"düşündü" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يعتقد
• ظن
• فكر
• ظنت
• إعتقد
• يظن
• ظنّ
• إعتقدت
• فكّر
• ظنّت
• أعتقدت
• يفكر
• ظنوا
• اعتقدوا
• افترض

Bazı filozoflar bizim ıslah olmayacak derecede bencil olduğumuzu düşündü.
يعتقد بعض الفلاسفة أننا كنا أنانيين بشكل لا يمكن إصلاحه.

Herkes babamın yanına taşınmamın benim için en iyisi olacağını düşündü.
و الجميع ظن انه سيكون من الافضل ان ابقي مع والدي

- Bir kaç defa burada bulundun! - Doktor testi düşündü.
لقد كنت هنا فى اغلب الحيان دكتور فكر فى هذا الامتحان

Beni 12. katta sıkıştırdı sanırım sana ondan önce ulaşabileceğimi düşündü.
لاقتنى بالطابق الثاني عشر ظنت أنه يمكننى أن أصل لكِ قبلها

Biliyorsun saklanırken ben bir hırsızdım, ordu da bu işte iyi olacağımı düşündü.
تعرفين، بينما نكون مختبئين كنت لصاً لذلك إعتقد الجيش بأنني سأكون مناسباً لذلك

Pek çoğunuz bir hemşireden ya da başka bir sağlık görevlisinden bahsettiğimi düşündü.
الكثير منكم يظن أنني أتحدث عن الممرضين أو بعض أنواع الرعاية الطبية المهنية.

Hastaneye götürüldüğümde doktorlar öleceğimi düşündü. Ama bana ne yapılacağını öğrendiğimde düşündüm ki...
عندما وصلت إلى المستشفى، ظنّ الأطباء أنني سأموت، وعندما أدركت ما الذي حدث لي، اعتقدت أن الموت كان من الممكن..

Baba kızın eteğindeki kanı görünce ona tecavüz edildiğini düşündü.
يرى الأب الدم على تنورتها و يعتقد أنها تعرضت للاغتصاب.

Bunların, ilgi odağı olmak için benim uydurduğum bir şey olduğunu düşündü.
يعتقد أنه شيء اختلقته حتى اسبب المشاكل وحسب وأن أكون محط الاهتمام

Birisi bir yerde Kuzey Kutbu'nda inşa etmek iyi bir fikir olduğunu düşündü.
شخص ما في مكان ما يعتقد بانه من الجيد البناء في القطب الشمالي

Hadi dostum, solo takılarak büyük bir yıldız olacağını düşündü.
هلم يا رجل، ظن انه سيلمع نجمه عندما يغني بمفرده

1951 de, Escher bu çizimi yaptı. Bir hayvan fantazisi oluşturabileceğini düşündü.
في عام 1951 رسم إيسكر هذه الصورة وقد ظن أنه يقوم بخلق حيوان خيالي.

Kendi zihninde renkdaşlarına leke sürüldüğünü düşündü ve buna izin veremezdi.
ظن أن وجهة نظره قد أُهينت، ولم يكن ليسمح بذلك

Ama ikinci çocuk yoldayken, Joe taşınmanın zamanının geldiğini düşündü.
لكن مع الثاني في الطريق .. جو فكر في الإنتقال

Hangi salak Bay Kaplumbağa tuvalete konulmasının.. ...sorun olmayacağını düşündü?
من فكر أنه من الصائب وضع السيد سلحفاة في المرحاض؟

Belki de kötü olan iki şeyden, iyi bir şey çıkartmayı düşündü.
ربما ظنت أنها يمكن ان تقدم شيء جيد بدلا من الاشياء السيئة

Bir hırsızdım, ordu da bu işte iyi olacağımı düşündü.
كنت لصاً لذلك إعتقد الجيش بأنني سأكون بارعاً في ذلك

Ayrıca Hicks cahil vahşi bir kişiye karşı savaştığını düşündü ama yanıldı.
أيضا هيكس كان يظن أنه يحارب وحش جاهل ، و كان خطأ

Tapınaktaki Doliones, bu yeni gelenleri istilacılar olarak düşündü.
في العاصفة، ظنّ الدليونيس أن هؤلاء غزاةٌ وافدون جدد.

Ve iyi bir fikir olduğunu düşündü değil mi?
إعتقدت بأنّها كانت فكرة رائعة، أيضا، أليس كذلك؟

Sanırım çantadan kurtulup, parayı saklamayı düşündü ve polis katilim almış olduğunu düşünecekti.
اعتقد انه فكّر انه يمكنه ان يتخلص من الحقيبة ويُخفى الأموال وان البوليس سيعتقد ان القاتل قد أخذها

Annem dün gecenin kötü tadından biraz kurtuluruz diye düşündü ama hayır dedi.
لقد سألته أمي. ظنّت أن هذا سينسيه الطعم السيء لليلة الماضية, ولكنه رفض

Bence 15 dakikasını harcadı ve kesinlikle delice intikam planları düşündü.
أعتقدت لتحصل على 15 دقيقة وهي كلياً تستخدمهم لتحظى بأنتقامها المجنون

İlaç bağımlılığı geliştirmeyi düşündü, fakat bu aptallık olurdu.
كان يفكر بإدمان إحدى المخدرات لكن وجدها حماقة

Herkes konuşmam gerektiğini düşündü, ama gelişimsel olarak bilinçli hareket etmiyordum.
جميعهم ظنوا انى بحاجة للتحدث لكن تنمويا لم يتم ارشادى بالضمير

FBI sana ulaşabileceğini düşündü.
مكتب التحقيقات الفدرالي لن يسعوا ورائك اذا اعتقدوا انهم لن يستطيعوا تجنيدك

Arkeologlar önce bu silahların sadece erkek savaşçılara ait olabileceğini düşündü.
افترض علماء الآثار سابقًا بأن الأسلحة هي للمحاربين الذكور فقط