| Dürüst olmak gerekirse, soruyu soran kişinin ne demek istediğini anlıyordum. | TED | الآن، لو كنت صادقة، فقد علمت مالذي كانت تعنيه. |
| Güzel, Will, Ne demek istediğini tam olarak anlamadım. | Open Subtitles | حسناً يا ويل, أنا لست متأكد بالضبط مما تعنيه |
| - Ama televizyon hep oradaydı . - Ne demek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | لكن التلفزيونَ كَانَ دائماً هناك أَعْرفُ ما تقصد |
| Ne demek istediğini söylemezsen, demek istediğini kim bilecek? | Open Subtitles | ومن سيعرف ما تقصدين إذا لم تقولي ما تقصدين؟ |
| demek istediğini anlıyorum. Sence faydalı olmanın tek yolu, her savaşı kazanmaktır. | Open Subtitles | فهمت، وجهة نظرك هو أنه يجب أن أفوز بكل المعارك لأحدث تغييراً |
| Ne demek istediğini anlıyorum, fakat Yahudiler her zaman Çin yemeği yemeye gider. | Open Subtitles | فهمت قصدك, و لكن عندما يتم تخييرهم فاليهود دائما ما يختارون الطعام الصيني |
| - Öyle demek isteme... - Ne demek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أقصد ذلك أعلم ما الذي كنت تقصده |
| Ne demek istediğini anladım. | Open Subtitles | . أجل . هذا هو ما تعنيه . انه مثير للشفقة |
| Bu kimin fikriydi, bu kadar vakit suyun altında? Sanırım çekçem iyiye gidiyor, çünkü ne demek istediğini anlıyorum. | Open Subtitles | تحسّنت لغتي التشيكية لأنني أفهم ما تعنيه |
| Yapmak istemediğimden ne demek istediğini anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف ما تعنيه لأنني أيضا لا أريد القيام بهذا |
| Ne demek istediğini biliyorum, pal. Bazen çok meşgul olursun... | Open Subtitles | أعرف ماذا تقصد يا صديقي أحياناً تصبح مشغولاً. |
| Ne demek istediğini anlıyorum. Bu gece, bu stüdyoda tir tir titredim. | Open Subtitles | اعلم ماذا تقصد لقد ارتعشت في الاستوديو الليلة |
| Ne demek istediğini şimdi görüyorum işte. Ö L Ü B Ö L G E S e z o n 6 , B ö l ü m 7 " S O N U Ç " Çeviri = cobra35 " İ Y İ S E Y İ R L E R " | Open Subtitles | الآن يمكنني أن أرى ما كانت تقصد سأستاجر لكِ سيارة أجرة، حسناً؟ |
| Ne demek istediğini anlıyorum. Dün akşam konusunda özür dilerim. | Open Subtitles | حسنا ، أعلم ما تقصدين بشأن ليلة البارحة أنا ... |
| Ne demek istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | حسنا , أنا متأكد أنني لا أعرف ماذا تقصدين |
| - Bu kadar, soru yok. - Ne demek istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | هذا كل شئ ,لا تسألى أى سؤال أنا حقاً لا أعرف ماذا تقصدين |
| Ne demek istediğini anladım ama bundan bir şey çıkmaz. | Open Subtitles | استطيع ان ارى وجهة نظرك ولكن صدقيني لاغبار على الصفقة |
| Ne demek istediğini anlamıyorum ama... Bence Robert'ın kı.ına tekmeyi atan Amy oldu. | Open Subtitles | لا أعرف حقاً ما هو قصدك لكنني اعتقد ان آيمي هي |
| Ne demek istediğini anlamadım ama sanırım kötü bir şey demek istedin. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما الذي تقصده لكن من الواضح أنه ليس بالأمر الجيد |
| - Ne demek istediğini biliyorum. - Biliyor musun? | Open Subtitles | .ـ أعلم ما الذى تقصدينه ـ أتعلم ما الذى أقصده ؟ |
| Annen ölmek istememişti derken ne demek istediğini anlamadım. | Open Subtitles | لا افهم ما الذي تعنينه عندما قلتِ أنها لم ترد أن تموت |
| Rüya Krallığı, gözler ve gözyaşı... Ne demek istediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | مملكة الأحلام ، والدموع والعيون لا أعرف ما الذي يقصده |
| demek istediğini anladım ama sana katılmıyorum. | Open Subtitles | أنت تعرفين مقصدي أنا أعرف مقصدك وإنما لا أتفق معك |
| Sonra sen geldin ve ben de, aslında ne demek istediğini anladım. | Open Subtitles | ثمّ أتيتِ وحدك وأدركت أن قصده في الحقيقة |
| Bak, katılmıyor olabilirim ama ne demek istediğini anlıyorum. | Open Subtitles | ربّما لا أوافقك، لكنّي أعي ما تحاول قوله. |
| Daldan dala atladın, ne demek istediğini anlamadım hiç. | Open Subtitles | أنتم حول المكان لا أعرف ما الذى تريد قوله |
| Demek istediğim, ne demek istediğini anlıyorum Ahbap. Parayı o aldı. | Open Subtitles | أنا أقول، لقد فهمت ما ترمي إليه (ديود)، لقد احتفظ بالأموال |
| Ama demek istediğini anlıyorum: piyango bileti almak için kazanmaktan başka sebepler olabilir. | TED | لكن بالتأكيد أرى نقطتك: أنه قد يحدث بعض المنفعة من شراء تذكرة اليانصيب بدلاً عن الفوز. |