Şu hayatımda saçmalıklarına katlanmak dışında başka şeyler de yapayım demiştim. | Open Subtitles | أردت أن أفعل أمور أخرى في حياتي غير التعامل مع هراءكِ |
DR: Evet. Ve biz başka şeyler için de bakıyoruz | TED | ديفيد روكويل: صحيح، ونحن نبحث عن أمور أخرى |
Ama bir dağın zirvesinde rüzgârın doğru zamanda gelmesini beklerken başka şeyler de hissettim: Canlılık ve kendime güven. | TED | لكن فوق قمة الجبل، انتظار هبوب الرياح في الوقت المناسب، شعرت بأشياء أخرى أيضًا: البهجة والثقة. |
Bobby satranç kitapları okurdu öğretmenleri başka şeyler anlatırken. | Open Subtitles | بوبي فيشر درس كتب الشطرنج بينما كان المعلمون يدرسّون اشياء اخرى |
Çeviride kaybolan başka şeyler de var, insan sezgisi gibi. | TED | هناك أشياء أخرى تفُقد في الترجمة أيضاً، مثل الحدس البشريّ. |
Eğer istersen, başka şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفعل شيئاً آخر إن كنتِ ترغبين.. |
Adrian, el ele tutuşmanın dışında başka şeyler yok muydu? | Open Subtitles | أدريان، هل هناك شئ آخر اضافة إلى تشابك الايدي ؟ |
Fakat imkansız ve yapılamayacak başka şeyler de var, Anna! | Open Subtitles | لكن هناك أمور أخرى أمور مستحيلة ، ولا يمكن القيام بها |
- Düşünecek başka şeyler var. - Ne gibi? | Open Subtitles | هناك أمور أخرى يجب النظر فيها مثل ماذا ؟ |
Zamanı, başka şeyler düşünmek için kullanıyorsunuz. | Open Subtitles | فإنّك تستعمل الوقت للتّفكير في أمور أخرى |
Tabii ki başka şeyler aklımdaydı . | Open Subtitles | من الواضح، أنه كان لديّ أمور أخرى تشغلني |
Seninle beraber olduğum zamanın yarısında, başka şeyler düşünüyorum. | Open Subtitles | معظم الوقت الذي أقضيه معك أفكر بأشياء أخرى |
Megan'ın röntgenlerinde başka şeyler buldular. Şiddete maruz kaldığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | لقد وجدوا اشياء اخرى من الاشعة التى اجريت لها ، وكانت مصابة |
Tabii, başka şeyler de var. Meselâ sağ kalmak gibi. | Open Subtitles | أعني، هناك أشياء أخرى مثل ، أني أريد البقاء حياً |
Eğer adım sadece bu akşamlık kalacaksa... belki de acele yapmam gereken başka şeyler vardır. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان اسم الشراب باسمي سيبقى الليلة فحسب ربما يوجد شيئاً آخر يجب أن أفعله بسرعة جداً |
- başka şeyler unutulabilir ama çapa asla. - Ben de bir şeyler biliyorum. | Open Subtitles | يمكنك ان تفقد اى شئ آخر ماعدا البلطة هذا شئ اعلمه جيدا. |
Oradaki işiniz bitince tamir ettirmem gereken başka şeyler de var. | Open Subtitles | عندما تنتهي من ذلك هناك أشياء اخرى يتوجب إصلاحها |
Bu işi hâlledince, bizim için başka şeyler de yapacaksın. | Open Subtitles | عندما تفعل ذلك, أرجع، لكيّ تقوم بفعل أشياء آخرى لنا. |
Ya da, söyledilerse bile, o anda aklınızda başka şeyler vardı. | Open Subtitles | أو إن كان حدث كنت مشغولة على الأرجح بأمور أخرى |
başka şeyler yapmak için bir süreliğine şehre indim. - Doğru. | Open Subtitles | إتجهت إلى الجانب الآخر من المدينة لفترة لأقوم بشيء آخر. |
başka şeyler demek isterseniz, bunu ben yokken yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | أي شيء آخر ستنادونني به يجب أن يكون في السر |
Ve bu şeyle birlikte başka şeyler de verdi, evlat. | Open Subtitles | وعبر الاشئاء الصغيرة هنا, الله اعطاك شئ اخر ,يا ولد. |
Lütfen hayatını yaşadığını söyle bana ve tuğlaları saymaktan başka şeyler yaptığını da. | Open Subtitles | أخبريني رجاءُ أنّكِ نعمتِ بحياة كاملة وأنّكِ فعلت شيئًا آخر غير عدِّ الطوابق |
Çalıştığım çocukların çoğu oldukça şiddetli travmalara maruz kalmışlardı ve bu durumun altında başka şeyler olabileceğini hissediyordum. | TED | أغلب الأطفال الذين عاينتهم عاشوا تجارب صدمات حادة التي تجعلك تحس أن شيئا آخر يجري |
Belki başka şeyler de yapabiliriz. Bu bize bir işaretti çocuklar, hadi. | Open Subtitles | ربما سنفعلُ أشياءً أخرى , أيضاً. هذهِ إشارتنا أيّها الأطفال هيّا بنا. |