Üzerimizdeki kutsamalar için teşekkür ederim, ailemiz, arkadaşlarımız, ve Tanrım, yukarıdaysan, bu gece o uçaktaki ve binadaki insanların ruhlarına... ve ailelerine sahip çık. | Open Subtitles | , شكراً لك على نعمك علينا , عائلتنا و أصدقائنا , و يا أيها الرب ارحم و تطلف بالأرواح التي ماتت في تلك الطائرات |
Bu sırada arkadaşlarımız Steven ve Stefan da bebek istediklerine karar verdiler. | Open Subtitles | في هذه الفترة أصدقائنا ستيفن و ستيفان قرروا انهم يرغبون بطفل أيضا |
Başlangıç olarak, sınırın güneyindeki arkadaşlarımız bunun için ne hissediyor? | Open Subtitles | بالبدآيه كيف أصدقائنا جنوب الحدود كيف تشعر حيآل ذآلك ؟ |
Ancak insan kültürleri ve meslekleri daha çeşitli ve uzmanlaşmış hale gelince arkadaşlarımız da öyle oldu. | TED | ولكن كما أصبحت الثقافات البشرية والمهن أكثر تنوعًا وتخصصًا، هكذا كان أصدقاؤنا. |
Mike ile, büyüyen çocuklarımız ile, ve Lane'deki tüm arkadaşlarımız ile. | Open Subtitles | عن مايك و عن نشأتكما يا اولاد كل اصدقائنا في الحي |
Liman, arkadaşlarımız ailemiz ve asla geri dönmemeliyiz. | Open Subtitles | البحرية، أصدقاءنا عائلتك ونحن لايمكننا أن نعود أبداً |
arkadaşlarımız onu çok sevdi, neredeyse senin oyununu sevdikleri kadar. | Open Subtitles | أصدقائنا يحبوه كثيراً ليس بقدر أن يشاهدوك أنت الذي يلعب |
Kingmaker Land Development'taki arkadaşlarımız hâlâ kurtları hedef alıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أصدقائنا في صانع الملوك تطوير الأراضي لا تزال تستهدف الذئاب. |
Yeterli zaman verildiğinde en tehlikeli rakiplerimizin bile en yakın arkadaşlarımız olabileceğini bilmek çok güzel. | TED | ومن المحفز لنا معرفة أنه بمرور الوقت الكافي يمكن ان يتحول أخطر منافسينا إلى أعز أصدقائنا. |
arkadaşlarımız, komşularımız, iş arkadaşlarımız ve ailemiz -- şayet en yakın çemberin içindeki herkes birbirine benziyorsa, aynadaki görüntümüzle kuşatılmışız demektir. | TED | أصدقائنا, جيراننا, زملائنا, أُسرنا.. لو أن كل الأشخص في محيط دائرتنا كانوا مطابقين لنا, فهذا يعني أننا محاطون بمرايا تعكس صورنا. |
arkadaşlarımız artık bizi görmeye gelmiyor. Hiç sosyal hayatımız kalmadı! | Open Subtitles | لن يأتى أصدقائنا لزيارتنا أبداً بعد الآن ليس لدينا حياة أجتماعية على الإطلاق |
arkadaşlarımız diğer yoldan gitti. Halen dışarıdalar! | Open Subtitles | أصدقائنا أخذوا الطريق الأخر إنهم ورائنا الأن |
Kendimizi korumak için. arkadaşlarımız kayıp. Onları bulmalıyız. | Open Subtitles | دفاع عن النفس أصدقائنا مفقودون نحتاج لإيجادهم |
Multinational A.Ş. deki arkadaşlarımız bir süredir değişik yan etkilere sahip yeni bir ilaç geliştiriyorlar. | Open Subtitles | أصدقائنا من منظمة الدوليين يقومون بتطوير عقار مخدر يتميز بآثار جانبية مثيرة |
Birisi vuruldu! arkadaşlarımız öldürüldü ve yardıma ihtiyacımız var! | Open Subtitles | أصدقائنا قُتِلوا، ونحن نَحتاجُ إلى مساعدةً. |
arkadaşlarımız diğer yoldan gitti. Buradan çıkmışlardır! | Open Subtitles | أصدقاؤنا هربوا من طريق آخر إنهم هناك الآن |
