılar. | Open Subtitles | وقد سئلت ان كانت لديها شكوك عن قاتل زوجها السلطات ليس لديها اى تعليق رسمى |