ويكيبيديا

    "belli" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • واضحاً
        
    • واضحة
        
    • معينة
        
    • بوضوح
        
    • يظهر
        
    • تظهر
        
    • عجب
        
    • وضوح
        
    • ما يبدو
        
    • واضحٌ
        
    • محددة
        
    • مؤكد
        
    • الجليّ
        
    • معيّن
        
    • يفسر
        
    Nedeninin belli olduğunu sanmış olmalıyım. Soygun sahici gibi durmalı. Open Subtitles ظننت أن هذا بدا واضحاً لابد أن تبدو السرقة واقعية
    Mesajların anlaşılabilmesi için belli bir frekansta ve hızda çalınması gerekiyor. Open Subtitles لا بد أنها تعمل علي تردد وسرعة معينة كي تصبح واضحة
    Bunun anlamı, periyodik tablonun belli bölümlerinin kesinlikle limitlerimizin dışında olduğudur. TED و يعني هذا أن أجزاء معينة من الجدول الدوري بديهياً محظورة.
    belli ki, bir lider olmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun. Open Subtitles بوضوح , أنت لاتعرف شيئا حول أن تكون قائد الرجال
    Böyle bir yerde, kimse gerçekte nasıl biri olduğunu belli etmez. Open Subtitles فى مكان مثل هذا, لن يظهر أى أحد هنا على حقيقته
    O da acı çekiyor, ama belli etmiyorsa başka tabii. Open Subtitles الا اذا كانت في ألم ايضاً لكنها لا تظهر ذلك
    Böyle şeyleri neden sevdiğin belli. The Sun okumak gibi. Open Subtitles لا عجب أنك تحب هذه الأشياء إنها مثل قراءة الشمسِ
    Buraya iyi niyetle gelmiş olabilirsiniz ama sadakatinizin yeri belli. Open Subtitles ربما حظرتي هنا بنوايا طيبة لكن ولائك يبدو واضحاً جداً
    O lanet sergide, ona onunla birlikte olmak istediğimi açık açık belli ettim. Open Subtitles .. جعلّت الأمر واضحاً في ذلك المعّرض السخيف بأني أريد أن أكون معه
    belli ki uyuşturucu ticaretinden gelen parayı aklamak için iyi bir yol. Open Subtitles في أفلام حركة منخفضة الميزانية مما يبدوا واضحاً أنها طريقة جيدة جداً
    Sana bir şey söylemem gerek ve net konuştuğumdan emin olmak zorundayım çünkü belli ki geçmişte net olamamışım. Open Subtitles أريد أن اقول لك شيئا، وأريد أن أتأكد من أنني واضحة، لأنه يبدو أنني لم أكن واضحة في الماضي.
    MO: Dahilik gerektiren bir iş değil bu. Bu araçlar apaçık belli ve insanlar da bu araçları istiyor. TED مورغان أونيل: انها ليست باختراع للذرة. هذه الأدوات هي واضحة والناس يريدونها لهم.
    ve günümüzün karmaşık sorunlarını anlayamayarak uygulamada belli başlı tehlike sinyalleri yayıyorduk. TED وبفشلنا في فهم القضايا المعقدة في عصرنا، كنا نواجه آثارًا عملية معينة.
    Ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. TED وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة.
    belli ki, burası daha önce kullanılmış. Open Subtitles اري بوضوح ان هذا المكان قد استخدم من قبل
    Oldukça istemsizce çizdi, çünkü çizdiği şey sürecin görevi belli gruplar tarafından planlı ve kesin bir sıra ile yürütüldüğünü ima ediyordu. TED وفعل ذلك على مضض لأن ذلك يظهر أن العملية منظمة نفذتها مجموعات منفصلة.
    Baban belli ki seni görmek istemiş. Ona neden görünmedin? Open Subtitles أرد والدك أنْ يراكَ بشدة فلما لم تظهر له ؟
    Bu sabah yönetici tuvaletine neden giremediğim belli oldu. Open Subtitles لا عجب أني لم أستطع أن أدخل إلى حمام المدراء هذا الصباح
    Sadece tek bir bebeğe yetmektedir. Buradaki amaçsa bu aleti nasıl kullanılacağını açıkca belli etmek. TED يتلائم فقط لطفل واحد. والفكرة هنا وضوح كيفية إستخدام الجهاز.
    Başka bir şey düşünmem gerekecek. belli ki kültür, seçimini yapmış. Open Subtitles أظنني سأقوم بترتيبات أخرى فعلى ما يبدو أن الثقافة قامت بذلك
    Kareli gömlek, çok gergin, belli ki daha önce hapse girmemiş. Open Subtitles قميصٌ منقش، متوتر للغاية، واضحٌ أنه لم يدخل السجن من قبل.
    belli gerçeklerin aşikâr olduğunu kabul ettim: Kadınlar erkeklerle eşittir. TED أتمسك بحقائق محددة لتكون من البديهيات: النساء متساويات مع الرجال.
    Aslında şimdilik hiç bir şey belli değil, O yurtdışında çalışıyor. Open Subtitles في الحقيقة، لا شيء مؤكد لحد الآن. انه يعمل خارج الهند.
    belli ki birileri tanınmayacağından emin olmak için her yola başvurmuş. Open Subtitles حسناً، من الجليّ أنّ شخصاً تكبّد عناءً كبيراً للتأكّد أنّ تختفي.
    Bacanagim yakin bir zamanda belli bir dagitim merkezine ziyarete gidecek. Open Subtitles صهري في المستقبل القريب سيذهب في جولة إلى .مركز توزيع معيّن
    Tarih kitabın, o iğrenç yumurtalı sandviçin yanında, kokunun nedeni de belli oldu. Open Subtitles و هذا ما يفسر الرائحة انتبهي أيتها الفتاة يوجد مأمور جديد في البلدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد