bildiğin gibi, o mevkiye ilk oturan Senju Hashirama idi. | Open Subtitles | وكما تعلم أن سينجو هاشيراما هو من أصبح الهوكاجي الأول |
bildiğin gibi bir söz söylemeye hakkı olmayan bir babayım. | Open Subtitles | كما تعلم انا لا املك اي حق بان اكون والدا |
Tıpkı, uh, bir şeyi yapmadığını bildiğin halde daha önce yapmışsın gibi | Open Subtitles | كما لو أنك فعلت شيئاَ من قبل لكن تعرف أنك لم تفعله |
Her neyse, hemen buraya gelmeni istedim. bildiğin gibi... çok seyahat ediyorum. | Open Subtitles | على أية حال، كنت أنوي إحضارك هنا منذ فترة لكن كما تعرف.. |
bildiğin o "Mavi Kız'ı", içki satan biris marka yaptı. | Open Subtitles | أنت تعلمين أن الفتاه الزرقاء أصبحت مشهوره لأنها باعت نفسها |
-Bunu demek istemediğini biliyorum. -Senin bir şey bildiğin yok. | Open Subtitles | أعرف انك لم تعنى ما قلت انت لا تعرفين شيئا |
Polislere bildiğin her şeyi anlatmadığın için üzgünsündür belki. | Open Subtitles | ربما انت آسفة انك لم تخبرى البوليس بكل شئ تعرفينه |
Senin de bildiğin gibi bir prens sürüsüne göz kulak olmalıdır. | Open Subtitles | أنت تعلم بقدر ما أعلم أن الأمير يجب أن يعتني بالقطيع |
ve bildiğin gibi, benim hayalim dünya çapında ünlü bi balerin olmak. | Open Subtitles | وكما تعلم فإن حلمي أن اصبح فتاة رقص باليه مشهورة لدى العالم |
Kız arkadaşınla ay ışığı altında baş başa olduğun bir anda o hiç bir şey söylemese de, onu öpmeni istediğini bildiğin anlar vardır ya? | Open Subtitles | أنت تعرف كيف يكون الوضع عندما تكون مع فتاتك ، والقمر في السماء وأنت تعلم أنها تودّ أن تُقبّل حتى لو لم تقُل ذلك ؟ |
Kutsal baba, senin de bildiğin gibi hayat bizim için kolay değil. | Open Subtitles | أبـانا الذي في السموات , كما تعلم , الحياة ليست سهلة علينـا |
bildiğin gibi, bir düello kabul edildiğinde geri adım atamazsın. | Open Subtitles | كما تعلم, عندما تُقبل المبارزات فإنه لا انسحاب في ذلك. |
bildiğin gibi güneş ışığı etnik grubumuza ciddi bir tehdittir. | Open Subtitles | لأنني متأكد أنك تعرف بأن أشعة الشمس تسبب مشكلة لعرقنا |
Birinde bir yaz geçirdin. Bu benden daha fazla bildiğin anlamına gelir. | Open Subtitles | لقد قضيت صيفا ً فى احداها مما يعني أنك تعرف أكثر مني |
bildiğin gibi. Davetsiz misafirleri korkutuyor, sarmaşıklarla oynuyorum. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | أنت تعرف , أخفت بعض الأشخاص أرجحت بعض النباتات , المعتاد |
Yani onlar derken, bilirsin yani sen bildiğin onlar yani. | Open Subtitles | وبـ هم انا اعني كما تعلمين, هم الـ هم الحقيقيون |
bildiğin gibi, bir davayı aydınlatmak için başka birini anlatmak bana yardımcı olur. | Open Subtitles | كما تعلمين, لم أجد شيئاً ليساعدني في تفسير القضية كعرضها على شخص آخر. |
bildiğin gibi seni virüs ekibine sokmakla ilgili endişeler vardı. | Open Subtitles | كما تعلمين كانت هناك مخاوف من وضعكِ في فريق الفيرس |
Aslında benden çok daha iyi bildiğin şeylerle ilgili işte. | Open Subtitles | إنها أشياء يجب أن تكوني أنت تعرفين عنها أكثر مني |
Onun orada olacağını bildiğin için gittin. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى هناك فقط لأنك تعرفين أنه كان حاضرا |
Beni yanına almalı ve bildiğin her şeyi bana öğretmelisin! | Open Subtitles | يجب ان تاخذينى معك يجب ان تعليمنى كل م تعرفينه لا يمكنك ان تتركينى هنا |
Senin bildiğin o hayat artık bitti. Tamam. Umarım doğru kararı verebilirsin Fitz. | Open Subtitles | الحياة كما تعرفها قد انتهت. أتمنى أن تتخذ القرار الصحيح فيتز، أتمنى هذا. |
bildiğin gibi sana yardım etmekten her zaman mutluluk duyarız Barry. | Open Subtitles | نحن دائما سعداء لتقديم المساعدة، باري، كما تعلمون. |
Annemi tanıdığını söyledin. Onunla ilgili bildiğin her şeyi anlat. | Open Subtitles | أنت قلت أنك عرفتي والدتي أخبريني بكل ما تعرفيه عنها |
Neyi bildiğin değil neyi kanıtlayabildiğin önemlidir. | Open Subtitles | ، لا يهم ما تعلمه الذى يهم هو ما تستطيع أن تثبته |
uzun zamandan beri bildiğin halde, sen bile bu gerçeği kaldıramıyorsan, | Open Subtitles | أنت لا تستطيعى المواجهه رغم علمك بالحقيقة |
Bu sana söylenenle ne olduğunu bildiğin arasındaki bir savaş gibi. | Open Subtitles | وأن تشعُر بالصراع بين ما تعرفه عن نفسك و بين حقيقتكَ |
Benimle ayrıldığında, iyi bir doktor olamayacağımı bildiğin için yaptığını sanıyordum bunu. | Open Subtitles | عندما أنفصلتي عني حسبت أن السبب هو معرفتك أني لن أكون طبيباً عظيماً |
Eğer bize şeytan diyorsan, emin ol bildiğin şeytan daha iyidir. | Open Subtitles | لو أنك تدعونا بالشياطين، فلتتأكد بأننا أفضل من الشيطان الذي تعرفه |
Bildiğim her şeyi sana öğreteceğim sen de bildiğin her şeyi bana öğreteceksin. | Open Subtitles | سأعلمك كل ماأعرفه وبالمقابل تعلمني كل ماتعرفه |
Sen de orada öldürüleceğini bildiğin için onu oraya gönderecektin. | Open Subtitles | لذا دبرتَ أمر ترحيله إلى بلاده لعلمك أنه سيُـقتل هناك |