ويكيبيديا

    "bardağı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الكأس
        
    • الكوب
        
    • الزجاج
        
    • أكواب
        
    • كؤوس
        
    • كأسه
        
    • الكأسِ
        
    • الكؤوس
        
    • قدح
        
    • قصمت
        
    • كوب
        
    • القشة
        
    • القدح
        
    • فنجان
        
    • كأس نبيذ
        
    Şuan sakın konuşma yoksa yemin ederim bu bardağı gözüne sokarım. Open Subtitles ليس الآن و إلا أقسم أن أكسر هذا الكأس بين عينيك
    Bir bardağı ne zaman kavrayacağımızı, ya da o bardağın ne zaman hareket edeceğini ve bizim onu yeniden yönlendirmemiz gerektiğini biliyoruz. TED آنت تعلم كليا عندما تريد الإمساك بكأس أو قد يتحرك الكأس فيجب عليك أن تعيد تحديد موقعه.
    "bardağı kaldır.ben sarhoşum bu ne biçim şaka böyle? Open Subtitles خذ هذا الكأس بعيدا لأنى سكران أى نكتة هذه ؟
    Doldur bardağı pekmezle mürekkeple tadı güzel olan binbir türlü şeyle... Open Subtitles إملأوا الكوب بالدبابيس والحبرِ مــنـــتـــــديـــــات الـــكـــــيـــــــف وأي شئ آخر شهي للشرب
    Bak, o kadar zor değil. bardağı alıp banyoya git... Open Subtitles اصغ، ليس هذا بالأمر الجلل، فقط خذ هذا الكوب للحمام..
    Bir su bardağı bulmaları bile 5 dakikalarını alıyor. Open Subtitles يستغرق منهم خمس دقائق للعثور على الزجاج المياه
    Ancak bu bizden birinin bardağı zehirlediği anlamına gelir. Open Subtitles ولكن هذا يعني أن احدنا قد وضع السم في الكأس
    Pardon çalışan adam, şu bardağı kaldır. Open Subtitles المعذرة أيها الرجل العامل خذ ذاك الكأس معك
    Bırak bardağı tutmayı, dudaklarını zor kımıldatıyor. Open Subtitles إنه يموت من الأفضل أن تحرّكي شفاهه أو لن يأخذ الكأس
    Onu gördüm. O bardağı attığımda neredeyse ölecekti. Ne oldu? Open Subtitles نعم رآيتها لقد ماتت تقريبا عندما رميت ذلك الكأس
    Önce bardağı tutup şarabı incele. Open Subtitles أولاً ، ارفع الكأس وتفحص النبيذ مقابل الضوء
    Birisi bardağı onun elinden aldıktan sonra temizlemiş Open Subtitles شخص ما مسح الكأس وبعد ذلك اعاده الى يدها
    Bir damla gıda boyası bir bardak suya damladığında içgüdüsel olarak boyanın damladan ayrılıp sonunda bardağı dolduracağını biliriz. TED عندما تسقط قطرة ملون طعام في كوب من الماء، ندرك فوراً أن الملوِن سينتشر تدريجياً من القطرة، حتى يملأ الكوب.
    Yani kahve bardağı, ya da tutacaklı bardak, toplum tarafından halk sağlığını sağlamak için kullanılan aletlerden biridir. TED إذاً، كوب القهوة، أو الكوب ذو المقبض، هو واحدةٌ من بين الأدوات التي يستعملها المجتمع للمحافظة على الصحة العامة.
    Özür dilerim o diğer bardaklar için. Siz en büyük boy bardağı aldınız. Open Subtitles أنا أعتذر بشدة ، ولكن ذلك الكوب حجمه أربع وأربعين
    - Taksiyi sikmişim, gerek yok. - bardağı alayım, bayan. Open Subtitles أنا لست بحاجة إلى سيارة أجرة فقط اعطيني الكوب يا امي
    Bu zamana kadar kahve bardağı kapakları hakkında neredeyse hiç düşünmemiştim. TED وحتى هذه اللحظة، لم أعر أغطية أكواب القهوة أي اهتمام تقريبًا.
    Sürekli uyuyup bebek bardağı kullananlarla değil sadece. Open Subtitles وليس فقط الناس الذين ينامون ويستخدمون كؤوس سيبي
    Yaşlı bir moruk tanıyordum, elleri çok titrerdi, bardağı ağzına götürebilmek için bileğinin etrafına eşarp bağlardı. Open Subtitles أعرف متسكع عجوز كانت يداه مرتجفة جدًا ربط وشاح حول معصمه ليجعل كأسه تصل لفمه
    Tamam, o bardağı şimdi bırakabilirsin. Open Subtitles الموافقة، أنت يُمْكِنُ أَنْ تُسقطَ ذلك الكأسِ الآن.
    Bir cinayeti araştırıyorsam, efendim, beni bağışlayın, ve bu bardakları araştırmam gerekiyorsa, şey, bu durumda bu iki bardağı ilginç bulmam gerekir. Open Subtitles إن كنت قضية جنائية المعذرة وكنت أعمل مع هذه الكؤوس عندها علي أن أجد هذه الأكواب مثيرة
    "Eskimiş bir çift çorap kirli bir kahve bardağı, ödenmemiş bir fatura şifoniyerde bir gözlük sevilmeyen Çarşamba'da sonsuza tek işaretli kalmış bir masa takvimi." Open Subtitles ألف زوج من الجوارب الممزقة قدح القهوة الملون وفواتير غير مسددة
    Kamuoyunun önüne böyle sunuldu ve belki de Mısır'da bardağı taşıran son damla bu oldu. TED هذه هي الطريقة التي تم بها نشر قصته ، و قد تكون هذه هي القشة التي قصمت ظهر البعير.
    O anda eski sevgiliyle karşılaşmak bardağı taşıran son damla oldu. Open Subtitles أظن أن مصادفتها لصديقها السابق في تلك اللحظة كان القشة الأخيرة.
    Bu yüzden yarım dolu bardağı boşa çeviriyorum. Open Subtitles أجل ولهذا لديّ القدرة على جعل هذا القدح فارغاً.
    Yani kahve bardağı içinde banyo tuzu değil. Open Subtitles إذن، أملاح الحمّام المعطّرة في فنجان قهوة ستكون... ليست الهدية المناسبة
    Beni ikimizin her zaman hoş vakit geçirdiği restorana davet edersen ben, bardağı 12 dolarlık chardonnay değil sadece limonlu maden suyu söylerim. TED أنتم تدعونني لذات المطاعم الباهظة ولطالما استمتع كلانا، ولكني الآن أطلب مياهًا معدنية مع شريحة ليمون، لا كأس نبيذ تشاردوني بسعر 12 دولار.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد