| Fakat yeni bir bakış açısı edinmek için daha derine dalmalıydım. | TED | ولكن ما أنا بحاجة إليه هوتعمق أكبر للحصول على منظور جديد. |
| Seni bilmiyorum ama geçtiğimiz yıl bana farklı bir bakış açısı verdi. | Open Subtitles | لا أعلم بشأنك، لكن العام الماضي جعلني أنظر للأمور من منظور جديد |
| Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. | TED | و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر |
| Ama şimdi bunun yanlış bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكني بدأت أعتقد أننا ننظر إلى الأمر من زاوية خاطئة |
| Görevimiz ulusal diplomatlara dünya meselelerinde askeri bir bakış açısı kazandırmak. | Open Subtitles | أكانت مهمتنا إعطاء دبلوماسي أمتنا وجهة النظر العسكرية عن مشاكل العالم |
| Bu sikimsonik hikâyeni dinlememi sağlayarak içimi şişirdin ve 10 dakika sonra da bir durumun iki farklı bakış açısı olduğunu söyledin. | Open Subtitles | حسنًا، أنّك فقط أدخلتني في هذه ،الرحلة الملحمية مع هذه القصة وبعد 10 دقائق، المغزى هو أن .هناك طريقتين للنظر في الأمر |
| Onun hayatın işleyişiyle ilgili çok ilginç bir bakış açısı var. | Open Subtitles | وحصلت ومثل هذا المنظور اهتمام على كيفية عمل الحياة، هذا الرجل. |
| Karşıt bir bakış açısı, kendisinden öğrenebileceğimiz bir şeydir; tartışacağımız değil. | TED | وجهات النظر المعارضة هي شيء لنتعلم منه لا لنجادله. |
| Biliyor musun, bence bir içki sana bir bakış açısı verebilir. | Open Subtitles | شراب واحد يمكنه أن يمنحك منظوراً أفضل للأمور |
| Bir kaç yıl önce yaşadığım bir olay sayesinde yeni bir bakış açısı kazandım | TED | لكن الحادث الذي حدث قبل عامين اعطاني منظور جديد. |
| Ve yeni bir bakış açısı benimsemek için, elektrik depolama alanının ötesinde bir ilham aradım. | TED | و لكي أتبنى منظور جديد، بحثت عن الإلهام بعيداً عن مجال تخزين الطاقة الكهربائية. |
| Umuyorum ki bu karmaşıklık bakış açısı bizim bir ortak zemin bulmamızı sağlayacaktır. | TED | أتمنى فعلاً أن يسمح منظور التعقيد هذا بإيجاد بعض الأرضية المشتركة. |
| Ve hala, ne zaman alternatif tedavilere baksam, diğer tedaviler üzerine de bir bakış açısı kazandım. | TED | مع ذلك، عندما نظرت إلى علاجات بديلة، أصبح لدي منظور جديد للعلاجات الأخرى. |
| Çok ilginç bir bakış açısı sonucunda çözüme ulaştım. | TED | جاءت لي فكرة الحل من منظور مثير للاهتمام. |
| Bu düzenlemelerin farkındalığıyla yeni bir bakış açısı kazanabiliriz. | TED | بامتلاك وعي حول التبعيات الناتجة عن مثل هذه القواعد، يمكننا تحقيق منظور جديد. |
| Çocukçaydı. Ne bir bakış açısı, ne de ahlaki içeriği vardı. | Open Subtitles | لقد كان طفولي ليس به وجهة نظر للحياة او محتوى أخلاقي |
| Bütün bunlar bize; Evren'de nelerin olduğuna, yıldızların nasıl oluştuğuna ve en sonunda elbette bütün bu karmaşada bizim nasıl olduğumuz konularında tümüyle bambaşka bir bakış açısı getiriyor. | TED | لذلك هي تسمح لنا حقاً بالحصول على زاوية مختلفة تماماً على ما هناك في الكون و كيف تكونت النجوم و في النهاية بالتأكيد كيف أصبحنا خارج كل هذه الفوضى. |
| Kendimiz için avukatlık yaparken en önemli araçlardan biri bakış açısı alma denen şeydir. | TED | أحد الأدوات المهمة جداً عندنا للدفاع عن أنفسنا شيء يسمى بتبني وجهة النظر. |
| Onlar aslında bizim kültürel ruhlarımızı istiyorlar, ve bu yüzden marka benzetmesi konuya ilginç bir bakış açısı getirmektedir. | TED | هم في الحقيقية يريدون روحنا الثقافية، ولهذا السبب التمثيل بالعلامة التجارية طريقة مثيرة جداً للنظر في هذا الأمر. |
| Onlara bakabilesiniz, halinize şükredesiniz ve endişelerinize bakış açısı getirebilmek için o fotoğraflar oradalar. | TED | إنها موجودة لكي تنظر إليها و من ثم تعتقد أن كل شيء ليس بسيء بالنسبة لك. أن تجعل كل ما يقلقك في المنظور |
| bakış açısı çeşitliliğini arttırırsanız istemeden paylaşımlı gerçekliği azaltabilirsiniz. | TED | إذا زاد تنوع وجهات النظر فقد تقل الواقعية المشتركة. |
| - Sana göre. Yepyeni bir bakış açısı var. Seni korkutuyorsa başka tabii. | Open Subtitles | إنّها تملك منظوراً جديداً ما لم يكن هذا يهدّدكَ |
| Bu bize makinelerin ne yapacaklarını, ne yapamayacaklarını ve hangi işleri otomatikleştirecekleri veya tehdit oluşturabilecekleri üzerine benzersiz bir bakış açısı vermektedir. | TED | وهذا يعطينا منظورا فريدًا لما تستطيع الآلات فعله وما لا تستطيع فعله وما الوظائف التي يمكن للآلات أن تؤديها أو تهددها |
| Bu da bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. | Open Subtitles | قابلت أشخاصاً يعرفون ماذا يفعلون ولهم وجهات نظر |
| Bu bana tamamen farklı bir bakış açısı kazandırır. | Open Subtitles | هذا يجعلني أرى الأمر بمنظور مختلف تماماً |
| Oysa bu mantıksız bakış açısı bizi bir yanlıştan başkasına götürür. | TED | ولكن الحقيقة أن تلك الرؤية الخارجة عن المألوف هي مايقودنا إلى الشيئ الجديد القادم. |
| - Sadece bakış açısı. | Open Subtitles | -إنها مسألة رأي |
| Düşündüm ki belki senden yardım isteyebilirim başka bir bakış açısı için. | Open Subtitles | ظننت بأنه يمكنني إخباركِ، وأحظى بوجهة نظر مختلفة. |