Biraz zaman geçip kızıl arkadaşlarımız buraya alıştıktan sonra... | Open Subtitles | ثم و بعد فترة عندما يصبح أصدقاؤنا الحمر مرتاحين |
Elsa, mesela çalışmalarım, Akademi'deki meslektaşlarım, arkadaşlarımız, yelkenli teknem, bu ev. | Open Subtitles | ايلسا , هذا حول عملي زوملائي في الاكاديمية اصدقائنا, مراكبي الشراعية |
RNG: Ve eğer arkadaşlarımız, bu argümanda bir eksik bulursanız, buna işaret etmenin akla bağlı olduğunu sakın unutmayın. | TED | ريبكا: وإذا وَجدَ اصدقائنا أي خطأ في هذه المجادلة فقط تذكروا أنكم ستعتمدون على المنطق للإشارة إليه. |
Hristiyanlarla büyüdük biz. arkadaşlarımız onlar. | Open Subtitles | لقد ترعرعنا مع المسيحيين لقد كانوا أصدقاءنا. |
Neden? Kazara arkadaşlarımız falan arar diye mi? | Open Subtitles | يمكن لأصدقائنا أن يتصلوا بنا أو يمكننا الإتصال بهم عندما نشعر بالضجر |
Yunan arkadaşlarımız bir miktar Pers ister, Efendim. | Open Subtitles | رفاقنا اليونانيون يتوسلون لشق جيش الفرس, يا سيدى |
Şimdi, eğer arkadaşlarımız haklıysa konuşursan kendine bir iyilik yapmış olursun. | Open Subtitles | والان ان كان زملائنا محقين سيكون من الجيد لك ان تتحدث |
Ve bana san Francisco limanında 20 km2 lik alan verdi. ve bir mimar bulduk, birde müteahit ve Herbie'yi de kurula dahil ettik, HP'deki arkadaşlarımız ve Steelcase'deki arkadaşlarımız Cisco'dan arkadaşlarımız, Wells Fargo'dan arkadaşlarımız ve Genentech'den kurula üye oldular. | TED | و حصل لي على خمسة افدنة من ارض خليج سان فرانسيسكو و حصلنا على مهندس و مقاول عام و انضم الينا هيربي و اصدقاؤنا من اتش بي، و ستيل كيس و اصدقاؤنا من سيسكو واصدقاؤنا من ويلز فارغو و جنينتيك |
arkadaşlarımız daha güvende hissederlerse silah taşımayı da istemezler o zaman. | Open Subtitles | سيشعر قومنا بالأمان أكثر طالما ليس بوسعهم حمل أسلحة. |
İş arkadaşlarımız sesini duyuruyor, endüstriler iş yeri kültürünü yeniden gözden geçiriyor ve aileler ve arkadaşlar saklı tutulmuş gerçeklerle ilgili zor konuşmalar gerçekleştiriyorlar. | TED | زملاؤنا يتحدثون ويُفصحون وعدة صناعات تعيد النظر بثقافة مكان العمل، وعائلات وأصدقاء يخوضون نقاشات صعبة. عن حقائق راسخة. |
Biz hâlâ buradayız. arkadaşlarımız orada. Sana değer veren insanlar. | Open Subtitles | إنّنا ما نزال بالخارج وأصدقاؤنا بالداخل، هم قوم يهتمّون بك. |
Jeffrey ve Julia'ya, arkadaşlarımız, meslektaşlarımız mutfak dünyasının devleri o kadar çabuk unutulmayacaklar. | Open Subtitles | نخب (جيفري) و(جوليا)، كانا صديقان وزميلان كانا جبّارين بعالم الطهي لن ننساكما قريباً |
Ve ailemiz ve arkadaşlarımız ile birlikte dirliğimiz adına ilerleyebilmemiz için, bu yola odaklandığımıza emin olmalıyız. | TED | ولكي نمضي قدمًا معًا، مع أسرنا وأصدقائنا ومن أجل صحتنا علينا التأكد أننا نركزُ على هذه الطريقة. |
Orada ortadan kaybolmana yardım edecek arkadaşlarımız var. | Open Subtitles | لدينا اصدقاء هناك سيساعدونك بالإختفاء. |
Erkek arkadaşlarımız çok klas. | Open Subtitles | -إن أخلائنا كلهم راقون . -أجل . |