ويكيبيديا

    "anlamak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تفهم
        
    • أفهم
        
    • نفهم
        
    • فهم
        
    • لفهم
        
    • تفهمي
        
    • الفهم
        
    • يفهم
        
    • افهم
        
    • تكتشف
        
    • اكتشاف
        
    • إكتشاف
        
    • لمعرفة
        
    • لأعرف
        
    • لأفهم
        
    Yüksek performanslı bilişim ağları ile ve yakınlarınızda olan diğerleriyle niyetlerini anlamak için sürekliye yakın şekilde iletişiminizin olması gereklidir. TED يجب أن يكون لديك اتصال شبه مستمر مع شبكات الحوسبة ذات الأداء العالي والشبكات الأخرى القريبة لكي تفهم ما يقصدون
    Ayrıca, aldığımız kararların bize daha güvenli bir ortam sağlayıp sağlamadığını anlamak istedim. TED و أردت أيضاً أن أفهم إن كنا نتخذ القرارات بطريقة تجعلنا أكثر أماناً.
    Bu durumun süresinin hangi etken tarafından kontrol edildiğini anlamak istedik. TED هنا نريد أن نفهم من المسؤول عن مدة استمرارية هذه الحالة
    Ve serotoninin nasıl çalıştığını anlayabilmek için, serontonin mekanizmasının nerede olduğunu anlamak gerekir. TED ومن أجل فهم كيفية عمل السيروتونين، من المهم أن نعرف مكان آليات السيروتونين،
    Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. TED ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به.
    Ama Tanrı'dan dilerim ki bunu geri alabilseydim ama anlamak zorundasınız. Open Subtitles وأتمنّى لو أنّ بإمكاني التراجع عن ذلك، لكن يجب أن تفهمي.
    Sizin için tehdit teşkil etmiyoruz insanlar. Tek amacımız anlamak. Open Subtitles لا نمثل تهديداً على البشر قاطني الأرض غرضنا هو الفهم
    Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok. Open Subtitles هارفي، يجب عليك أن تفهم ليس لدي الحق لتركك ترحل من هنا لوحدك
    Yerel halkın böyle birşeyden neden korktuğunu anlamak zor değil ... Open Subtitles اعتقد انه اسهل تفهم لماذا سكان ذلك الكوكب خائفين من ذلك
    Akademisyenlerin popüler medyayla neden ilgilenmediklerini anlamak için önce üniversitelerin nasıl çalıştığını anlamalıyız. TED لتفهم لما لا يتعامل الأكاديميون مع وسائل الإعلام المشهورة، عليك أن تفهم أولاً نظام الجامعات.
    Çünkü senin yapmayı sevdiğin şeyleri daha iyi anlamak istiyorum. Open Subtitles لأنني أردتُ أن أفهم أكثر الأشياء التي تحب أن تفعلها
    Evet, anlıyorum dostum. Onu hepimiz özlüyoruz. Ama belki neler olduğunu anlamak sana biraz bilemiyorum, biraz rahatlamış hissettirebilirdi. Open Subtitles أجل ، أفهم هذا يا رجل ، كلنا نفتقدها لكن ربما فهم ما حدث يعطيك ، نهاية نوعاً ما
    anlamak istediğim, senin gibi güçlü bir adam ne yapar? Open Subtitles أريد أن أفهم ما الذي يجعل رجلًا ذو نفوذ مثلك
    Ahlak kökenini anlamak, onu bir köşeye atmak anlamına gelmez. Open Subtitles كي نفهم أصل المبادئ الأخلاقيّة لا يعني بالضرورة وضعها جانباً.
    Telefon görüşmelerinin detayı olmadan zanlının tezgahını anlamak zor olacak. Open Subtitles بدون نصوص هاتفية سيكون من الصعب ان نفهم حيلة الجاني
    Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için, psikopatları bıraktım ve Oxford'da öğrenme ve gelişim konusunda uzman bir laboratuvara katıldım. TED ومن أجل فهم كيف تسير هذه العملية، تركت المرضى النفسيين وذهبت للانضمام إلى مختبر في أوكسفورد متخصص في التعلم والتطور.
    LP: Şu an geldiğimiz nokta Youtube'da kedileri anlamak ve bunun gibi şeyler, örneğin ses tanımayı daha ileriye taşımak. TED ل.ب: حسنا، هذه هي الحالة الفنية التي لدينا الآن، فهم القطط على اليوتيوب، وأمور مشابهة، تطوير تقنية التعرف على الصوت.
    YNH: Bence, gerçekliği anlamak için, doğruyu anlamayı istemeyi istememiz gerekiyor. TED يوفال: أعتقد اننا يجب ان نريد لنريد لمعرفة الحقيقة، لفهم الواقع.
    Veya: Orta Amerika'yı daha iyi anlamak için ne yapabiliriz? TED أو: ما الذي يمكننا القيام به لفهم الوسط الأمريكي أفضل؟
    Kiera, seninde benim için ne anlama geldiğini anlamak gerekli. Open Subtitles كييرا ، عليكي أن تفهمي ما يعنيه ذلك بالنسبة لي
    Sözlerimi, teknolojinin gezegenimizi yönetme noktasında son derece önemli olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum. Ama daha da önemlisi, onu anlamak ve onu uygulayacak dirayete sahip olmak. TED اريد أن أنهي بأن أقول ان هذه التقنية هي في غاية الاهمية لإدارة كوكبنا وحتى الأكثر أهمية الفهم والحكمة لتطبيقها
    Sorunu anlamak istediği tarz da eşitsizlik sorununa yaklaşmayı tercih ettiği tarz da benimkinden farklıydı. TED الطريقة التي أراد بها أن يفهم المشكلة، الطريقة التي أراد بها أن يتعامل مع مشكلة عدم المساوة كانت أيضاً مختلفة عني.
    Kararını anlamak için bu fikri yüzlerce, binlerce kez düşündüm. Open Subtitles لقد حاولت جاهدة ان افهم قرارك لكن . بلا جدوى
    Ama şu anda hayatının ne kadar heyecanlı olabileceğini anlamak üzere. Open Subtitles لكن الآن، هي على وشك أن تكتشف كم ستكون حياتها مثيرة
    Bunu anlamak için en büyük katkının kariyerin kaçıncı yılında yapılabileceği ihtimaline bakıyoruz. TED لتحديد ذلك نحن ننظر إلى إحتمالية أن تقوم بأكبر اكتشاف لك دعنا نقول، سنة، إثنان، ثلاثة أو 10 في حياتك المهنية؟
    Burada garip şeylerin döndüğünü anlamak için dâhi olmaya gerek yok diyorum. Open Subtitles لايحتاج لعبقرية ، إكتشاف أن شيئاً ما غريباً يجري هنا ، تعلمين؟
    Silah taşıyıp taşıdığını anlamak için süslü duyulara ihtiyacım yok. Open Subtitles لا أحتاج حواسا مرهفة لأعرف أن لديه مسدسا على الأرجح.
    Rengi hem bir iletişim aracı olarak hem de toplumda tanımlandığım kaçınılmaz bir şekil olarak daha iyi anlamak için her şeyimi verirdim. TED كنت سأقدّم أي شيءٍ لأفهم اللون بطريقة أفضل كوسيط وكطريقة محتومة أُعرَف فيها في المجتمع.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد