Hedefler önemlidir, eylem odaklıdır, ilham vericidir ve belirsiz düşüncelere karşı aşı gibidir. | TED | والأهداف تكون ذات مغزى، عملية المنحى، ملهمة، نوع من اللقاح ضد التفكير الغامض. |
Büyük firmalar bilimin çok zor olduğu ve aşıların da büyük ticari başarı getirmediği düşüncesiyle aşı çalışmalarından uzaklaştılar. | TED | لقد إيتعدت الشركات الكبرى عن إنتاجه, لإنهم يعتقدون أن أساسه العلمي معقد جدا, و إعتبروا اللقاح كصفقة غير مربحة. |
Ve şimdi onlar bile bu aletleri kullanmaya başladılar -- harika teknolojiden bahsederken -- bu küçük aletler, bunun gibi küçük GIS takip cihazlarını aşılayanların, aşı taşıyıcılarına koyuyorlar | TED | و الآن بدؤا باستخدام هذه الأجهزة يتكلمون عن تقنية رائعة هذه الأجهزة الصغيرة، و التي وضعت على حاملات اللقاحات |
Bu aşı işinde varım ama bu kadar, tamam mı? | Open Subtitles | أنا سأرعى هذا المصل حتى يخرج، و بعدها سأرحل، حسناً؟ |
Virüsün geldiği yeri temine çalışıyoruz. Tedavi etmek ve mümkünse aşı için. | Open Subtitles | نحن نعمل بكد لنعرف مصدر الفيروس نعالجه ونصنع لقاح ضده إن استطعنا |
Yani bir tedavi, bir aşı ya da başka birşey üzerinde çalışmış olman gerekiyor. | Open Subtitles | بالتأكيد عملت على علاج أو مصل أو ما شابه |
Soracağım. Ama şimdi, aşı yapılan o askerlere ne olduğunu anlatır mısınız? | Open Subtitles | سأفعل ذلك ،و الآن ،ماذا حدث للجنود الّذين أخذوا اللقاح الذى صنعته؟ |
aşı bulmadan önce çocuk felci yayılma hızı dört ile altı arasındaydı. | Open Subtitles | الآن، قبل حيازتنا على اللقاح شلل الأطفال ينتشر بمعدل بين الأربعة والستة |
Bir de insanlara aşı olmamalarını söyleyecektiniz üstelik en iyi şansları bu iken. | Open Subtitles | والآن تود اخبار الناس، بعدم أخذ اللقاح حيث اللقاح هو أفضل فرصة لهم |
Aşılama çığırtkanlığı yapan First Lady'nin kendisinin aşı olmaması mümkün mü? | Open Subtitles | السيدة الأولى التي تأخذ كل أنواع اللقاح لم تأخد حقنة الانفلونزا؟ |
Ama bağışıklık sistemleri çöktüğü zaman bu aşı vücut sistemine saldırıyor. | Open Subtitles | ولكن مع خطر ضعف جهاز المناعة، اللقاح هو من يهاجم أجسادهم |
Tüm bildiğim eğer bu aşı devletin eline geçerse seçim meçim kalmaz. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه لو حصلت الحكومة على اللقاح لن يكون خيار |
aşı dünyasını ileriye taşıyan yeni bir firma olduk. | TED | فجأه، أصبح لدينا رافعة جديده في عالم اللقاحات. |
Bu, aşı sektöründe çok önemli olabilir. | TED | وبالطبع، في عالم اللقاحات قد يكون ذلك مهماً. |
Yani düşünecek olursanız, bir jeolog bir aşı hakkında bir şey söyleyemez. | TED | فاذا فكرت في ذلك فان الجيولوجي لا يستطيع أن يقول لك اذا كان المصل أمنا |
Bundan dolayı eski formülden yeni bir aşı uyarlamaya çalıştık. | Open Subtitles | لذا حاولنا تربية لقاح جديد للجدري من نفس التركيبة القديمة |
Bir aşı geliştirmek için canlı bir virüs üzerinde işlem yapmak gerekir, doktor. | Open Subtitles | التلاعب بفيروس حي كي نوجد مصل له يا دكتور |
Kafanı fena vurdun ama aşı etkisini gösterdiğinde bir şeyin kalmayacak. | Open Subtitles | صدمت رأسك بقوةٍ، لكنك ستكون كما يرام حالما يأخذك تأثير الحقنة. |
O asla çocuk felcinin neden olduğu sakatlıkla yüzleşmeyecek, çünkü bir aşı mevcuttu ve ona bağışıklık kazandırmayı seçtim. | TED | فلن تواجه الإعاقة المحبطة التي يسببها شلل الأطفال، لأن التطعيم كان متوفراً وأنا اخترت أن أحصّنها. |
Bir hap aldığınızı veya aşı vurulduğunuzu ve tıpkı nezle atlatır gibi yaralarınızın daha hızlı iyileştiğini hayal edin. | TED | ماذا لو كان بإمكانك تناول حبة دواء أو لقاحاً وكما تتخلص من نزلات البرد، تلتأم جروحك بسرعة؟ |
Bu işi kolaylaştırın ve bir kilo mercimek verin. aşı oranını 6'ya katlayın. | TED | أجعل الأمر سهلا وأعط كيلو من العدس، وستتضاعف نسب التطعيمات بمعدل ست مرات. |
Böylece hükümet genetik işaretleyicilerine göre kimlere aşı verileceğine karar verebilecekti. | Open Subtitles | لكي تستطيع الحكومة معرفة هؤلاء من يحتاجون التلقيح وتقويم علاماتهم الوراثية |
Günümüz aşı sektörünün bir diğer problemine, soğuk zincir hattına gelmek istiyorum. | TED | أود الآن الإنتقال للحديث عن عيب أساسي آخر فيما يخص لقاحات اليوم. وهو الحاجة الى تطوير السلسلة الباردة. |
Bilinen tüm vakaları basit bir aşı ile tedavi edebilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أعالج كل حالة معروفة مع تلقيح بسيط |
Gelecek sefer aşı belgesini unutmayın. - İyi yolculuklar. | Open Subtitles | في المرة القادمة تذكروا إحضار شهادة تطعيمات الكلب، أتمنى لكم سفراً آمنا |
En mükemmel aşı değil ama ilerleme kaydediyor. | TED | هو في الأغلب ليس لقاحا مثاليا, و لكنه يتقدم. |