Amerika'da sözüm ona demokrasi var amma okul bahçesinde havalı olan kraldır. | Open Subtitles | يفترض أن تكون أميركا دولة ديمقراطية ولكن في ساحة المدرسة، الرائع يحكم |
Para bazlı ekonomiyle imkansız olan demokrasi kuralları çerçevesinde düşünürler | Open Subtitles | فهم يفكرون بمعايير ديمقراطية, و هو مستحيلٌ في نظامٍ نقدي. |
Çıkıp da demokrasi kültürünün siyasi yapılanmada bugüne kadarki geldiğimiz en iyi nokta olduğunu söylemek radikallikle bir tutuluyor. | TED | للإلتفاف حول قول أنني أؤمن بأن ثقافة الديمقراطية هي أفضل ما وصلنا إليه كصورة للتنظيم السياسي فهذا مقترن بالتطرف. |
Pekala, ilk soru ideal demokrasi hakkında, tüm bu özellikler çok albenili. | TED | حسنا، السؤال الأول كان عن الديمقراطية المثالية، وجميع هذه الصفات جذابة جدا. |
demokrasi ve tiyatronun antik Yunan ile aynı zamanda ortaya çıkması tesadüf değil. | TED | ليس هنالك مصادفة بأن الديموقراطية والمسرح ظهروا في نفس الوقت في أثينا القديمة. |
Tanıtım sektöründe çalışmayı hiç düşündün mü? Bayanlar, demokrasi yok bu okulda. | Open Subtitles | هل فكرت في أن تعملي كمسؤولة أعلامية؟ هذه ليست ديموقراطية يا بنات |
Müsade edersen, dünyayı demokrasi için güvenli yapma vakti geldi. | Open Subtitles | أنت ستعذريني، لقد حان الوقت لـ نعمل السلام العالمي للديمقراطية. |
Belki halk olarak, özellikle de İsrail'de, demokrasi var. Konuşma özgürlüğümüz var, ve belki de küçük bir şeyi, bir şeyi, değiştirebilirsiniz. | TED | وبما أننا أشخاص، لأن حاضة في اسرائيل، نحن لدينا ديمقراطية. ولدينا حرية التعبير، وربما ذلك الشئ الصغير يتمكن عمل تغير. |
Ama ben sorunun bir ekonomi sorunu olmaktan çok bir demokrasi sorunu olduğuna inanmaya başladım. | TED | و مع ذلك وصلت إلى الإعتقاد أن المشكلة لم تكن مشكلة ذات طبيعة إقتصادية بل طبيعة ديمقراطية |
Güç, tüm yönetim şekillerinin, demokrasi ya da diktatörlük çalışmasının temelinde yer alır. | TED | والقوة تتحكم في كيفية عمل أي شكل من الحكومات، سواء كانت ديمقراطية أو ديكتاتورية. |
Almanya'da gelişmiş bir demokrasi olsa da, vatandaşlar hükümet bölgesinde, anayasal hakları konusunda sınırlıdır. | TED | بالرغم من أن ألمانيا تُعتبر ديمقراطية تقدمية، إلا أن المواطنين لا يتمتعون بحقوقهم الدستورية كاملة في المباني الحكومية. |
Çünkü Brexit oyu şunu gösteriyor ki özgür demokrasi kırılmış. | TED | لأن ما أثبته تصويت خروج بريطانيا أن الديمقراطية الحرة معطلة |
İstediğimiz şeyi söyleriz, ama o bir şey yapamaz. demokrasi de işler. | Open Subtitles | يمكننا أن نقول ما نشاء عنه ولا يستطيع إيذاءنا وهذه هى الديمقراطية |
Tüm dünyayı demokrasi için özgürleştirecek bir savaştan yeni döndüm. | Open Subtitles | عدت للتو من حرب و حررت العالم كله لآجل الديمقراطية |
Bu arada demokrasi tüm insanların bilgeliğine saygı duymak demektir-buna da geleceğiz. | TED | بالمناسبة ان الديموقراطية .. تعني إحترام أفكار وثقافة جميع البشر .. وسوف أعود إلى هذا لاحقاً |
George Bush Irak'a saldırdığında kitle imha silahları bulacağını, halkı özgürleştireceğini ve Orta Doğuya demokrasi götüreceğini sandı. | TED | جورج بوش توقع انه اذا احتل العراق فانه سوف يكتشف اسلحة الدمار الشامل وسيحرر الناس وينشر الديموقراطية في الشرق الاوسط |
Böyle fırtınalı günlerde bizlerin ihtiyacı olan kusursuz bir demokrasi. | Open Subtitles | ..خلال هذه الأوقات الغير مستقرة نحن بحاجة إلى ديموقراطية تامة |
Ulusal demokrasi Partisi, sabahtan akşama kadar kutlanacak bir zafer verdi. | Open Subtitles | الإتحاد الوطني للديمقراطية يبدو جاهزاً للإحتفال حتى وقت متأخر من الليل. |
Fakat tüm bu söylediklerimi etkili bir şekilde çalıştırabilmek için, dürüstçe söylemek gerekirse, yerel demokrasi sadece politikacıların becerebileceği birşey değil. | TED | ولكن لنجاح أي من تلك الأفكر المصداقية في اللغة ، والديمقراطية المحلية، ليست حول ما يفعله الساسة |
Ve kesinlikle emindim ki, demokrasi ve bizim topluma mükemmel olacaktı. | TED | وكنت متأكدا بأنه سيكون أمرا عظيما للديموقراطية ولمجتمعنا. |
Özgürlük, demokrasi ve bunlar gibi iyi şeylere inanır o. | Open Subtitles | انه يؤمن بالديمقراطية والحرية وكل الأشياء الجيدة |
Bir sonraki demokrasi Kongresinde açılış konuşmasını yapacak, eğer utanılacak bir sırrı varsa, onun demokrasi Komitesinin elinde patlamasını istemiyorum. | Open Subtitles | انه من المرجح المتحدث الرئيسي القادم في مؤتمر الديمقراطي ، وإذا لديه فضيحه مكتومه في خزانته أنا لا أريده ينفجر |
Okuyucular Twitter'da atıp tutsun. Zevklilik bir demokrasi değil. | Open Subtitles | و يستطيع القارئون ان يتذمروا في التويتر الذوق الجيد ليس ديموقراطياً |
Bütün o demokrasi şarkılarını biliyorum. Yine de serseriler. | Open Subtitles | انا اعلم جميع قوانين الديموقراطيه مازالو أقارب |
Ooh. Şimdi benimle gel de sana demokrasi öğreteyim. | Open Subtitles | الآن،،تعالَ،،ولسوف أعلّمُكَ عن الديموقراطيّة. |
Hitler'le demokrasi için savaştık. Bu köyden de birkaç kaybımız oldu. | Open Subtitles | قاتلنا هتلر لأجل الديمقراطيه و مات الكثير من قريتنا |
Hepiniz bunun demokrasi olduğunu düşünüyor gibisiniz. | Open Subtitles | يبدو أنّكم جميعًا تظنون الأمر مسألة ديمقراطيّة. |
Biz demokrasi ile yönetilen bir topluluk değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا ديموقراطيين |