ويكيبيديا

    "akışını" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تدفق
        
    • مسار
        
    • تدفّق
        
    • التدفق
        
    • جريان
        
    • بتدفق
        
    • مجرى
        
    • سريان
        
    • سير
        
    • يتدفق
        
    • تتدفق
        
    • الزمني
        
    • تيار
        
    • بالتدفق
        
    Kalp cerrahları, vücudun başka bir yerinden bir damar ya da arter alarak, tıkanıklık etrafındaki kan akışını yeniden dengeleyebilir. TED باستخدام قطعة من وريد أو شريان من جزء آخر من الجسم، يمكن للجرّاحين أن يعيدوا توصيل تدفق الدم حول الانسداد.
    Beni düşündüren herhangi birşey. Anlamadığım herhangi birşey, kendimin kafamda bir adım atmamı gerekterecek ve sunumun akışını durdurucak herhangi birşey. TED أي شيئ يجعلني أفكر. أي شيئ لا افهمه, بحيث يتوجب علي إيجاد التفسير بواسطة عقلي سيؤدي إلى إيقاف تدفق العرض الترويجي
    Subaraknoid aralıkta oluşan şişkinlik serebrospinal sıvı akışını tıkıyor olabilir. Open Subtitles تمنع تدفق السائل النخاعي الشوكي ذلك يعني ان الضرر دائم
    Korku saçan bir üçlü olacağız. - Tarihin akışını değiştireceğiz. Open Subtitles سنبقى الثلاثة المخيفين الذي لديهم القدرة على تغيير مسار التاريخ
    Roketine gelirsek; yakıt akışını aynı mantıkla ayarlasan nasıl olur? Open Subtitles لذا مع صاروخك، ماذا لو عدلت تدفّق الوقود بنفس الطريقة؟
    Yani yine, şehrin farklı yerlerinden gelen insanların gönderdiği SMS mesajlarının günlük gelgit akışını elde ediyorsunuz. TED ومرة أخرى، نرى التدفق والانسحاب اليومي والناس ترسل الرسائل النصية من مختلف مناطق المدينة.
    Otobanların akışını sis perdesi olarak kullanıp cesetleri km'lerce uzağa atarlar. Open Subtitles يستعملون تدفق الطربق السريع ،كشاشة دخان يلقون الجثث متباعدة مئات الأميال.
    Erkek cinsel organına kan akışını hızlandırarak cinsel uyarım sağlıyor. Open Subtitles إنّهُ يعزز التحفيز الجنسي بزيادة تدفق الدم .للأعضاء التناسلية الرجالية
    Siyaset bu veri akışını kontrol mücadelesine dönüşüyor. TED وأصبحت السياسة هي الصراع للتحكم في تدفق البيانات.
    Bunun yerine, kimyasallar beyindeki bilgi akışını değiştirmek için oldukça karmaşık bölgelerde salınırlar ve karmaşık sinapsları etkilerler. TED بل هي تنطلق في مواقع محددة جداً وتعمل على نقاط عصبية دقيقة لتغير تدفق المعلومات في الدماغ
    Fiziğin tamamiyle yaptığı şey bu, bilinç akışını açıklamak. TED هذا حقًا ما تفعله الفيزياء في نهاية المطاف، تصف تدفق الوعي.
    Steve'in kalbinin atış hızını görebiliriz, ve ayrıca kanın suratına akışını da görebiliriz. TED يمكننا أن نرى مدى سرعة ضربات قلب ستيف، ولكن يمكننا أيضاً رؤية طريقة تدفق الدم الفعلي إلى وجه ستيف.
    Bahsettiğimiz sıvı bakteriyel örneklerin akışını kontrol edebilmek için 3 boyutlu olarak kendi kanallarımızı bastık. TED قمنا بطباعة ثلاثية الأبعاد لقنواتنا من أجل السيطرة على تدفق هذه الثقافات البكتيرية السائلة.
    Sıvıların akışını inceleyen bilim insanları ketçap ve şen arkadaşlarının nasıl çalıştığını halen aktif olarak araştırıyor. TED العلماء الذين يدرسون تدفق السوائل مازالوا يبحثون بنشاط عن كيف يعمل الكاتشب و أشباهه من السوائل.
    Saatin yuvarlak yüzü zamanın doğrusal akışını takip edebildiği gibi ritmin akışı da bir dairede takip edilebilir. TED فكما وجهها المدور يمكنه تتبع مسار الزمن الخطي، فإنه يمكن تتبع تدفق الإيقاع في دائرة.
    Onlar sadece tarihi kaydetmediler, tarihin akışını değiştirmeye de yardımcı oldular. TED لم يسجلوا فقط التاريخ، لقد ساعدوا في تغيير مسار التاريخ
    Bilgi akışını asla kontrol edemeyeceksin Göreceksin, cesetleri bulmak için... Open Subtitles لن تتمكّن من السيطرة على تدفّق المعلومات ،وأول شئ ستدركه سيكونون بالاسفل فى سردابٍك
    güç olsun ya da olmasın, çünkü hastaya verdikleri oksijen oranına bakarak gaz akışını düzenleyebilirler. TED سواء وجدت الكهرباء أم لا، لأنه يمكنهم معايرة التدفق اعتمادا على نسبة الأوكسجين التي يعطونها للمريض.
    Şok kan akışını azaltır, beyinde ya da organlarda hasar oluşturur. Open Subtitles الصدمة تضعف من جريان الدماء وتؤدي الى تلف الدماغ أو الاعضاء
    Odaklandığımda kablodaki elektronların akışını, dar bir yolda araba kullanıyormuşum gibi kontrol edebiliyordum. Open Subtitles بالتركيز استطيع التحكم بتدفق الإلكترونات خلال السلك مشابه لقيادة سيارة في طريق ضيق
    Engellere bir yaratıcılık kaynağı olarak bakmak benim hayatımın akışını değiştirdi. TED النظر إلى المقيّدات كمصدر للإبداع غيّر مجرى حياتي.
    Bizim düşüncelerimizin akışını ve hislerimizi net, objektif ve karşıdan gözlemlemimize olanak sağlıyor. TED هذا يعنى أن نكون قادرين على مراقبة سريان أفكارنا و العملية العاطفية بوضوح كبير، بموضوعية ومن منظور شخص ثالث.
    Macy's mağazasından küçük dükkanlara trafik akışını nasıl rahatlatacağımıza dair raporum. Open Subtitles هذا تقريري عن طريقة لتخفيف سير الزحام من قسم ميسي لقسم الأدوات المتخصصة
    Belki nefes almak için ciğerlerini kullanmak yerine kan akışını kullanıyorsun. TED ربما أنت تتنفس بما تملك من أوكسجين يتدفق عبر دمك عوضًا أن يتدفق عبر رئتيك.
    Enerji akışını sağlam tutmaya çalıştım ama giderek düştüğünü hissediyorum. Open Subtitles , حاولت أن أبقي طاقتها تتدفق لكن يمكنني الأحساس بأحتضارها
    Olay akışını bu zamana kadar kafamda bir türlü oturtamamıştım. Open Subtitles أترى؟ لم يبدو التسلسل الزمني منطقياً لي حتى الآن
    Hücresel birleşme birkaç saat sürer ama bilinç akışını başlatabiliriz. Open Subtitles عملية ربط تأخذ خلايا عدة ساعات لكن كنا قادرين على إطلاق تيار الوعي.
    - Elektrotlar arasında iyon akışını sağlayan materyaller yani. Open Subtitles المادة التي تسمح للأيونات بالتدفق بين الأقطاب الكهربائية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد