Böylece, birileri bu eşyaları tanıyabilir ya da en azından bu fotoğraflar yaşananlara dair kalıcı, tarafsız ve eksiksiz birer hatırlatıcı olarak kalırlar. | TED | في هذه الحالة، يمكن لأحدهم أن يتعرف على هذه الأشياء أو على الأقل ستظل هذه الصور كمذكر دائم، غير منحاز ودقيق لما جرى. |
bu fotoğraflar en azından bize o silahın ne olduğunu söyleyebilir. | Open Subtitles | هذه الصور مُصغّرة جداً، علّها تبوح لنا عن ماهية ذلك السلاح. |
Bütün bu fotoğraflar birbirine bağlanıyor ve parçalarının toplamından çok daha büyük olan yeni bir şey oluşturuyorlar. | TED | تصبح جميع هذه الصور مرتبطة مع بعضها ثم ينتج عنها شيء ما أعظم من مجرد كونه تجميع لهذه الأجزاء |
bu fotoğraflar engelli insanları engelsiz insanların çıkarı için nesneleştirdi. | TED | هذه الصور، تلك الصور تحصر ذوي الإحتياجات الخاصة و تجعلهم أداة لصالح الأشخاص العاديين |
bu fotoğraflar kitle ölümlerin başlatılmasından hemen önce çekildi. | Open Subtitles | صُوِّرت تلك الصور قبيل إبادة طائفة من السجناء. |
bu fotoğraflar, çarpma sonucu oluşan oyuğun tepesi çökmeden önce çekilmiştir. | Open Subtitles | هذه الصورِ أخذت قبل أنهيار سقف الحلقة الخارجية |
bu fotoğraflar kurbanların biri üzerinde gerçekleştirdiğim bir otopsiyi gösteriyor. | Open Subtitles | هذهِ الصور تُريكم عملية تشريح أجريتها على جثة أحد الضحايا |
bu fotoğraflar farklı yerlere yerleştirildi ve pek çoğu işe yaradı. Çok ama çok güzeldi. | TED | ووضعت هذه الصور في أماكن مختلفة كثيرة، وعاد العديد منهم، وكان ذلك جميلاً جداً جداً. |
Peki, tüm bu fotoğraflar ve olayların ortak noktası nedir? | TED | وما هو الرابط المشترك لكل هذه الصور والأحداث؟ |
bu fotoğraflar bizlerin başkalarının acılarını, uzaktan da olsa, hissettiğimizi gösteriyor. | TED | ما تثبته هذه الصور هو نحن نحس بآلالام الآخرين، ولكن بفارق كبير. |
bu fotoğraflar iğrenç, ama Fleming'in Shephard'a tecavüz ettiğini kanıtlamaz. | Open Subtitles | هذه الصور مقرفة ولكنها ليست دليلاً على أن فلامينغ اغتصب ليه شيفرد. |
bu fotoğraflar, dün Marina Oswald'la çocuklarının yaşadığı garajda... | Open Subtitles | تم العثور على هذه الصور أمس بين ممتلكات اوزوالد |
bu fotoğraflar televizyonda gösterilemez. | Open Subtitles | أنا آسف .. لا يمكن أن تظهر هذه الصور على شاشة التلفزيون |
bu fotoğraflar, iki ölüm mahallinde çekildi. | Open Subtitles | هذه الصور أخذت في المواقع من كلتا وفيّات. |
1941 yılının baharında bu fotoğraflar çekilmeden önce Adolf Hitler radikal bir karar vermişti. | Open Subtitles | في الوقت التى اُخذت فيه هذه الصور في ربيع عام 1941 |
bu fotoğraflar bana bu olaya yeni bir bakış açısı kazandıracağımı düşünen bir dedektif tarafından gönderildi. | Open Subtitles | هذه الصور أرسلت إلي من محقق اعتقد أنه أن لدي فضولاً للقضية. |
bu fotoğraflar kadınları seks objesi olarak gösteriyor. | Open Subtitles | تلك الصور مذّله تجعل النساء و كأنها أدوات جنسيه |
bu fotoğraflar, Albay ve adamları tarafından katledilmiş Afrika'lı köylüleri gösteren, gizli bir dosyadan alındı. | Open Subtitles | تلك الصور من ملف سري لقرويين من افريقيا اعدمهم هذا النقيب و شركائه |
Ama bu fotoğraflar teorimin doğruluğunu kanıtlıyor suikastçı, büyük bir örgütün bir parçası. | Open Subtitles | لكن تلك الصور تثبت بأن نظريتي صحيحة بأن مُطلق النار هو جزاً من شبكةٍ كبيرة |
bu fotoğraflar yalnızca birer kopya. Birinin elinde asılları var. Ortalığa çıkarlarsa... | Open Subtitles | تلك الصور مجرّد نسخ، لدى أحدهم النسخ الأصليّة، لو إنكشفت تلك الصور... |
bu fotoğraflar, Ravensbruck'un kurtuluşundan sonra Ruslar tarafından çekilmiş. | Open Subtitles | هذه الصورِ أُخِذتْ مِن قِبل الروس بعد تحريرِ رافينسبورك. |
bu fotoğraflar biz olay yerini temizlemeden önce çekildi.. | Open Subtitles | تمّ التقاط هذهِ الصور قبل أن ننظف المكان . |