Ama şanssızlık bu ya, youtube'da bir sürü çiftleşen kedi videosu var. | TED | ولسوء الحظ، على موقع يوتيوب، يوجد العديد من مقاطع فيديو لتزاوج القطط. |
Ve artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. | TED | ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات |
- bir sürü parlak, yepyeni insanla tanıştım. - Ne yapıyordun? | Open Subtitles | قابلت العديد من الأصدقاء الجدد شئ مثير, ماذا كنت تفعلين ؟ |
O halde bu şekilde, bir sürü farklı şey için pişmanlık hissedebiliriz. | TED | الآن خلال هذا السياق، يمكننا أن نشعر بالندم حيال أشياء كثيرة مختلفة. |
Ve geçen yıl bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama bir sürü fotoğraf çektim. | TED | ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور. |
- bir sürü şeyden. Hastaydı. Sürekli bakıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | العديد من الأسباب , انها عاجزة تحتاج إلى رعاية مستمرة |
bir sürü şey yaptım, ama hiç ölü bir adam soymamıştım. | Open Subtitles | لقد فعلت العديد من الأمور, ولكنى ,ابدا لم اسرق رجلا ميتا |
- Nickie'nin bir sürü planı olduğuna eminim. - Evet, var. | Open Subtitles | حسناً ، بالتأكيد نيكى لديه العديد من الخطط نعم لدى الكثير |
O, ben ve daha bir sürü kişi orduya katıldık. | Open Subtitles | وقد قمنا مع العديد من الرجال بالانضمام إلى الجيش المناسب |
bir sürü renkli topla oynanan bu oyunun adı ne? | Open Subtitles | ما اسم لعبة بها العديد من الكرات الملونة متل هذه |
bir sürü renkli topla oynanan bu oyunun adı ne? | Open Subtitles | ما اسم لعبة بها العديد من الكرات الملونة متل هذه |
Ama ölmesi gerektiği söylenip de yaşayan bir sürü insan gördüm. | Open Subtitles | ورغم ذلك، فقد رأيت العديد من الحالات المحكوم عليها بالفشل تشفى |
Okuma ve yazma öğrendiğinizde bu başka bir sürü şeyi öğrenmenize imkan tanır. | TED | فعندما تتعلمون القراءة والكتابة فإن ذلك يفتح أمامكم فرص عديدة لتعلم أشياء كثيرة. |
Ama direk bakarsanız, sadece bir sürü rakam ve bağlantısız olaylar. | TED | ولكن اذا نظرتم اليها مباشرة، انها مجرد أرقام كثيرة حقائق متفكّكة. |
Bildiğiniz gibi azizler aramadan bir sürü gönüllü kadın bulabiliyorlar. | TED | انهم حتى لو لم يطلبوا سيحصلون على الكثير من المتطوعات |
Bu yüzden gerilemeye karşı bir sürü inovasyona ihtiyacımız var. | TED | لذا نحن بحاجة إلى الكثير من الابتكار لتعويض هذا الانخفاض. |
Size sağlık, servet... mutluluk, bir sürü çocuk dilerim ama polis dilemem. | Open Subtitles | أَتمنّا لكم الصحةَ، الثروة السعادة الكثير مِنْ الأطفال الرُضَّع ، لا شرطة |
Eski bir bar garsonu olduğuna göre şüphesiz bir sürü erkek tanıyordur. | Open Subtitles | وهي بلا شك كونها مضيفة حانة سابقة على معرفة بالكثير من الرجال |
Eğer Alabama'daki şişko eziklere ya da Iowa'daki ev hanımlarına bir sürü boktan şey satmak istiyorsanız onların hayallerini dürtün. | Open Subtitles | إذا كنت تريد بيع حفنة من حماقة غير مجدية الخاسرين الدهون في ولاية ألاباما وربات البيوت بالملل في ولاية ايوا، |
Daha yeni bir sürü bomba vardı. Fakat sen 50'lilerin havasını yaşamak zorundaydın. | Open Subtitles | كان يوجد الكثير من القنابل الجديدة، لكن رغبت بأخذ ذات عمر الخمسين عام |
Senin için yapmış olmam gereken bir sürü şey vardı. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي كان يجب أن أفعلها لك |
Seks. Etraf bir sürü hızlı seksle dolu değil mi? | TED | الجنس . هنالك الكثير من الجنس السريع ، اليس كذلك؟ |
Babamın savaş kampanyasından kalan bir sürü borcumuz var, çoğunluğu misafirlerimize olan borçlar. | Open Subtitles | لدينا ديون حرب ضخمة من حمله ابي الكثير منها ندين بها الى ضيوفنا |
Onu almak için gittiğimde bir sürü insanla olmamdan hoşlanmaz. | Open Subtitles | هي لا تحب أن أصطحب أُناسٌ كثيرون معي عندما أصطحبها |
Benimle gel, tanışmanı istediğim bir sürü taş gibi insan var. | Open Subtitles | تعال معي لدي الكثير من تماثيل الناس أريدك أن تلتقي بها |
Burada bir sürü erkek çocuk var. Bu işimizi çok zorlaştırıyor. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الأولاد هناك هذا يجعله صعب جداً بالنسبة لنا |
Geçen sene bir sürü öğrenciyi Shenzhen'e gönderdik ve Shenzhen'de fabrika içindeki yenilik yapanlarla beraberce oturdular ve bu harikaydı. | TED | قبل عام أرسلنا مجموعة من الطلاب إلى مدينة شنجن وجلسوا عن الأرض المصنع مع المبتكرين في شنتشن و كان مدهش |