- Yani. Saklayacak bir şeyi olmayan kimsenin Dişleri o kadar beyaz olmaz. | Open Subtitles | يعني أن لا أحد يبيض أسنانه هكذا إلا و كان لديه شيء ليُخفيه. |
Ama bu korkunç pençeleri, ...korkunç Dişleri ve korkunç çenesi olan yaratık kimdi? | Open Subtitles | من يكون هذا المخلوق ذو المخالب المخيفة و أسنانه الفظيعة في فكيه الكريهين؟ |
O bir canavar, Dişleri var, ustura keslinliğinde İri pençeleri, kesici tırnakları | Open Subtitles | انه وحش له أنياب حادة جدا و كفوف قاتلة و مخالب هائلة |
Hatta bir keresinde ata binmeye gitmişti ve Dişleri dökülmüştü. | Open Subtitles | في الحقيقة، كانت تقود سيارتها في أحد الأيام وفقدت كل أسنانها |
Bugün Dişleri tarıyoruz, siz de dişlerinizi taratabilir ve bu yöntemle yapılmış size uygun diş kaplaması yaptırabilirsiniz. | TED | فحص الاسنان اليوم تستطيع فحص اسنانك و طلاء اسنان صنع بهذه الطريقة ليناسبك |
Anlayacağın artık Dişleri parmaklarından daha büyük olan birisiyle takılma konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | لذلك انا لم اعد مرتاح في الخروج مع شخص اسنانه اطول من اصابعه |
Arka Dişleri fırçalamak ve kedilerin çocukların soluklarını almaları gibi. | Open Subtitles | اعلم تماما مثل تنظيف الاسنان الخلفية والقطط التى تسرق الارواح |
Bu sivri Dişleri ve zehri olmadan Sophie hayatta kalmayı kesinlikle başaramazdı. | TED | لذا، بدون هذه الأنياب وهذا السم، ما كانت صوفي لتنجو مطلقًا. |
Evet, fakat Dişleri açık değildi o yüzden arkadan değil. | Open Subtitles | أجل، ولكن كانت أسنانه سترتخي، لذا فلم يُضرب من الخلف |
Yönetici Choi, Şoför Bey'in Dişleri kırılacak. Ağzına biraz bundan koy. | Open Subtitles | ،مدير تشوي، سوف يكسرُ السائق بايك أسنانه .ضع بعض المناديل بفَمه |
Dişleri sapsarı ve çürük, gözleri de patlak... ve hemen her zaman salyaları akıyor. | Open Subtitles | أسنانه صفراء ورديئة عيونة مفقوعة ويسيل لعابة فى معظم الأحيان |
Dişleri sapsarı ve çürük, gözleri de patlak... ve hemen her zaman salyaları akıyor. | Open Subtitles | أسنانه صفراء ورديئة عيونة مفقوعة ويسيل لعابة فى معظم الأحيان |
Kendimizin ve boynuna vampir Dişleri saplanmış tüm insanların acısının intikamını alabilirim. | Open Subtitles | يمكنني الانتقام لمعاناتنا ومعاناة كل إنسان ممن شعروا بطعنة أنياب مصاصي الدماء |
Koca Dişleri vardı ve bizlerle arasında derin bir bağ varmış gibi görünüyor, fillerle de olduğu gibi. | TED | ذي أنياب كبيرة، ويبدو أنه لدينا تفاهم عميق معهم، كما الحال بيننا وبين الفيلة. |
Dişleri o kadar kötü ki profesyonel hokey oyuncusu olmalı. | Open Subtitles | أنظر إلى تلك السيده هناك أسنانها سيئة للغاية لايجب عليها أن تكون لاعبت هوكي محترفه |
Bakalım takma Dişleri olmadan çok sevdiği sert şekerlemeyi nasıl yiyebilecek. | Open Subtitles | لكن لنرى كيف ستتمتع بحلواها المفضلة بدون أسنانها الاصطناعية |
Ama oldukça büyük dişlere sahiptir ve büyük Dişleri olan hayvanların zararsız olabileceğine dair insanları ikna etmek de bir o kadar zordur. | TED | لكن لديه فم كبير وانها نوع من الصعب إقناع الناس إذا حيوان له اسنان كبيرة، انه مخلوق غير مؤذي. |
Şimdi, dikkatini çekerim bayanlar ve baylar bu genç delikanlının Dişleri oldukça kirli. | Open Subtitles | ان اسنان هذا الشاب متسخة جدا انها ليست كذلك |
"Dişlerinin arasında açıklık vardı", "hayır, Dişleri mükemmeldi." | Open Subtitles | لديه فجوة بين اسنانه لا اسنانه كانت مثالية |
Sivri Dişleri... dikenli sırtı. | Open Subtitles | .. هذه هي الأنياب الظهر المُسنّن المُخيف |
Bir tabak kızartılmış cırcırböceği ile karşılaşan çoğu insan bugün hala irkilebilir, tüm o bacakların ve duyargaların Dişleri arasına takıldığını düşündüğünde. | TED | في مواجهة صحن مليء بالصراصير المقلية يتراجع معظم الناس متخيلين أرجل الصراصير وقرون استشعارها وهي تعلق بين أسنانهم. |
Asıl soru, bu mükemmel Dişleri olan iskeletleri nereden buluyorlar? | Open Subtitles | السؤال المهم، من أين يحضرون كل الهياكل بأسنان مثالية ؟ |
Dişleri sarartır. Benimkileri göstermem. Dişlerini göster. | Open Subtitles | إنه يسود أسنانك , لن أريكم أسنانى ولكن دعنى أرى أسنانك |
Pürüzsüz cildi ve kusursuz Dişleri olmayan herkes için okul bir cehenneme dönüştü. | Open Subtitles | المدرسة تصبح كابوس لأي احد من لايملك بشرة سليمة وأسنان مثالية |
O kadar çok seviyormuş ki Dişleri şekerden dolayı çürümüş ve kararmış. | Open Subtitles | ولع كبير جدا حتى اصبحت اسنانها متعفنه وتحولت لونها للاسود من السكر |
çünkü yaşlandıkça Dişleri uzayan bir dinozor bilmiyoruz. | TED | لأننا لم نسمع من قبل عن ديناصور يكتسب أسناناً عندما يصبحون اكبر في العُمر |
Ama şimdi konuşuyor ve dediği hiçbir şey anlaşılmıyor, Dişleri yok çünkü! | Open Subtitles | لأنه يحاول التكلم الآن ولكني لا أفهمه الآن لأن ليس لديه أسنان. |
Sol kıçı saçma dolu, Dişleri böcekle kaplı ve sonuncusu ama en önemlisi, emin değiliz ama sanırım istem dışı orgazm olmuş. | Open Subtitles | ولنرى ماذا أيضاً ردفه اليسرى مصابة بطلقة صيد وأسنانه مغطاة بحشرات |