Üç cadı ve bir bebek. Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ثلاث ساحرات و طفل لا أعتقد بأنّ هذا سينجح |
ama Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. Çok yapmacık. | Open Subtitles | لكن لا أعتقد أن هذا سينجح إنها مصطنعة جداً |
Bunun işe yaraması için herkesin kendine düşeni yapması önemli. | Open Subtitles | أنه أمرُ مهم أن نقوم جميعاً بوظائفنا لكي ينجح هذا |
Tabii ki, Bunun işe yarayıp yaramayacağı hakkında bir fikrim yok. | Open Subtitles | بالطبع، ليس لدى فكرة إذا كان هذا سيفلح |
Bunun işe yarayacağını sanmıyorum adamım. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك سينجح , يا رجل |
- Bunun işe yaramayacağını bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنتِ تدركين أنّ هذا لن ينجح أبداً، أليس كذلك؟ |
Bunun işe yarayacağından emin misin, patron? | Open Subtitles | هل انت متأكد من نجاح هذا ايها الزعيم؟ |
Bu projeyle ilgili en ilginç şey ise Beau ve bizim Bunun işe yarayıp yaramayacağına dair hiçbir fikrimiz olmamasıydı. | TED | ما كان مثيرا حقاً في هذا المشروع هو أننا، وبو، لم تكن لديه أي فكرة عما إذا كان هذا سيعمل. |
36 saat içinde, ofisinde bulunur. Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | سوف يعود لمكتبه في غضون 36 ساعة لا أعتقد أنّ هذا سينجح |
Ben ciddiyim. Bunun işe yarayacağından eminim. | Open Subtitles | إنّي جادّة، أوقن تمام اليقين أنّ هذا سينجح. |
Ama bildiğim birşey varsa... o da Bunun işe yarayacağıdır. | Open Subtitles | لكن أنا أيضا أعرفك جيّدا لأعلم أنّ هذا سينجح |
Bekle bir dakika, Bunun işe yarayacağını nereden biliyorsun? | Open Subtitles | مهلاً ، كيف تعلمين أن هذا سينجح ؟ |
Bunun işe yarayacağından emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة من أن هذا سينجح ؟ |
Eğer Tanrıya inanıyorsan Bunun işe yaraması için dua et. | Open Subtitles | إن كنتَ تؤمن بالرب فصلِ لأجل أن ينجح هذا |
Sen gerçekten elinden geleni yaptın... ben Bunun işe yaramayacağından o kadar korkmuştum ki... yani biliyorsun pek fazla ortak yönümüz yok... ben adeta bunu sabote ettim. | Open Subtitles | انت جازفت حقا هناك وكنت خائفة جدا الا ينجح هذا تعلم , انه ليس لدينا الكثير من القواسم المشتركة |
Pekâlâ, Bunun işe yaradığından emin değilim. | Open Subtitles | . حسناً، لا اعتقد ان هذا سيفلح |
- Dostum, Bunun işe yaramayacağını sanmıştım. | Open Subtitles | يجب أن تصدّقني لا أعتقد أنّ ذلك سينجح |
Bunun işe yarayacağından emin değilim. | Open Subtitles | لستُ موقنةً أنّ هذا سيُجدي لقد قمتِ بجلسة |
- Sizce Bunun işe yarama ihtimali var mı? | Open Subtitles | -تعتقد بأن هناك فرصة على نجاح هذا الأمر؟ |
Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اعتقد ان هذا سيعمل بشكل صحيح. |
Her zaman Bunun işe yarayıp, yaramadığını görmek istemişimdir. | Open Subtitles | كنتُ أريد دائماً أن أرى ما إذا كان هذا يعمل. |
Bunun işe yaramasının tek yolu bu karakterleri iliğinize işleyecek kadar benimsemenizden geçiyor. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة لإنجاح هذا هو ان تؤمن بأنك هذا الشخص, و تَحْلُمُ مِثله |
Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن ذلك سيفلح. |
Eğer Bunun işe yarayacağını düşünüyorsan, hiç durma evlat. | Open Subtitles | إذا اعتقدت بأن هذا سينفع يا بني ففعل ذلك |
Diğerine geçmeden Bunun işe yarayıp yaramadığını görmemiz gerek... | Open Subtitles | علينا أن نرى إذا كان هذا ينجح مع هذه العين قبل ان نفعل مع الاخرى. |
Millet, Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن بأن هذا سيجدي نفعاً إنتظري، فهذا مثير |
Bunun işe yaraması için, gereksiz bütün ağırlıklardan kurtulmalıyız. | Open Subtitles | ليعمل هذا علينا أن نفقد أي كتلة غير ضرورية |
Bunun işe yarayacağından emin değildim. | Open Subtitles | أنا لم أكُن متأكد أن هذا سيجدى نفعاً. |