Olur böyle şeyler. Bir dahaki sefere herşeyine oynayalım istersen. | Open Subtitles | هذه الأشياء تحدث, ربما علينا أن نلعب على الضعف أحياناً |
Yani böyle şeyler olabilir, yani, her zaman değil ama olabilir. | Open Subtitles | ,أعني ان مثل هذه الأشياء تحدث ليس دائماً و لكن تحدث |
Eğer işini kaybetmeyi ve kodese girmeyi planlıyorsan böyle şeyler almazsın. | Open Subtitles | لن تشتري أشياء كهذه إن كنت تُخطّط لفقدان عملك ودخول السّجن |
böyle şeyler için Tanrı vergisine mi sahipsiniz Bayan Marple? | Open Subtitles | هل تملك موهبة لمثل هذه الأمور يا انسة ماربل ؟ |
Biz saç spreyi ve koltukaltı deodorantı ve böyle şeyler kokuyoruz. | TED | تصدر منهم رائحة مصفف الشعر و مزيل الروائح، وكل تلك الأشياء. |
İnanılmaz görünüyor, ama sizin şehrinizde ve benim şehrimde böyle şeyler gerçekten olur. | Open Subtitles | يبدو غير معقول لكن في بلدتك وبلدتي هذه الاشياء تحدث فعلا |
Buna kimse inanmaz. - böyle şeyler söylerken dikkatli olun. | Open Subtitles | مستحيل، لن يصدق ذلك أحد إحذر من قول أمور كهذه |
Henüz yeni dönmüş olmana rağmen böyle şeyler söylemek sana kabaca gelebilir. | Open Subtitles | . إخبارك بمثل هذه الأشياء بمجرد رجوعك، لربما يبدو فظاً بعض الشيء |
Bizim yaşımıza gelince böyle şeyler daha da önem kazanıyor. | Open Subtitles | من المهم أن نعرف هذه الأشياء عندما تصل إلى عصرنا. |
Bu konuda uzman sayılmam ama böyle şeyler oluyor tabii. | Open Subtitles | عجبًا، لستُ خبيرًا في هذه العواطف. ولكن بالتأكيد هذه الأشياء تحدث. |
böyle şeyler söylememelisin. | Open Subtitles | أنا أحبك لا يجب أن تقولى مثل هذه الأشياء |
Çıkıp da insanlara böyle şeyler söyleyemezsin, her ne kadar onları sevmesen de. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقولي أشياء كهذه علي الناس مهما كان مدي كرهك لهم |
Bilirsin, eğer böyle şeyler söylemeye devam edersen insanlar umursadığını düşünecekler. | Open Subtitles | لو استمررت بقول أشياء كهذه سيظن الناس أنك تهتم لأمري فعلاً |
Nasır olmuş. böyle şeyler gözümden kaçmaz. | Open Subtitles | هذا ما يجعلهما يلمعان ألاحظ أشياء كهذه معظم الوقت |
böyle şeyler insanları bir ömür boyu etkiler. | Open Subtitles | مثل هذه الأمور قد تؤثّر عليك مدى الحياة. |
Bu evde böyle şeyler konuşulmaz, değil mi? | Open Subtitles | لا تريد ان نتحدث عن هذه الأمور فى هذا المنزل ؟ |
İnsanlar eskiden abime böyle şeyler söylerdi, o da salak gibi inanırdı. | Open Subtitles | أعتاد الناس قول مثل تلك الأشياء لأخي و كان غبياً كفاية لتصديقهم |
Olur böyle şeyler. Alnına ne yazılmışsa o. | Open Subtitles | هذه الاشياء تحدث كل شيء متعلق بالعناية الالهية |
İşe bakın! böyle şeyler oluyor mu? | Open Subtitles | هذا أمر نادر فعلا هل تحدث أمور كهذه فعلا؟ |
Senin yaşındayken bana böyle şeyler olduğunda, sahte kimliğimi kapıp, bir bara gizlice girer acılarımı bastırmak için büyük, soğuk bir kupa dolusu... süt alırdım. | Open Subtitles | أتعلمين ، عندما كنت بعمرك و شيء كهذا يحدث لي كنت آخذ هويتي المزيفة و أتسلل إلى حانة |
Kralların böyle şeyler yapmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | الملوك ليس من المفترض أن تفعل شيئاً كهذا |
Evet, tabii ki. Zaten böyle şeyler hep ıssız yerlerde olur. | Open Subtitles | حسنا, اشياء كهذه تحدث فقط في وسط اللا مكان |
Bebekliğin erken dönemlerindeki böyle şeyler gerçek bebeklerde olur. | TED | أشياء مثل هذه في البداية المبكرة للرضع تحدث مع الرضع الحقيقيون. |
Morlar'ın böyle şeyler için kendini sorumlu tutma gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | مورلار لديه العادة فى جعل نفسه . مسئول عن مثل تلك الأمور |
- Bazen düşünmeden böyle şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | لأنكِ تقومين بهذه الأشياء بأندفاع أحياناً |
Yok. Evde böyle şeyler bulundurmayız. Vejetaryeniz. | Open Subtitles | لا، لا نحتفظ بأشياء كهذه في البيت، نحن نباتيون |
Neden böyle çocukça davranıyorsun ve çocuklara böyle şeyler yapıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت طفولي جدا وتقوم بمثل هذه الامور للفريق ؟ |
Geri zekalılar böyle şeyler yaptığında insanlar deliye dönüyor. | Open Subtitles | يجزع الناس عندما يقوم هؤلاء الأغبياء بهذه الأمور |