ويكيبيديا

    "bakıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يحدق
        
    • ينظرون
        
    • تحدق
        
    • يعتني
        
    • تعتني
        
    • يبحث
        
    • يحدقون
        
    • يحدّق
        
    • تبحث
        
    • ننظر
        
    • يراقب
        
    • تواجه
        
    • نظر
        
    • تحدّق
        
    • تطل
        
    Hayalci çocuk sınıfın en arkasında oturuyor, camdan dışarı bakıyor. Open Subtitles لعب دور الطفل الحالم في نهاية الفصل , يحدق بالنافذة
    Hayalci çocuk sınıfın en arkasında oturuyor, camdan dışarı bakıyor. Open Subtitles لعب دور الطفل الحالم في نهاية الفصل , يحدق بالنافذة
    Bu önemli, Bay Crawford. Polisler size bir davranış örneği diye bakıyor. Open Subtitles و لكن هذا مهم سيد كراوفورد الشرطيون ينظرون اليك لمغرفه كيف يتصرفون
    Gecenin ortasında bir şey yapmak istediğimde yastık bana bakıyor. Open Subtitles و عندما أتقرب من زوجتي خلال الليل تحدق الوسادة في
    Şimdi kendi yuvasına döndü ve ilk eşiyle birlikte yuvadaki yavrulara bakıyor. Open Subtitles الآن يعود بجانب عشه ومع زوجته الأولى يعتني بالصغار التي أشغلت العش الآن.
    Bir dişi için üremeye devam etmek her zaman daha avantajlıdır, mevcut çocuklarına ve torunlarına bakıyor olsa bile. TED في أغلب الأحيان يكون الاستمرار في التزاوج مفيدا أكثر حتى لو كانت تعتني بأطفالها وأحفادها.
    Tüketiciler artık firmaların kendilerini piyasada nasıl taşıdıklarına, şirket içi kültürlerine daha çok bakıyor. TED وبتزايد مضطرد، يبحث المستهلكون في ثقافة الشركة ومدى تواثقها في سوق العمل
    Evet, daha iyi edebilirdim, ama bu insanlar bana bakıyor. Open Subtitles يمكنني ان افعله بشكل افضل لكنهم يحدقون بي
    Bilmeyen tek kişi vardı, o da şu an size bakıyor. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي لم يعرف هو الذي يحدّق إليكَ بغضب الآن
    Şu anda etrafına bakıyor, sanki bir şey istiyor gibi. Open Subtitles انها تنظر حولها .. يبدو أنها تبحث عن شيء ما
    Paranoyak olmayacağımı söyledim ama şu adam bize mi bakıyor? Open Subtitles اقنعت نفسي اني موسوِس، لكن، هل هذا الشخص يحدق فينا؟
    Sanki kendime ve etrafımdaki herkese zarar verecekmişim gibi bana bakıyor. Open Subtitles إنه يحدق بي وكأنني أشكل خطراً على نفسي وعلى من حولي
    Haber spikeri size yüzünde tuhaf bir bakışla bakıyor TED الآن، يحدق مذيع البرنامج الحواري إليك ، و الدهشة مرسومة على وجهه،
    Bir erkek geçen hafta bana iki kere baktı. Erkekler bana bakıyor! Open Subtitles , ولد ما نظر إلي مرتين الاسبوع الماضي الاولاد ينظرون إلي بالفعل
    Fakat insanlar bunlara bakıyor ve ne kadar da farklı olduklarından bahsediyorlardı. TED إذاً كان الناس ينظرون اليها وكانوا يتحدثون عن مدى اختلافها
    Şimdi, oyun teorisyenlerinin bu bilgiye nasıl bakıyor? TED لذا هنا كيف باحثين العبة ينظرون إلى هذه البيانات.
    Ama kızın yüzüne bakın, kendisine aynadan bakıyor. TED لكن أنظروا لوجهها هناك، وبينما تحدق النظر، تنظر لنفسها في المرآة.
    Gidip görebilir miyiz? Şu anda doktorlar ona bakıyor ve uyuması lâzım. Open Subtitles يعتني الأطباء به الآن، وهو بحاجة للراحة.
    Bana çok iyi bakıyor. - Öyle değil mi Leni? Open Subtitles ليني تعتني بي عناية فائقة، أليس كذلك يا عزيزتي؟
    Bill, kasabanın diğer tarafına bakıyor. Open Subtitles مشروع القانون يبحث في الجانب الآخر من المدينة
    Bir çok kişi sana dik dik bakıyor ve telefon özrünü kabul etmiyor Open Subtitles ، الناس يحدقون بنا و ليس الكل لديه هاتفٌ خليوي
    Saçmalama. Sürekli camdan dışarı bakıyor. Sürekli beni seyrederken yakalıyorum. Open Subtitles أجل، صحيح، إنّه دومًا ما يحدّق من نافذته، البارحة ضبطته وهو يُراقبني.
    Takip ediliyor mu diye bakıyor ama beni gördüğünü sanmıyorum. Open Subtitles إنها تبحث عمن يتبعها ، ولكنني لا أظن أنها رأتني
    Bunu maymun yerine araba oluşturmaya programlamış olsak kıllı bir Buick'e bakıyor olurdunuz. Open Subtitles لخروج سيارة بدلا من قرد , سنجد اننا ننظر الى مكعب من الشعر
    Dağın tepesinde ufak bir evi var. Yangın var mı diye bakıyor. Open Subtitles لديه بيت صغير على قمة جبل و يراقب الغابة خوفاً من الحرائق
    Odası kuzeye dönük ve Gondo'nun evine bakıyor. Open Subtitles غرفته في إتجاه الشمال و تواجه بشكل مباشر منزل كوندو
    Aslına bakarsan duruduğu açıya göre tam suç mahaline bakıyor. Open Subtitles في الحقيقية و بناءاً على تلك الزاوية فإنها تحدّق بالمكان
    Pencere, tuğla bir duvara bakıyor. Eski kiracı kör bir adamdı. Open Subtitles النافذة تطل على جدار قرميدي كنتُ أؤجرها لرجل ضرير

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد