ويكيبيديا

    "bir örnek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مثال
        
    • مثالا
        
    • مثالاً
        
    • عينة من
        
    • قدوة
        
    • مثالًا
        
    • كمثال
        
    • المثال
        
    • عيّنة
        
    • عينه من
        
    • عبرة
        
    • إنها عينة
        
    • نموذجاً
        
    • مُسبقة تعفي
        
    • مثالٌ
        
    doğaçlama çalıyor ve hiç bir zaman daha öncekinin tamamen aynısını çalmıyor. Ve bence, yoğun yaratıcılığa çok güzel bir örnek bu. TED ويعزف من بنات افكاره وحده ولا يكرر اي معزوفة على الاطلاق وهذا يعتبر نوع من الابداع اللحظي واعتقد ان هذا مثال رائع
    Bu gördüğünüz, bu konuyu hiş anlamadığımıza çok güzel bir örnek. TED وهذا مثال هام كيف اننا حتى اليوم لم نتعلم هذا الدرس
    Yani Avrupa artık imrenilecek bir örnek değil, savaşılacak ve direnilecek bir düşmandır. TED لذا تحولت أوروبا من مثال يحتذى به الى عدو يجب محاربته و مقاومته
    Size işbirlikçi tüketimin davranış değişikliğinde ne kadar güçlü olduğuna dair sadece bir örnek vereceğim. TED لذلك أريد أن أعطيكم مثالا عن كيفية طريقة استهلاك تعاوني قوية يمكن أن نغير السلوكيات.
    Ve aslında, işte bir örnek: Higgs bozonun Higs bozonunu bulması. TED وفي الحقيقة, سأعطيكم مثالاً : الهغز بوزون, البحث عن الهغز بوزون.
    Bu adamların operasyonlarını nasıl paraya çevirebildikleri ile ilgili bir örnek. INTERPOL'e gidip sayfalara baktığımız ve aranan kişileri arıyoruz. TED مثال على كيف يستطيع هؤلاء الاشخاص تنفيذ عملياتهم ذهبنا و اخذنا نظرة على صفحات الانتربول و بحثنا عن اشخاص مطلوبين
    Bu komple bir kitap, görüntü dışı verilere bir örnek. TED هذا كتاب بالكامل، وهو مثال للبيانات التي لا تشمل الصور
    GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. TED جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح.
    Aslında bu her gün benim çalışırken yaptığım türden bir örnek. TED إذن، ذلك مثال لنوع من الاشياء التي أُمارسها في يوم عملي.
    Bir örnek: Arup dünyadaki en başarılı mühendislik firmalarından biri ve Pekin Olimpiyatları için binicilik merkezinin inşası ile görevlendirildi. TED مثال: اروب هي واحدة من أنجح الشركات الهندسية في العالم، و كانت مُفوضة لبناء مركز للخيول للألعاب الأولمبية في بكين.
    Hepinizin dâhil olduğu modern bir örnek: İnternet’te araştırma yapmak. TED هنا مثال معاصر سيمت إليكم جميعاً بصلة: البحث على الإنترنت.
    Size bir örnek daha vermek istiyorum, çünkü az da olsa sıtma'dan bahsettik. TED و أود أن أضرب لكم فقط مثال آخر, لأننا تحدثنا قليلاً عن الملاريا.
    Ve bence- Şu tusunami mesela: klasik bir örnek bu. TED و أعتقد ، بالنظر إلى تسونامي، و هو مثال تقليدي.
    TED deki kalplerimize yakın bir yerden, bir fikri paylaşmada videonun baskıdan daha güçlü olduğunu gösteren bir örnek daha var. TED وهذا مثال آخر أقرب لمؤتمر تيد أي عندما يكون الفيديو اقوى بكثير من القصاصات الورقية في نشر الافكار وحث الناس عليها
    Resimler, ciltleme 1 7. yy Venedik zanaatkarlığına harika bir örnek. Open Subtitles الطباعة والغلاف انة مثال عظيم لمهارة الصنع فى القرن السابع عشر
    Bu evrimin ne kadar hızlı olduğuna dair bir örnek vermek istiyorum. TED اود ان اعطيكم مثالا يظهر مدى سرعة حدوث هذا التطور.
    demek. Bunu size teorik olarak anlatmaktansa sanırım bir örnek ile göstereceğim. TED وبدلا من الحديث عن ذلك نظرياً ، أظنني فقط سوف أريكم مثالاً.
    Rose, mutfağa git ve o yağdan bir örnek al. Open Subtitles على أي حال، اذهبي إلى المطبخ يا روز، وأحضري عينة من هذا الزيت
    Bağdat geçliğine parlak bir örnek olacak... ve herkes küçük hırsızın nasıl buralara geldiğini- Open Subtitles وسيكون قدوة لكل الشباب وربما نتذكر كيف أصبح اللص الصغير
    İzleyicileri hikayeyi kendisi için yapmasına imkan tanımalısınız. Bununla ilgili bir örnek vereyim. TED إذن عليك أن تترك المشاهدين يصنعون قصصهم بأنفسهم، وسأضرب لكم مثالًا على ذلك.
    Koç P'nin diyetinde 500 var. Hangisi daha iyi bir örnek? Open Subtitles حمية المدربة بافليك 500 سعرة حرارية أيهم أفضل كمثال أعلي ؟
    Şimdi, size bir örnek vereyim: Tüm Avrupadaki inanılmaz karmaşıklıktaki göç problemi. TED على سبيل المثال: الهجرة عبر أنحاء أوروبا، والتي تعتبر مشكلة معقدة للغاية.
    Babam, pazarlama aracı olarak kullanabilmemiz için bir örnek tanıtım kartı basmıştı. TED طبع والدي عيّنة من بطاقة المرجع حتى نستخدمها كمادة تسويقية.
    Bir laboratuvar kutusunu getirip kanından bir örnek al sonra da analiz etmesi için onu Rudy'ye yolla. Open Subtitles أحضر صندوق تحاليل وخذ عينه من دمه وأرسلها إلى رودي ليحللها
    Biz Fransız ordusunu katletmek istemiyoruz. Biz sadece bir örnek vermek istiyoruz. Open Subtitles نحن لا نريد ان نذبح الجيش الفرنسي نحن نريد ان نقد عبرة
    - Bir şeyi falan yok. Bu tehlikeli bir örnek. Yine içiyorsun. Open Subtitles لا يوجد أي عيب بالآلة, إنها عينة فاسدة لقد كنتَ تشرب مجدداً
    Peki önünüzde iyi bir örnek yoksa, hayatınızdaki ilişkiler de mi iyi olmayacak? Open Subtitles و إن أعطيت نموذجاً غير مثالي أيعني هذا حياة بدون علاقات غير مثالية؟
    Bir Kral Muhafizi'nin görevden alindigi bir örnek olay var. Open Subtitles هناك شروط مُسبقة تعفي حارس الملك من واجبه
    Hâlâ takipçisi olacağımız bir örnek şu: Geleneksel fikirlerin ve çoğunluğun peşinden körü körüne gitmemek ve gerçekten değerli olanın ne olduğunu derinlemesine düşünmek. TED وهذا مثالٌ لا يزال بوسعنا اتباعه: عدم الاتباع الأعمى لوجهات النظر التقليدية أو ذات الأغلبية، ولكن ينبغي التأنّي والتفكير مليّاً حول ماهيّة القيم الحقيقية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد